Bir varmış bir yokmuş… Yemyeşil ağaçların ve rengârenk çiçeklerin olduğu uzak bir ormanda Leylo adında tatlı mı tatlı bir leylek yaşarmış. Uzun ve ince gagası, bembeyaz yumuşacık tüyleri ve parlak gözleri varmış.
Kuş Masalları Oku
Bir zamanlar ışıltılı bir gölde bembeyaz tüyleriyle pırıl pırıl parlayan, Lila adında sevimli bir kuğu yaşardı. Göldeki en meraklı ve cesur kuğuydu ve en önemli özelliği çok iyi bir dinleyici olmasıydı.
Bir zamanlar yemyeşil bir vadinin kenarında, ayakları yere her zaman sağlam basan ama her fırsatta gökyüzüne merakla bakan bir deve kuşu yaşardı. Adı Dodo’ydu.
Bir zamanlar uçsuz bucaksız bir ormanda, rengarenk tüyleriyle herkesi büyüleyen ama kendisi çok çekingen olan bir tavuskuşu yaşardı. Adı Pırıl’dı. Cesaretini toplayıp tüylerini açtığında gökkuşağı gibi parlardı.
Bir varmış, bir yokmuş… Masmavi gökyüzünde süzülen, parlak beyaz tüyleriyle dikkat çeken, minik ama cesur bir turna kuşu varmış. Adı Tuni’ymiş. Her sabah gökyüzüne yükselir, yeni yerler keşfetmek ve farklı hayvanlarla tanışmak için uçar dururmuş.
Bir zamanlar büyük bir meşe ağacının dalları arasındaki yuvasında yaşayan küçük, sevimli bir posta güvercini vardı. Adı Rüya’ydı. Diğer güvercinlerden farklı olarak hem çok cesurdu hem de hayal gücüyle dolup taşardı.
Bir zamanlar kutuplardaki bembeyaz buzullarla kaplı diyarlarda küçük bir penguen yaşardı. Adı Piko’ydu. Arkadaşlarından farklı bir penguendi. Çok meraklı, çok sevimli ve bir o kadar da hayalperestti.
Bir zamanlar Yüksek Dağlar ülkesinde Fırtına adında cesur ve sevimli bir şahin yaşıyordu. Küçük ama hızlı kanatlarıyla dağların zirvelerinde uçar, çeviklikte kimse onunla boy ölçüşemezdi.
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanın kıyısında, küçük bir köyde yaşayan neşeli bir serçe vardı. Adı Mira’ydı. Hep hayal kurar ve diğer serçeler gibi yemek aramak ve yuvasını düzeltmekle zaman geçirmezdi.
Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçlarla kaplı bir ormanda, kocaman yuvarlak gözlü, pofuduk tüylü bir baykuş yaşardı. Bu baykuşun adı Ovi’ydi. Ovi, hem cesur hem de oldukça komikti.
Bir zamanlar yemyeşil ormanın en eski ve en bilge ağaçlarından biri olan Meşe Baba’nın dallarında yaşayan Odi adında bir ağaçkakan vardı. Çok çalışkan, cesur ama biraz inatçı bir kuştu.
Bir zamanlar dev bir ormanın derinliklerinde Yuru adında küçük bir yarasa yaşardı. Diğer yarasalar akşam olunca havada süzüle süzüle uçarken Yuru yerden yalnızca birkaç santimetre havalanabiliyor ve sonra geri düşüyordu.
Bir zamanlar yemyeşil bir vadide yaşayan neşeli bir kırlangıç ailesi vardı. Bu ailenin en küçük üyesi minik ve meraklı Kigi idi. Uçmayı yeni öğrenen ve rengârenk tüyleriyle herkesin dikkatini çeken ama bir o kadar da dağınık bir kırlangıçtı.
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanın kalbinde rengarenk tüyleriyle dikkat çeken bir papağan yaşardı. Adı Pako’ydu. Gökkuşağı kadar parlak tüyleri ve melodik sesiyle herkesin dikkatini çekerdi ama çok kibirli bir papağandı.
Bir zamanlar buzlarla kaplı büyük bir adanın tam ortasındaki minicik bir köyde sevimli Peku isimli bir penguen yaşardı. Tüyleri bembeyaz, göbeği ise kar gibi pofuduk ve yumuşacıktı.
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanda tüm hayvanların neşe içinde yaşadığı bir yer vardı. Bu ormanda yaşayan Şakıyan isimli bülbül, güzel sesiyle tüm canlıları büyülerdi.
Bir zamanlar mavi gökyüzünün altında, altın sarısı kumlarla çevrili, denizin tuzlu kokusunu taşıyan küçük bir sahil kasabasında Martı Miro yaşardı. Diğer martılar gibi uçmayı ve balık avlamayı çok severdi.
Bir zamanlar yemyeşil kırların içinde saklanan bir çiftlikte birçok hayvan bir arada mutlu bir hayat sürüyordu. Çiftlikte kimler yoktu ki? Gururlu Horoz Kıvırcık, konuşkan Tavuk Lili, her zaman şakacı Ördek Minik, sakin İnek Mina ve diğerleri.
Bir zamanlar gökyüzünün en bilge kuşu olan Baykuş Bilgin, Uçan Meşe Ormanı’nda yaşardı. Büyük yuvarlak gözleri ve bembeyaz tüyleriyle ormandaki tüm hayvanların sevgisini kazanmıştı.
Bir zamanlar geniş bir ormanla çevrili, yemyeşil çayırların ve sakin bir gölün bulunduğu huzurlu bir diyarda Gölge adında zarif bir balıkçıl kuşu yaşardı.
Bir zamanlar yemyeşil bir vadide, pırıl pırıl bir göl vardı. Bu gölde yaşayan hayvanlar arasında Minik adında tatlı bir ördek de bulunuyordu. Sarı tüyleri ve kocaman parlak gözleriyle herkesin sevdiği bir ördekti.
Bir varmış, bir yokmuş. Yemyeşil bir vadide neşe dolu hayvanların yaşadığı bir çiftlikte, Sarı isminde herkesin tanıdığı minik bir civciv yaşarmış. Meraklı ve cesur bir civcivmiş ama bazen biraz aceleci de olabiliyormuş.
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, yemyeşil kırların arasında, cıvıl cıvıl kuş seslerinin yankılandığı, güneşin sarı ışıklarıyla aydınlanan bir çiftlikte Kıvırcık adında rengarenk tüyleriyle dikkat çeken sevimli bir horoz yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil ağaçlarla dolu bir ormanın derinliklerinde Koco adında genç bir karga yaşarmış. Ne zaman bir şey istese hemen olsun istermiş.