Bir sonbahar akşamıydı. Rüzgâr hafifçe ağaçların sararmış yapraklarını savuruyor, yapraklar adeta dans ederek yere düşüyordu. Küçük bir kasabanın kenarındaki ormanda yaşayan tilki Karamel, yuvasının önünde oturmuş, sonbaharın getirdiği huzuru izliyordu.
Orman Masalları Oku
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, yemyeşil ağaçların arasında huzurla yaşayan, Cesur adında minik bir kaplumbağa varmış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, sonsuz yeşilliklerle kaplı, gökkuşağının her rengini içinde barındıran bir orman varmış.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, yeşil ormanların içinde Tavşan Tora adında bir tavşan yaşarmış. Diğer hayvanlardan farklı olarak çok çalışkan bir yapısı varmış.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil ormanların arasında, Fındık isminde neşeli mi neşeli bir tavşan yaşarmış.
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanda cıvıl cıvıl kuşların yaşadığı huzurlu bir yuva varmış. Bu yuvada Minik adında bir kuş da yaşarmış.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, gökyüzünün en parlak ışığı olan Ay Dede, her gece gökyüzünde pırıl pırıl parlayan kocaman yuvarlak bir ışık saçar, dünya üzerinde yaşayan tüm canlıların uyumasına yardım edermiş.
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda, geniş ve serin bir ormanda bir anne deve kuşu yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil ormanların arasında sessiz ve huzurlu bir köy varmış. Bu…
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda bir ormanda Fıstık adında, yumuşacık beyaz kürküyle, kocaman, meraklı gözleriyle herkesi kendine hayran bırakan sevimli bir tavşan yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, dört mevsimin de tüm güzellikleriyle yaşandığı, dağların beyaza büründüğü, ağaçların yapraklarını döktüğü, kar tanelerinin usulca yeryüzüne indiği bir orman varmış.
Bir varmış, bir yokmuş, yemyeşil ormanların derinliklerinde, güneşin ışıklarıyla parlayan bir köy varmış. Bu köy huzur dolu insanların yaşadığı, renkli çiçeklerle süslü bahçeleri olan bir yermiş.
Bir varmış, bir yokmuş, uzak diyarlarda yemyeşil ormanlarla kaplı bir köy varmış. Bu köyde her akşam güneş battığında gökyüzü altın sarısı renklere bürünür, ardından ay usulca gökyüzüne çıkarmış.
Ormanın en uzun boylu sakinlerinden biri olan Zürafa Lolo, günün birinde büyük bir heyecanla uyanmıştı. O sabah çok özel bir gündü. Çünkü Lolo, arkadaşları Çılgın Zebra Momo ve Fare Boboyla birlikte “En Şık Çorap Yarışması”na katılacaktı.
Bir varmış, bir yokmuş, yemyeşil ormanların eteklerinde, herkesin çok sevdiği, pofuduk beyaz tüyleri ve kocaman yeşil gözleriyle tatlı mı tatlı bir kedi yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarların birinde minik bir kuş ailesi yaşıyormuş. Anne kuş, baba kuş ve henüz uçmayı bilmeyen küçük yavruları, Minik Kuş.
Ormanda güneş ışıl ışıl parıldarken Hipo, göl kenarında keyifli bir gün geçiriyordu. Suyun üzerine düşen güneş ışıklarını izliyor ve suyun…
Uzak diyarların birinde, yemyeşil ormanlarla çevrili, güneşin sıcak ışıklarıyla aydınlanan, rengârenk çiçeklerle bezenmiş, Gökkuşağı Krallığı adında bir krallık varmış.
Masal Dinle Aşağıdaki bölümden masalı dinleyebilirsiniz. Masal Oku Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, yemyeşil ormanların içinde Cesur Tavşan adında…
Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde, büyük bir mağarada yaşayan sevimli bir ayı varmış. Bu ayı uyumayı çok sevdiği için herkes ona “Uyuyan Ayı” dermiş.
Uzak diyarlarda yemyeşil ağaçlarla çevrili, rengarenk çiçeklerin açtığı, kuşların neşeyle cıvıldadığı huzurlu bir ormanda sakin, meraklı ve biraz da yavaş hareket eden bir kaplumbağa yaşarmış.
Bir zamanlar çeşit çeşit ağaçlarla kaplı, kuytu köşelerle dolu Gizemli Orman adında bir orman varmış. Ormanın en bilge hayvanı ise Bilge Kurt Adamar imiş.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda küçük bir köyde Ali adında cesur ve meraklı bir çocuk yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş, kocaman ormanların derinliklerinde, her zaman neşeli ve sıcakkanlı bir kirpi yaşarmış. Bu küçük kirpinin adı Kıvırcık’mış, çünkü dikenleri yumuşak ve kıvırcıkmış.