Tüm Masallar
Bir varmış, bir yokmuş. Uzaklarda, yemyeşil ağaçlarla kaplı bir ormanda pek çok sevimli hayvan yaşarmış. Bu ormanın içinde, en küçük ama en neşeli hayvanlardan biri olan tavşan Pofuduk varmış.
Bir zamanlar uçsuz bucaksız ormanların derinliklerinde, diğer hayvanlar arasında cesareti ve gücüyle tanınanan, Rüzgar isminde cesur ve güçlü bir aslan yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, küçük bir köyde Emre adında yalnız bir çocuk yaşarmış. Emre’nin anne ve babası çok çalıştıkları için Emre sık sık yalnız kalırmış.
Bir zamanlar yemyeşil ormanların derinliklerindeki bir göl kenarında Tıstıs isimli bir kaz ve Gakgak isimli bir karga yaşarmış. Bu ikisi arasındaki dostluk o kadar kuvvetliymiş ki her zaman beraber vakit geçirirlermiş.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, yemyeşil ağaçların arasında huzurla yaşayan, Cesur adında minik bir kaplumbağa varmış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda yemyeşil tepelerin arasında küçük bir köy varmış. Bu köyde Mehmet isminde, tüm köylülerin sevgisini kazanmış, çalışkan mı çalışkan bir çocuk yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, sonsuz yeşilliklerle kaplı, gökkuşağının her rengini içinde barındıran bir orman varmış.
Bir zamanlar, sessiz ve huzurlu bir yerde, gökyüzünün en yükseklerinde bir Bulutlar Ülkesi varmış. Bu ülke, sadece uykusu gelen çocuklar ve hayvanlar için açılan sihirli bir diyarmış.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, bulutların üstünde, gökkuşağının başladığı, güneşin doğduğu bir diyar varmış. Bu diyarın adı Parıltı Ormanı’ymış.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, geniş ve gür ormanların derinliklerinde, neşeyle ağaçlara tıklayan, Tıkır adında bir ağaçkakan yaşarmış.
Bir varmış bir yokmuş. Hayvanların mutlu yaşadığı bir ülke varmış. Bu ülkede ceylan, kaplumbağa, karga ve fare bir arada güzel güzel yaşıyormuş.
Bir varmış, bir yokmuş, uzak diyarlarda, kocaman ve güzel bir dağın eteğinde yaşayan küçük bir aile varmış. Bu aile her yıl özel bir geleneklerini kutlarmış. Aile, anneleri Leyla, babaları Ali ve minik çocukları Zeynep ile Kaan’dan oluşuyormuş.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde, kocaman ve yüksek bir ağaç varmış.
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, masmavi denizlerin derinliklerinde yaşayan küçük bir balık varmış. Bu balığın adı Parıltıymış.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, yeşil ormanların içinde Tavşan Tora adında bir tavşan yaşarmış. Diğer hayvanlardan farklı olarak çok çalışkan bir yapısı varmış.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil ormanların arasında, Fındık isminde neşeli mi neşeli bir tavşan yaşarmış.
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanda cıvıl cıvıl kuşların yaşadığı huzurlu bir yuva varmış. Bu yuvada Minik adında bir kuş da yaşarmış.
Bir zamanlar uçsuz bucaksız çiçeklerle dolu bir vadide, Mara adında minik ve cesur bir arı yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil bir köyde yaşayan Yumoş adında küçük bir koyun varmış.
Bir zamanlar Kaptan Kara Sakal isminde korkusuz ve cesur bir korsan yaşardı. Deniz Kurdu isimli, okyanusların en hızlı ve en dayanıklı gemilerinden birine sahipti.
Bir varmış, bir yokmuş, uzak diyarlarda, sadece dondurmalardan yapılmış Dondurma Şehri isimli bir şehir varmış. Binalar, yollar, hatta ağaçlar bile dondurmaymış!
Bir zamanlar yemyeşil ormanların arasında bir nehir varmış. Bu nehrin etrafında yaşayan hayvanlar her gün şırıl şırıl akan suyun sesini dinler, ormanın huzur dolu sessizliğinde oyunlar oynarlarmış.
Bir varmış, bir yokmuş… Meksika’nın sıcak güneşi altında yaşayan Chico adında kıpkırmızı, minicik bir acı biber varmış. Chico’nun tek amacı dünyanın en büyük partilerini yapmakmış!
Bir sabah, hava daha önce hiç olmadığı kadar soğuktu. Elif yatağından kalkarken pencereden dışarı baktı ve gözlerine inanamadı. Dışarıda her yer beyaza bürünmüştü.