Bir zamanlar büyük bir meşe ağacının dalları arasındaki yuvasında yaşayan küçük, sevimli bir posta güvercini vardı. Adı Rüya’ydı. Diğer güvercinlerden farklı olarak hem çok cesurdu hem de hayal gücüyle dolup taşardı.
5 Yaş Masalları ve 5 Yaş Hikayeleri
5 yaş eğitici hikayeler
5 yaşındaki çocukların meraklarını besleyecek ve gelişimlerine katkıda bulunacak 5 yaş eğitici masallar bu bölümde sizleri bekliyor. Bu yaş grubuna özel olarak hazırlanmış masallar, çocukların hem eğlenmesini hem de yeni şeyler öğrenmesini sağlıyor. Renkler, hayvanlar, doğa, arkadaşlık, paylaşma gibi temel kavramlar eğlenceli ve öğretici bir şekilde işleniyor. Her hikaye çocukların zihinsel gelişimlerine katkıda bulunurken aynı zamanda onların hayal gücünü harekete geçiriyor.
5 yaş uyku masalları oku
Bu masallar çocukların hem keyifli zaman geçirmelerine hem de uyku öncesi rahatlamalarına yardımcı olacak şekilde tasarlanmıştır. Hikayelerdeki yumuşak anlatım ve sevgi dolu karakterler çocukların huzurlu bir şekilde uykuya dalmalarını sağlarken aynı zamanda her seferinde yeni bir bilgi edinmelerine de imkan tanıyor. Hem öğretici hem de eğlenceli içerikleriyle bu masallar çocukların severek tekrar tekrar dinlemek isteyecekleri masallar haline gelecek.
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanda Titi adında sevimli ve meraklı bir tırtıl yaşardı. Minik antenleri her zaman kıpır kıpırdı çünkü çevresinde olan her şeyi keşfetmek isterdi. Bir şeyi hemen öğrenmek ister, sabırsızlanır ve kolayca vazgeçerdi.
Bir zamanlar kutuplardaki bembeyaz buzullarla kaplı diyarlarda küçük bir penguen yaşardı. Adı Piko’ydu. Arkadaşlarından farklı bir penguendi. Çok meraklı, çok sevimli ve bir o kadar da hayalperestti.
Bir zamanlar yemyeşil ormanların ortasında parlayan Denge Gölü adında bir yer vardı. Bu göl ormanın tüm sakinleri için çok özeldi çünkü suyu çok berraktı ve kıyıları da çiçeklerle kaplıydı.
Bir zamanlar Yüksek Dağlar ülkesinde Fırtına adında cesur ve sevimli bir şahin yaşıyordu. Küçük ama hızlı kanatlarıyla dağların zirvelerinde uçar, çeviklikte kimse onunla boy ölçüşemezdi.
Bir zamanlar derin maviliklerin altında, rengârenk mercanların arasında yaşayan ahtapot Okto adında bir deniz canlısı vardı. Sekiz kocaman koluyla her zaman yardım etmeye hazır, dost canlısı bir ahtapottu.
Bir zamanlar beyaz karlarla kaplı büyülü bir ormanda yaşayan Kış Perisi Lila adında sevimli bir peri vardı. Kıvrımlı saçlarıyla ve ışıl ışıl parlayan mavi kanatlarıyla diğer perilerden biraz farklıydı.
Bir varmış, bir yokmuş… Ormanın derinliklerinde, neşeli hayvanların bir arada yaşadığı huzurlu bir köy varmış. Bu köyde herkes birbirine yardım eder, oyunlar oynar ve güzel vakit geçirirmiş.
Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçlarla kaplı bir ormanda, kocaman yuvarlak gözlü, pofuduk tüylü bir baykuş yaşardı. Bu baykuşun adı Ovi’ydi. Ovi, hem cesur hem de oldukça komikti.
Bir zamanlar Gökkuşağı Krallığı adında, renklerin her tonunun gökyüzünde dans ettiği bir ülkede Işıl adında bir prenses yaşardı. Işıl adı gibi parıldayan gözlere ve her zaman tatlı bir gülümsemeye sahipti.
Bir varmış, bir yokmuş. Uçsuz bucaksız mavi bir okyanusun kıyısında, rengarenk mercanlarla dolu bir sahilde bir yengeç ailesi yaşıyormuş. Bu ailedeki en küçük yengecin adı Kıskaç’mış.
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanın derinliklerinde, herkesin korkusuz bildiği ama aslında bazen kendini çok çekingen hisseden bir kaplan yaşardı. Adı Timi’ydi.
Bir zamanlar masmavi denizlerin ortasında Mavi Mercan Adası adında bir yer vardı. Bu ada rengarenk mercanlar, balık sürüleri ve deniz canlılarıyla dolu büyülü bir yerdi. Adanın en neşeli sakinlerinden biri Luna adında küçük bir yunustu.
Bir zamanlar yemyeşil ormanın en eski ve en bilge ağaçlarından biri olan Meşe Baba’nın dallarında yaşayan Odi adında bir ağaçkakan vardı. Çok çalışkan, cesur ama biraz inatçı bir kuştu.
Bir zamanlar dev bir ormanın derinliklerinde Yuru adında küçük bir yarasa yaşardı. Diğer yarasalar akşam olunca havada süzüle süzüle uçarken Yuru yerden yalnızca birkaç santimetre havalanabiliyor ve sonra geri düşüyordu.
Bir zamanlar yemyeşil bir vadide yaşayan neşeli bir kırlangıç ailesi vardı. Bu ailenin en küçük üyesi minik ve meraklı Kigi idi. Uçmayı yeni öğrenen ve rengârenk tüyleriyle herkesin dikkatini çeken ama bir o kadar da dağınık bir kırlangıçtı.
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanın kalbinde rengarenk tüyleriyle dikkat çeken bir papağan yaşardı. Adı Pako’ydu. Gökkuşağı kadar parlak tüyleri ve melodik sesiyle herkesin dikkatini çekerdi ama çok kibirli bir papağandı.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, gökyüzüne en yakın bulutların arasında yükselen ve Uykucu Dağ olarak bilinen büyülü bir dağ varmış. Bu dağa ulaşanlar dünyanın en huzurlu uykusuna dalarlarmış.
Bir zamanlar buzlarla kaplı büyük bir adanın tam ortasındaki minicik bir köyde sevimli Peku isimli bir penguen yaşardı. Tüyleri bembeyaz, göbeği ise kar gibi pofuduk ve yumuşacıktı.
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanda tüm hayvanların neşe içinde yaşadığı bir yer vardı. Bu ormanda yaşayan Şakıyan isimli bülbül, güzel sesiyle tüm canlıları büyülerdi.
Bir varmış, bir yokmuş… Güneşin sıcacık ışıklarının toprakla buluştuğu bir ormanda Küçük Solucan adında bir solucan yaşarmış. Kahverengi ve yumuşacık bedeniyle toprakta kıvrıla kıvrıla dolaşır, günlerini yemek arayarak geçirirmiş.
Bir zamanlar mavi gökyüzünün altında, altın sarısı kumlarla çevrili, denizin tuzlu kokusunu taşıyan küçük bir sahil kasabasında Martı Miro yaşardı. Diğer martılar gibi uçmayı ve balık avlamayı çok severdi.
Bir zamanlar büyük bir ormanın derinliklerinde neşeli ve meraklı bir şempanze yaşardı. Adı Çoko’ydu. Yaramaz olduğu kadar eğlenceli ve akıllıydı ama kendisine verilen şeyleri pek değerli görmez ve hep daha fazlasını isterdi.
Bir zamanlar Orman Krallığı’nın derinliklerinde, Güneş adında genç bir aslan yaşardı. Parlak altın rengi kürkü ve minik ama güçlü pençeleriyle herkesin dikkatini çekerdi. Ancak Güneş karşılaştığı zorluklardan hemen korkar ve ne yapacağını bilemezdi.