Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, denizlerin maviye boyandığı, rüzgârların dalgalarla şarkılar söylediği bir balıkçı köyü varmış. Bu köy uçsuz bucaksız denizin kıyısında kurulmuş, denizle iç içe yaşayan insanların yurduymuş.
Çocuk Masalları Oku
Her yaşa uygun çocuk masalları
Her yaş grubuna hitap eden eğlenceli ve öğretici çocuk masalları ile çocuklarınızın dünyasına renk katın! Çocuk masalları oku seçeneğiyle çocuğunuz hem keyifli vakit geçirecek hem de her masaldan yeni bir şeyler öğrenecek. İster kısa ister uzun olsun, çocuklar için masallar eğitici ve eğlenceli yönleriyle çocukların hayal gücünü beslerken onları değerli bilgilerle tanıştıracak.
Eğlenceli ve öğretici çocuk masalları
Çocuk masalları dinle seçeneğiyle çocuklarınızın sesli olarak dinleyebileceği bu masallar onların hayal dünyasını geliştirirken aynı zamanda yaşamla ilgili önemli dersler verir. Masalların her biri, sevgi, dostluk, cesaret ve sabır gibi değerleri vurgulayan içeriklerle özenle hazırlanmıştır. Çocuk masalı oku ve çocuğunuzla birlikte bu büyülü dünyanın kapılarını aralayın. Çocuklar için masal okumak hem onların zihinsel gelişimlerine katkıda bulunur hem de aranızdaki bağı güçlendirir.
Çocuk uyku masalları oku
Çocuk uyku masalları, çocukların yatmadan önce sakinleşmesine yardımcı olur. Çocuklara masallar okurken, onların hayal dünyası genişler ve uykuya daha kolay dalarlar. Bu eğitici uyku masalları, çocukların dinlenmesine ve gün içinde öğrendiklerini pekiştirmelerine yardımcı olur.
Bir zamanlar buz gibi dalgaların dans ettiği, ışıl ışıl parlayan engin bir denizin ortasında minik bir fok yaşardı. Bu sevimli fokun adı Fırt idi. Neden mi Fırt?
Uzak diyarların en yüksek dağlarından birinde, sert rüzgârların estiği, bulutların zirveye dokunduğu bir yerde Şahmur adında bir şahin yaşardı.
Geçmiş zamanların birinde, uzak diyarların yemyeşil ormanlarında, berrak bir gölün kıyısında yaşayan bir **Yeşil Başlı Yaban Ördeği** vardı. Bu ördeğin adı Zümrüt idi.
Çok çok uzaklarda yemyeşil ağaçların gökyüzüne uzandığı, rengârenk çiçeklerin tatlı kokular saçtığı büyülü bir orman vardı. Bu ormanın adı Sırlar Ormanı idi.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak mı uzak, güzel mi güzel bir çiftlikte büyük bir kümes varmış. Bu kümeste horozlardan civcivlere, ördeklerden kazlara kadar pek çok hayvan yaşarmış.
Günlerden bir gün, güneş ormanın yemyeşil ağaçlarının arasından süzülüp altın rengi ışıklarını saçarken koca bir fil yavrusu büyük kulaklarını sallayarak göletin kenarında oynuyordu.
Bir zamanlar yemyeşil ağaçların göğe uzandığı, ırmakların berrakça aktığı, kuşların neşeyle şarkılar söylediği büyülü bir orman varmış. Bu ormanda herkesin sevdiği ama bir o kadar da ilginç bulduğu Büyük Pençe adında genç bir kaplan yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, kalabalık bir ormanın tam ortasında, yemyeşil ağaçların arasında pırıl pırıl bir göl varmış.
Bir zamanlar rengârenk çiçeklerin bir örtü gibi serildiği, kuşların nağmelerinin gökyüzüne yükseldiği, derelerin şırıl şırıl akan sularıyla adeta bir ninni söylediği büyülü bir orman varmış.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarların en yeşil, en güzel, en büyüleyici ormanlarından birinde, adı Kıvırcık olan dikenleri kıvrım kıvrım olan minik bir kirpi yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarların birinde büyülü bir orman varmış. Gün ışığının ağaç yapraklarından süzüldüğü, rengârenk çiçeklerin mis kokular yaydığı bu ormanda neşeli mi neşeli, minicik bir serçe yaşarmış.
Bir zamanlar yemyeşil ağaçların gökyüzüne uzandığı, kuş cıvıltılarının rüzgâra karıştığı büyüleyici bir ormanda Koki adında sevimli ve meraklı bir kokarca yaşardı.
Bir varmış, bir yokmuş… Yeşil tepelerin ortasında geniş ve bereketli bir çiftlik varmış. Bu çiftlikte güleç tavuklar, tembel koyunlar, neşeli keçiler ve çalışkan atlar yaşarmış.
Bir zamanlar uzak denizlerin ortasında, yemyeşil ağaçlarla kaplı, kuş cıvıltılarının hiç eksik olmadığı Saklı Yıldız Adası isminde büyüleyici bir ada vardı. Bu adada geceleri gökyüzü o kadar berrak olurdu ki yıldızlar parıl parıl parlardı.
Bir varmış, bir yokmuş… Uçsuz bucaksız yemyeşil bir ormanda, her sabah cıvıltılarıyla güneşi karşılayan bir ardıç kuşu yaşarmış. Adı Çıtırtı’ymış. Minik ama parlak gözleriyle etrafı dikkatle izleyen, merakı hiç tükenmeyen bir kuşmuş.
Bir varmış, bir yokmuş… Çok çok uzak diyarlarda, hiçbir haritanın göstermediği, yalnızca cesur yüreklerin bulabildiği bir Büyülü Orman varmış.
Eski zamanların birinde ağaçların göğe uzandığı, nehirlerin ışıl ışıl aktığı, kuşların şarkılar söylediği büyülü bir orman vardı. Bu ormanda her türlü hayvan yaşardı.
Bir zamanlar yemyeşil tepelerin arasında, rüzgarın nazikçe estiği, kuşların şarkı söylediği bir çiftlikte Pamuk adında sevimli bir koyun yaşarmış. Pamuk gibi yumuşacık ve bembeyaz tüyleri, parlak mavi gözleri ve hep neşeyle gülümseyen bir yüzü varmış.
Bir varmış, bir yokmuş… Yemyeşil ağaçların göğe uzandığı, kuş cıvıltılarının yankılandığı büyüleyici bir orman varmış. Bu ormanda her hayvanın huzur içinde yaşadığı kocaman bir dünya saklıymış. Ormanın adı Güven Ormanı’ymış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, büyülü ormanlarla çevrili, gökyüzüne uzanan kuleleriyle göz kamaştıran bir krallık varmış. Bu krallık Işıldayan Diyar olarak bilinirmiş.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak mı uzak, derin mi derin büyülü bir ormanda Kipir adında bir kerkentele yaşarmış. Parlak yeşil pulları, kocaman meraklı gözleri ve incecik kuyruğuyla oldukça hareketli bir hayvanmış.
Bir zamanlar yemyeşil tarlaları, altın buğday başakları ve birbirinden neşeli hayvanlarıyla meşhur Güneşli Çiftlik adında bir çiftlik vardı. Burada horozlardan ineklere, keçilerden ördeklere kadar pek çok hayvan bir arada yaşardı.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarında birinde uçsuz bucaksız bir çöl varmış. Güneş gökyüzünde ateş gibi parlıyor, kumlar gündüz sıcaktan kavruluyor, gece ise buz gibi soğuyormuş.