Bir zamanlar uzak denizlerin ortasında, yemyeşil ağaçlarla kaplı, kuş cıvıltılarının hiç eksik olmadığı Saklı Yıldız Adası isminde büyüleyici bir ada vardı. Bu adada geceleri gökyüzü o kadar berrak olurdu ki yıldızlar adanın tam ortasında bulunan Büyük Göl‘ün sularına düşmüş gibi görünürdü.
İşte bu adada yaşayan kıpır kıpır, yerinde duramayan bir maymun vardı. Adı Moko‘ydu. Uzun kuyruğunu sarmaşık gibi kullanır, ağaçtan ağaca sapan gibi fırlardı. Pofuduk kahverengi tüyleri, kocaman parlak gözleri ve hep gülen bir yüzü vardı. Ancak Moko oldukça inatçıydı. Her şey onun dediği gibi olsun isterdi. Eğer biri ona karşı çıkarsa hemen küser, somurtur ve ne yapıp edip kendi dediğini yaptırmaya çalışırdı.
Saklı Yıldız Adası’nda yalnızca Moko yaşamıyordu. Ormanın derinliklerinde birbirinden farklı hayvanlar vardı: Bilge Kaplumbağa Koru, Müzisyen Papağan Piro, Hızlı Tavşan Tino, Sakin Kertenkele Kipir, Gözcü Baykuş Obo ve daha niceleri… Hepsinin kendine göre bir yeteneği, bir alışkanlığı vardı. Fakat Moko genellikle onların fikirlerini pek önemsemezdi. Kendi bildiğini yapmayı severdi.

Bir gün adanın tam ortasındaki Büyük Göl’ün ortasında yüzen sihirli bir yıldız olduğu fısıltısı yayıldı. Efsaneye göre kim bu yıldızı sudan çıkarırsa bütün dilekleri gerçek olurdu! Moko bu söylentiyi duyar duymaz heyecanlandı:
“Eğer bu yıldızı ele geçirirsem her şey benim istediğim gibi olur!” dedi.
Ama yıldızı almanın hiç de kolay olmadığını bilmiyordu…
Tavşan Tino’nun Zıplayan Kayaları

Moko, Büyük Göl’e doğru koşmaya başladı. Ağaç dalları arasında zıplıyor, hızlıca yol alıyordu. Ama tam göle varmak üzereyken önüne Hızlı Tavşan Tino çıktı.
“Moko! Dur! Büyük Göl’e gitmek için önce benim kurduğum taşlardan zıplayarak geçmelisin. Ama dikkat et, bazı taşlar suya batıyor!” dedi.
Moko, “Ben çok hızlıyım, hemen geçerim!” diye karşılık verdi.
Ancak Moko taşlara atlarken dikkat etmedi ve birden batan bir taşa bastı! Koca bir şap! sesiyle suya düştü. Sırılsıklam oldu! Tino kahkahalarla gülerek elini uzattı:
“Sadece kendi bildiğin gibi hareket edersen bazen hata yaparsın. Beni dinleseydin düşmezdin.” dedi.
Moko sinirlendi ama bir şey diyemedi. Üstünü başını silkeleyip yoluna devam etti.
Kertenkele Kipir’in Sabır Testi

Göle biraz daha yaklaştığında Sakin Kertenkele Kipir‘i gördü. Kipir gölün girişinde bir kaya üzerinde kıpırdamadan duruyordu.
“Bu göle ancak sakin olanlar girebilir. Eğer acele edersen suyun içindeki balıklar kaçışır ve yıldızı bulamazsın. Önce sakinleşmelisin.” dedi.
Moko ise “Ben maymunum, nasıl sakin olayım?! Hemen içeri dalmalıyım!” diye cevap verdi ve sabırsızca göle atladı. Ama balıklar korkup etrafa kaçıştı. Su bulanıklaştı ve yıldız görünmez oldu!
Kipir hafifçe başını salladı:
“Sana söylemiştim. Eğer önce benim dediğimi yapıp biraz sabırlı olsaydın yıldızı daha kolay bulabilirdin.” dedi.
Moko dişlerini sıktı ama yine de içten içe hatasını anlamıştı.
Bilge Baykuş Obo’nun Bilmece Kapısı

Gölün tam ortasına ulaşmak için bir taş köprüden geçmek gerekiyordu. Ama o taş köprünün tam ortasında Bilge Baykuş Obo oturuyordu.
“Dur bakalım genç maymun! Bu köprüden geçmek için bir bilmecemi çözmelisin.” dedi Baykuş Obo.
Moko, “Ah, ne bilmeceymiş bu şimdi?! Çabuk olmalıyım!” diye karşılık verdi.
Baykuş Obo, “O zaman bilmecemi iyi dinle: Bir şey paylaşıldıkça büyür ama saklandıkça küçülür. Nedir bu?” diye bilmecesini sordu.
Moko düşündü. Ne olabilir ki? “Muz mu? Yoo. Su mu? Hayır…” diye düşündü ve sonunda cevap aklına geldi:
“Bu… Dostluk!” dedi.
“İşte bu! Doğru bildin, şimdi geçebilirsin.” diye cevapladı Baykuş Obo.
Moko köprüden geçti ama artık bir şeyi fark etmişti. Yolculuk boyunca herkes ona bir şey öğretmeye çalışmıştı. Belki de hep kendi bildiğini yapmak yerine diğerlerini de dinlemeliydi.
Göldeki Yıldız

Sonunda Moko, Büyük Göl’ün ortasına ulaştı. İşte orada, suyun içinde ışıl ışıl parlayan sihirli yıldız duruyordu! Ama tam yıldızı almak için eğildiğinde tüm arkadaşlarının orada olduğu farketti.
Tino, Kipir, Obo ve diğerleri! Hepsi de yıldızı almak istiyordu. Ama herkes aynı anda atlayınca büyük bir dalga oldu ve yıldız daha da derine battı! Moko derin bir nefes aldı. İlk defa kendi isteğini bir kenara bırakıp diğerlerini dinledi.
“Hepimiz yıldızı istiyoruz ama böyle yaparsak hiçbirimiz alamayız. Belki de birlikte çalışmalıyız.” dedi.
Tino’nun hızını, Kipir’in sakinliğini ve Obo’nun bilgeliğini kullanarak bir plan yaptı. Hep birlikte hareket ederek yıldızı nazikçe çıkarmayı başardılar! Ama tam yıldızı ellerine aldıklarında yıldız gökyüzüne fırlayıp pırıl pırıl parlamaya başladı. Ve bir ses yankılandı:
“Gerçek dilek, birlikte çalışmaktır. Saklı Yıldız Adası artık huzur içinde olacak.”
Moko ve arkadaşları birbirlerine baktılar. Arkadaşlar olarak uzlaşmanın, dinlemenin ve birlikte çalışmanın her şeyden önemli olduğunu anladılar.
O günden sonra Moko her zaman arkadaşlarının fikirlerini dinlemeye ve onlarla iş birliği yapmaya karar verdi. Ve Saklı Yıldız Adası’nda herkes dostluk içinde yaşadı.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Uyku Masalları ve Uzun Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.