Tüm Masallar
Bir varmış, bir yokmuş, çok uzaklarda, ağaçların gökyüzüne kadar uzandığı, rengarenk çiçeklerin her köşeyi süslediği Büyülü Orman’da Bruno adında cesurbir ayı yaşarmış.
Bir zamanlar kocaman bir şehrin ortasında Elif isiminde hayalperest bir çocuk yaşarmış. Her gece gökyüzüne bakar ve bulutların üstünde bir ülkenin var olduğunu hayal edermiş.
Bir zamanlar Arda adında, teknolojiyi çok seven ve her şeyin nasıl çalıştığını anlamak isteyen küçük bir mucit vardı. Evinin yanında bulunan küçük bir garajda çeşitli aletlerle deneyler yapmayı çok severdi.
Bir varmış, bir yokmuş. Yemyeşil ormanların ortasında, sabırlı mı sabırlı bir kaplumbağa ve her işini aceleyle yapan bir tavşan yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde yaşayan küçük bir peri kızı varmış.
Bir zamanlar masmavi gökyüzünün altında, yemyeşil ağaçların gölgesinde parıldayan bir göl varmış. Bu göl köyün en sakin ve en güzel yeri olarak bilinir, adına da Rüya Gölü denirmiş.
Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde, sevimli bir yavru kırmızı tilki yaşardı. Adı Tarçın’dı. Tarçın, parlak kırmızı tüyleriyle ormanın en dikkat çeken hayvanlarından biriydi.
Masal Dinle Aşağıdaki bölümden masalı dinleyebilirsiniz. Masal Oku Bir zamanlar yemyeşil bir ormanın ortasında küçük…
Bir zamanlar küçük bir kasabada, büyük mavi gözleri, siyah renkli saçları ve tatlı gülümsemesiyle herkesin sevgisini kazanan Ayşe adında sevimli bir kız çocuğu yaşarmış.
Bir zamanlar, yeşillikler içinde büyük bir bahçesi olan küçük bir köyde yaşayan Meraklı Kedi Miyo adında bir kedi varmış. Miyo, adı gibi gerçekten de çok meraklıymış.
Bir zamanlar, yeryüzünün üstünde, bulutların arasında gizlenmiş bir krallık vardı. Bu krallık gökyüzünün engin mavilikleri içinde süzülürdü.
Bir zamanlar, yemyeşil ormanların ortasında büyük bir ayı yaşardı. Bu ayı, kocaman gövdesi ve gür sesiyle ormanın en korkutucu hayvanlarından biriydi.
Bir zamanlar, bir ülkede, yüksek tepeleri bulutlarla örtülü olan Zümrüt Dağı bulunurdu. Adını eteklerinden zirvesine kadar uzanan yemyeşil zümrüt kayalarından almıştı.
Bir zamanlar, Filo isminde, ormanın en neşeli hayvanlarından biri olan küçük bir fil yaşarmış. Kocaman kulakları ve sevimli gövdesiyle ne kadar cesur olsa da, karanlıktan çok korkarmış.
Bir varmış, bir yokmuş, mavi suların derinliklerinde yaşayan Zeki Yunus adında bir yunus varmış. Zeki Yunus denizdeki diğer canlılar tarafından çok sevilirmiş.
Bir zamanlar Ay Perisi’nin hüküm sürdüğü büyülü bir orman vardı. Bu orman geceleri ay ışığıyla aydınlanır ve her köşesi sanki bir masal diyarı gibi parlardı.
Güneş’in ışıklarını yeryüzüne yansıtan, altın sarısı kanatları olan bir peri varmış. Adı Lila olan bu peri, Güneş Krallığı’nın en sevilen ve en parlak perilerinden biriymiş.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yemyeşil bir ormanda Kıskanç Karga adında bir karga yaşarmış. Bu karga her zaman ormandaki diğer kuşların sahip olduklarına imrenirmiş.
Ormanın derinliklerinde, yaprakların arasında saklanan yemyeşil bir vadide Miskin Panda adında bir panda yaşarmış. Bu panda adı gibi gerçekten de miskinmiş.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak denizlerin derinliklerinde, masmavi suların altında, Deniz isminde, inci taneleri kadar güzel bir deniz kızı yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş, zamanın birinde sihirli bir ormanın derinliklerinde Dostluk Perisi adında küçük, sevimli bir peri yaşarmış.
Bir zamanlar yüksek dağların eteklerinde yeşil ormanlarla çevrili büyüleyici bir göl varmış. Gölün yakınlarında Göl Prensesi adında nazik ve güzel bir prenses yaşarmış.
Bir zamanlar Şeker Diyarı adında, rengârenk ve tatlılarla dolu bir krallık varmış. Bu krallıkta ağaçlar şeker kamışından, nehirler akide şekerinden, yollar ise çikolatadan yapılmış. İnsanlar şekerlemelerle dolu evlerde yaşar, gün boyu en sevdikleri tatlıları yermiş.
Ormanın derinliklerinde, her sabah gülümseyerek uyanan Balpeteği adında bir ayıcık yaşardı. Güneşin ilk ışıklarıyla birlikte gözlerini açar ve yüzünde kocaman bir gülümseme belirirdi.