Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, kalabalık bir ormanda renkli bir gelincik yaşarmış. Sırtında turuncu benekleri, kuyruğunda ise parlak sarı çizgileri olan ormanın en sevimli hayvanlarından biriymiş. Adı da Gelincik Visivisi‘ymiş. Ormanın en hızlı koşan, en meraklı ve en dürüst hayvanı olarak bilinir ve herkes onu sever, onunla oynamak istermiş. En büyük özelliği asla yalan söylememesiymiş. Dürüstlüğü onu ormanın en güvenilir hayvanı yapıyormuş.
En yakın arkadaşları ise ormanda yaşayan hayvanlarmış. Tavşan Tavşi, Tilki Tilton, Baykuş Bilge, Kirpi Dikenli ve Geyik Boynuzlu onun en sevdiği dostlarıymış. Her gün birlikte oyunlar oynar, ormanın derinliklerinde maceralara atılırlarmış.
Ormanın Sakinleri

Visivisi bir sabah uyandığında ormanın her zamankinden daha sessiz olduğunu fark etmiş. Kuşlar ötmüyor, çiçekler bile solgun görünüyormuş. Merakla ormanın derinliklerine doğru koşmuş. Tavşan Tavşi, Kirpi Dikenli ve diğer arkadaşları onu bekliyormuş. Ancak hepsinin yüzü asıkmış.
“Ne oldu? Neden bu kadar sessizsiniz?” diye sormuş Visivisi.
Tavşi kulaklarını öne eğip üzgün bir sesle cevap vermiş: “Ormanın en değerli hazinesi, Altın Elma, kayboldu! Onu her sabah gördüğümüz ağaçta yok!”
Visivisi şaşırmış. Altın Elma ormanın büyüsünü koruyan sihirli bir meyveymiş. Onun kaybolması ormanın dengesini bozabilirmiş. Üstelik bu elma her yüz yılda bir ortaya çıkar ve sadece dürüst bir kalp tarafından bulunabilirmiş.
“Peki ya Bilge Baykuş ne diyor?” diye sormuş Visivisi.
Bilge Baykuş ormanın en bilge hayvanıymış. Her sorunun cevabını bilirmiş. Ancak bu sefer o bile Altın Elma’nın nerede olduğunu bulamamış.
Gizemli Mağara
Visivisi Altın Elma’yı bulmak için yola çıkmaya karar vermiş. Arkadaşları ona eşlik etmek istemiş ancak Visivisi “Bu görev sadece dürüst bir kalple tamamlanabilir. Ben tek başıma gitmeliyim.” demiş.
Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken bir mağara görmüş. Mağaranın girişinde “Sadece gerçeği söyleyenler içeri girebilir!” yazıyormuş. Visivisi hiç tereddüt etmeden içeri girmiş. Mağaranın içinde sihirli bir ayna varmış. Ayna Visivisi’ye seslenmiş:
“Bana bir sır söyle. Eğer doğruysa yolunu göstereceğim.”
Visivisi “En büyük korkum arkadaşlarımı kaybetmek.” demiş. Ayna onun dürüstlüğünden etkilenmiş ve ona bir harita vermiş. Haritada Altın Elma’nın izleri varmış.
Sihirli Nehir

Haritayı takip eden Visivisi bir nehre ulaşmış. Nehrin üzerinde sihirli taşlar varmış. Taşlar “Sadece doğru adımları atanlar karşıya geçebilir!” diye fısıldamış. Visivisi taşlara basarken her adımında doğruyu düşünmüş. Bir yanlış adım atsa nehre düşecekmiş. Ancak hiç şaşırmamış ve karşıya geçmeyi başarmış.
Karanlık Orman
Nehri geçtikten sonra karanlık bir ormana girmiş. Burada her şey tersmiş. Ağaçlar konuşuyor, çiçekler gülüyor, gölgeler ise dans ediyormuş. Birden bir ses duymuş:
“Altın Elma’yı bulmak için bir yalan söyle!”
Visivisi “Asla!” diye bağırmış. “Ben yalan söylemem!”
Bu cevap üzerine karanlık orman aydınlanmış ve Visivisi’nin önünde Altın Elma belirmiş.
Dürüstlüğün Zaferi

Visivisi Altın Elma’yı alıp ormana geri dönmüş. Arkadaşları onu büyük bir sevinçle karşılamış. Bilge Baykuş “Dürüstlüğünle ormanın büyüsünü kurtardın.” demiş.
Altın Elma,tekrar yerine konulmuş ve orman eski neşesine kavuşmuş. Visivisi ise arkadaşlarına şu dersi vermiş:
“Dürüst olmak bizi her zaman doğru yola götürür. Yalan söylemek ise bizi karanlığa iter.”
O günden sonra ormanın tüm hayvanları Visivisi’nin dürüstlüğünü örnek almış ve mutlu mesut yaşamaya devam etmişler.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Hayvan Masalları ve Uyku Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.