Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçların gökyüzüne uzandığı, rengârenk çiçeklerin her köşeyi süslediği büyülü bir orman vardı. Kuş cıvıltılarının rüzgâra karıştığı, derelerin şırıl şırıl aktığı bu ormanda hayvanlar huzur içinde bir arada yaşardı. Ama içlerinde biri vardı ki kurnazlığı ve zekâsıyla diğer herkesten farklıydı: Tilki Tofi!
Tofi’nin turuncu kürkü güneş ışığında parıl parıl parıldar, kocaman kuyruğu neredeyse bir yorgan gibi arkasından sürüklenirdi. Gözleri pırıl pırıl olan Tofi ne yazık ki işine geldiği zaman doğruyu söylemezdi! Küçük yalanların kimseye zarar vermeyeceğini düşünür ve kendi kendine “Hem biraz kurnazlık ormanda hayatta kalmak için şart!” derdi.
Bazen tavşanlara “Bu patikadan giderseniz en taze havuçları bulursunuz!” derdi ama o yol aslında dikenli çalılıklarla doluydu. Ya da sincaba “Fındıklarını kuzgunlar çalacakmış! Hemen sakla!” diyerek onun telaşlanmasını izlerdi. Tofi için bu küçük oyunlar birer eğlence kaynağıydı. Fakat ormandaki diğer hayvanlar onun bu huyundan pek hoşnut değildi.
Ormandaki Söylenti
Bir sabah ormanda herkesi heyecanlandıran bir fısıltı yayıldı. Rüzgâr bile sanki bu haberi taşımak için daha hızlı esiyordu. Ormanın en yaşlısı ve en bilgesi olan Kaplumbağa Kumba bir haber getirmişti:
“Ormanın derinliklerinde unutulmuş bir mağara varmış.” dedi Kumba. “O mağarada Doğruluk Kristali denen bir kristal saklıymış. Bu kristali bulan hem sonsuz mutluluğa kavuşur hem de ormanın en saygı duyulan canlısı olurmuş.”
Bu sözleri duyan Tofi’nin gözleri hemen parladı. “Tamam! Bu kristali ben bulacağım!” diye haykırdı. “O zaman herkes bana hayran kalacak!”
Ama Kumba uyardı: “Tofi bu kristal sadece dürüst olanın kalbine ışık saçar. Yalan söyleyenin yolunu şaşırtır.”
Tofi içinden gülümsedi ve “Ah, Kumba da abartıyor işte. Biraz kurnazlıkla kristali kolayca bulurum!” diye düşündü.
Zorlu Macera Başlıyor
Tofi yola koyulmadan önce yanına bazı eşyalar aldı: Eski bir pusula, bir ip ve elbette kıvrak zekâsını! Yolculuk sırasında ona katılan üç hayvan daha vardı: Meraklı Tavşan Tıtır, sakar ama iyi kalpli Ayı Bozi ve korkak ama cesaretini arayan Kirpi Kıvrık.
İlk durak Sisli Göl‘dü. Gölün etrafı yoğun bir sisle kaplıydı ve içinden incecik bir ses geliyordu:
“Kim doğruyu söylerse yolu bulur. Kim yalan söylerse suya düşer.”
Bozi ürkekçe “Bu sesi duydunuz mu?” dedi. Tofi sırıttı ve “Endişelenme Bozi, ben yolu biliyorum!” diyerek gölün üstündeki taşlara adım attı. Ama bir anda taşlar kaydı ve Tofi suya düştü!
“Bu nasıl oldu?” diye hıçkırdı. Tıtır gülderek “Demek ki doğruyu söylemedin!” diye cevap verdi.
Tofi sudan çıkarken içinden homurdandı: “Bu daha başlangıç!”
Yalancı Aynalar Ormanı
İlerlediklerinde tuhaf ağaçların arasında kayboldular. Her ağacın kabuğunda aynalar vardı ve aynalarda yansıyan görüntüler hayvanların farklı hallerini gösteriyordu. Birden aynalardan biri Tofi’ye seslendi:
“Gerçek seni görmek isterim! Yalanınla mı geldin buraya?”
Tofi gülümsedi. “Ben… ben en cesur tilkiyim!” dedi. Ama aynadaki yansıması bir anda küçücük bir fareye dönüştü!
Tıtır şaşkınlıkla “Tofi! Kendine doğruyu söylemelisin!” dedi.
Tofi aynaya yaklaşarak içinden geçirdi: “Belki de… o kadar cesur değilim.”
O anda aynalar yol verdi ve içlerinden geçebildiler.
Doğruluk Kristali
Sonunda karanlık bir mağaraya ulaştılar. Mağaranın içi parlayan taşlarla doluydu. Ortada ise bembeyaz ışık saçan bir kristal vardı. Tofi kristale yaklaşırken bir ses yankılandı:
“Kalbin ne kadar temiz, sözlerin ne kadar doğru?”
Tofi’nin aklı karıştı. Yolda yalanları yüzünden başına gelenleri hatırladı. Derin bir nefes aldı ve yüksek sesle “Ben Tofi! Kurnazım ve bazen yalan söylerim ama arkadaşlarımı gerçekten önemsiyorum. Ve artık daha dürüst olmayı istiyorum!” dedi.
Kristal bir anda parladı ve sanki güneş doğmuş gibi mağarayı aydınlattı.
Tofi kristali eline almadı. Çünkü ona öğrettiği ders, kristalin kendisinden daha değerliydi. Arkadaşlarıyla ormana geri döndü. Artık kurnazlığını başkalarına zarar vermek için değil yardımcı olmak için kullanıyordu.
Bozi‘ye doğru döndü: “Bozi senden özür dilerim. Seni korkuttuğumda eğleniyordum ama bu doğru değildi.”
Bozi gülümsedi ve “Önemli değil Tofi. Artık birbirimize destek olalım!” diye cevap verdi.
Orman halkı Tofi’nin değişimini fark etti ve onu daha çok sevmeye başladı.Ve böylece Tofi ahlaklı davranmanın ve dürüst olmanın gerçek gücünü öğrendi.
Gökten üç elma düşmüş: Biri doğruyu söyleyenlere, biri dostluğa, biri de bu masalı okuyup ders çıkaranlara!
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Uzun Masallar sayfamızı inceleyebilirsiniz. Eğer en güzel masalları sesli ve animasyonlu olarak izlemek istiyorsanız YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.