Masal Dinle
Aşağıdaki bölümden masalı dinleyebilirsiniz.
Masal Oku
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda yemyeşil ağaçlarla çevrili, rengarenk çiçeklerin açtığı, kuşların neşeyle cıvıldadığı huzurlu bir orman varmış. Bu ormanda yaşayan hayvanlar arasında, sakin, meraklı ve biraz da yavaş hareket eden bir kaplumbağa yaşarmış. Bu kaplumbağanın adı Karamelmiş. Karamel’in en büyük tutkusu ormanın her köşesini keşfetmekmiş. Her gün yeni bir patika bulmak, farklı çiçekler koklamak ve hiç görmediği yerleri keşfetmek onun için büyük bir macera demekmiş.
Bir gün Karamel ormanın en yaşlı ve bilge hayvanı olan Baykuş Baba’yı ziyaret etmiş. Baykuş Baba, gözlüklerini düzelterek Karamel’e bakmış ve gülümsemiş. “Küçük kaplumbağa, bugün neyin peşindesin bakalım?” demiş.
Karamel heyecanla kuyruğunu sallayarak cevap vermiş: “Baykuş Baba, dün ormanın derinliklerinde bir göl olduğunu duydum. O gölü bulmak istiyorum! Herkes gölün suyu berrak ve ışıl ışıl diyor ama kimse onun nerede olduğunu bilmiyor. Onu bulmak istiyorum, belki orada daha önce görmediğim güzellikler vardır!” demiş.
Baykuş Baba, gözlüklerinin üzerinden Karamel’e bakmış ve başını sallamış. Küçük kaplumbağa, o gölün hikayesi çok eskidir. Bir zamanlar öyle bir göl varmış ama uzun zamandır kimse onu görmemiş. Yine de bu yolculuk sana yeni şeyler öğretebilir.” demiş.
Karamel, bu sözlerden daha da cesaretlenmiş. Ertesi sabah, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte yola koyulmuş. Yavaş ama kararlı adımlarla ormanın derinliklerine doğru ilerlemiş. Yolculuk sırasında birçok hayvanla karşılaşmış. Sincaplar ağaçların dallarında zıplıyor, kuşlar tatlı şarkılar söylüyormuş. Hepsi Karamel’e nereye gittiğini sormuş ve gölü bulmasının zor olduğunu söylemiş. Ama Karamel, onların söylediklerine kulak asmamış, çünkü o çok meraklı ve kararlıymış.
Günler geçtikçe Karamel ormanın daha önce hiç görmediği bölgelerine ulaşmış. Devasa ağaçlar, yosun kaplı taşlar ve rengarenk kelebeklerle dolu bu yerlerde yürümek ona büyük keyif veriyormuş. Ancak bir gün, Karamel bir patikada ilerlerken aniden karşısına çıkan büyük bir kurbağayla karşılaşmış. Bu kurbağa ormanın derinliklerinde yaşayan bilge Kurbağa Kralmış. Karamel, Kurbağa Kral’a gölü sormuş.
Kurbağa Kral, Karamel’e dikkatlice bakmış ve kocaman bir gülümseme ile “Küçük kaplumbağa, aradığın göl aslında hiçbir zaman kaybolmadı. Sadece onu arayanların göremediği bir yerde saklı. Eğer gerçekten onu görmek istiyorsan kendi içine bakmalısın.” demiş
Karamel bu sözleri anlamakta zorlanmış. Bir göl nasıl olur da kendi içinde olabilir ki? Düşüncelere dalmış ve yoluna devam etmiş. Günlerce süren yolculuğun ardından artık yorulmuş ve biraz üzülmüş. Göle ulaşamamanın verdiği hayal kırıklığı içinde bir kayanın üstüne çıkıp dinlenmeye karar vermiş. Başını gökyüzüne kaldırmış, derin bir nefes almış ve yavaşça gözlerini kapamış. O anda suyun hafifçe dalgalandığını duyduğu bir sesle irkilmiş.
Karamel gözlerini açtığında, önünde kocaman, berrak bir göl olduğunu görmüş. Gölün suyu, gerçekten de parlak ve ışıl ışılmış. Ancak bu göl aslında tam da Karamel’in içindeymiş. Yolculuğu boyunca hissettiği merak, sabır ve keşfetme arzusu, bu gölün suyuymuş. Karamel asıl keşfin kendi içinde olduğunu anlamış ve bunun ona öğrettiği dersten çok mutlu olmuş.
O günden sonra Karamel ormanda karşılaştığı herkese bu hikayeyi anlatmış. Onlara asıl önemli olanın dışarıdaki dünyada değil, içlerindeki keşfedilmeyi bekleyen güzellikler olduğunu öğretmiş.
Ve böylece Karamel’in aradığı göl sadece ona değil, tüm ormana ilham olmuş.
Tavsiye: Daha fazla masal dinlemek için Sesli Masal Dinle sayfamızı ya da masal izlemek için YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.