Bir varmış, bir yokmuş… Yeşil tepelerin uzandığı, derin vadilerin ve kocaman çiçek tarlalarının bulunduğu bir köyde, diğer koyunlardan farklı olduğunu düşünen bir küçük koyun yaşarmış. Bu küçük koyunun adı Pamuk imiş. Yumuşacık beyaz kürkü ve kocaman masmavi gözleriyle herkesi büyülermiş. Ancak onu asıl özel kılan şey içinde sakladığı büyük yüreğiymiş.
Diğer koyunlar gibi sadece otlamayı, gezinmeyi ve çimenlerde uyumayı sevmezmiş. Yeni şeyler öğrenmeyi, başkalarına yardım etmeyi ve arkadaşlarını mutlu etmeyi çok severmiş. Meraklı bakışlarıyla hep gökyüzüne bakar ve büyük hayaller kurarmış. Bazen bulutlara bakıp “Acaba ben de bir gün bulutlar kadar özgür ve faydalı olabilir miyim?” diye düşünürmüş.
Bir gün Pamuk çiçek dolu bir tarlada gezerken diğer koyunların üzgün olduğunu fark etmiş. Hepsinin başı öne eğik, neşeleri ise yokmuş. Pamuk bu duruma çok üzülmüş ve bir şeyler yaparak onları mutlu etmek istemiş. “Arkadaşlar ne oldu size? Neden bu kadar üzgünsünüz?” diye sormuş.
Yaşlı koyunlardan biri yanıt vermiş: “Pamuk, bir süredir yağmur yağmıyor ve otlaklar kuruyor. Karnımız doymuyor ve su kaynakları azalıyor. Her geçen gün aç kalıyoruz ve giderek daha çok yoruluyoruz.”
Pamuk bu sözleri duyunca hemen düşünmeye başlamış. “Yardım etmenin bir yolunu bulmalıyım. Onlara nasıl ilham verebilirim?” diye sormuş kendi kendine. O sırada gözlerini tepeye doğru çevirmiş ve aklına bir fikir gelmiş: “Belki de yüksek bir yere çıkıp köyü gözetleyebilirim. Belki su veya yeşil otlar bulabileceğim bir yer keşfederim!”
Küçük ve cesur adımlarla dağın eteklerine tırmanmaya başlamış. Yol boyunca bazen kayalar yuvarlanmış, bazen rüzgar esmiş ama o hiç vazgeçmemiş. Saatler süren bir yürüyüşün ardından nihayet tepeye ulaşmış ve aşağıya baktığında harika bir manzara görmüş! Dağın arkasında yemyeşil otlarla kaplı bir vadi varmış ve ortasından pırıl pırıl bir dere akıyormuş. Çok sevinmiş ve hemen geri dönüp arkadaşlarına haber vermek için hızla köyün yolunu tutmuş.
Köye vardığında tüm koyunlar merakla onu bekliyormuş. “Arkadaşlar!” diye bağırmış Pamuk. “Bir vadi buldum! Hem suyu var, hem de otları yemyeşil. Artık aç kalmak zorunda değiliz!”
Diğer koyunlar önce şaşkınlıkla bakmışlar sonra Pamuk’un bu müjdesine inanıp hep birlikte ona teşekkür etmişler. Yaşlı koyun, “Senin gibi cesur ve düşünceli bir arkadaşımız olduğu için çok şanslıyız Pamuk. Sen bize hem yeni bir yol gösterdin hem de umudumuzu yeniden canlandırdın.” demiş.
Ertesi gün bütün sürü Pamuk’un peşine takılarak vadinin yolunu tutmuş. Vadiye vardıklarında o yemyeşil çimenleri ve tertemiz suyu görünce hepsi mutlulukla dolmuş. Pamuk sayesinde artık karınları doyuyor ve su ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlarmış. Herkes Pamuk’a minnettar kalmış.
Ama asıl değişim koyunların içinde olmuş. Pamuk’un bu cesur ve yardımsever davranışı onlara büyük bir ders vermiş: Kendi gücüne ve kalbine inanmak, başkalarına ilham vermenin en güzel yoludur. Artık sürüdeki her koyun birbirine yardım etmek, dayanışma içinde olmak için daha istekliymiş. Pamuk’un bu cesareti ve kalbindeki iyilik tüm sürünün içinde güzel bir iz bırakmış.
Pamuk ise bu yeni yaşamdan çok mutluymuş. Başkalarına ilham vermek, onlara umut olmak ona bambaşka bir mutluluk vermiş. Göklerde özgürce süzülen bulutlara bakarken artık başka bir hayal kuruyormuş: “Bir gün büyüdüğümde daha da çok koyuna ilham vereceğim. Onlara cesaretin ve paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu anlatacağım.”
Ve o günden sonra Pamuk köyde sadece küçük bir koyun değil aynı zamanda cesur bir lider ve ilham kaynağı olarak anılmaya başlamış. Herkes onun hikayesini birbirine anlatır ve sıkıştıkları her durumda Pamuk’u hatırlayarak güç bulurmuş.
Masal burada bitmiş ama Pamuk’un ilhamı hep devam etmiş.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için 5 Yaş Masalları ve 6 Yaş Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.