Eski zamanların birinde ağaçların göğe uzandığı, nehirlerin ışıl ışıl aktığı, kuşların şarkılar söylediği büyülü bir orman vardı. Bu ormanda her türlü hayvan yaşardı: Bilge baykuşlar, hızlı sincaplar, yaramaz maymunlar, kurnaz tilkiler… Ancak bu ormanda herkesten farklı, herkesten büyük biri daha vardı: Dev Demirkol
Öyle büyük elleri vardı ki koca meşe ağaçlarını tek eliyle kucaklayabilirdi. Öyle uzun bacakları vardı ki bir adımda üç tepe aşabilirdi. Ama ne yapmak istediğini bilmiyordu. Ormandaki diğer hayvanların hepsinin bir işi vardı. Arılar bal yapar, kuşlar şarkı söyler, sincaplar fındık toplardı. Ama Demirkol sadece ormanda gezinir, nehir kenarında taşlarla oynar, bulutları izlerdi.
Bir gün yaşlı ve bilge Baykuş Pofu onun yanına kondu ve “Demirkol senin amacın ne? Ne olmak, ne yapmak istiyorsun?” diye sordu.
Demirkol başını kaşıdı ve “Bilmiyorum ki! Bir dev olduğum için büyük şeyler yapmalıyım, değil mi? Ama hangi büyük şey? Dağ mı taşımalıyım? Gökyüzüne mi dokunmalıyım? Denizleri mi aşmalıyım?” diye cevap verdi.
Bilge Baykuş gülümseyerek “Önce doğru hedefi seçmelisin Demirkol. Büyük olmak yetmez, doğru yolu bulman gerek.” dedi.
Ve işte böylece Demirkol’un büyük macerası başladı ve doğru hedefini bulmak için yola koyuldu. Önüne çıkan her şeyi denemeye karar verdi. Ama işler hiç de kolay olmayacaktı…
Balıkçı Dev

Demirkol bir gün nehir kenarında otururken suyun içinde parlayan pullarıyla dans eden balıkları gördü. “Belki de en iyi balıkçı olmalıyım!” diye düşündü. Hemen kocaman ellerini suya daldırdı ve “ŞAP!” diye bütün su üzerine sıçradı ve balıklar kaçtı.
Su samuru Kıpır kahkahalarla güldü: “Demirkol balık tutmak için sabır gerekir. Dev ellerinle suyu karıştırırsan balıklar kaçar!” dedi.
Demirkol içini çekti. Balıkçılık ona göre değildi.
Şarkıcı Dev

Ertesi gün dalların üzerinde şarkılar söyleyen bülbülleri duydu. “Belki de en iyi şarkıcı ben olmalıyım!” diye düşündü. Göğsünü kabarttı, derin bir nefes aldı ve ağzından “OOORRROOOHHH!” diye bir ses çıktı!
O kadar güçlü bir ses çıkardı ki yapraklar titredi, sincaplar fındıklarını düşürdü, kurbağalar korkudan suya atladı.
Bülbül Minik Demirkol’un omzuna kondu ve “Sesin güçlü ama şarkı söylemek için melodik olmak gerek!” dedi.
Demirkol yine iç çekti. Şarkıcılık da ona göre değildi.
Atlet Dev

Bu kez maymunların ağaç dallarında hızla atlayıp zıpladığını gördü. “Belki de en hızlı ve çevik ben olmalıyım!” diye düşündü. Hemen bir ağaca tırmandı ama ağacın koca gövdesi “ÇATIRT!” diye ortadan ikiye ayrılıverdi.
Maymun Çıtır kahkahayla “Demirkol dev gibi bacakların var ama çeviklik için küçük ve hafif olmak gerek!” diye seslendi.
Demirkol üzgündü. “Bu da olmadı… Peki ya ben ne yapacağım?” diye düşündü.
Gerçek Gücünü Keşfetmek

Günler günleri kovaladı ve bir gün ormanda büyük bir karmaşa çıktı. Nehrin kenarındaki köprü çökmüştü! Tavşanlar karşıya geçemiyor, kirpiler korkuyla bekliyor, sincaplar çığlık atıyordu.
Demirkol kalabalığı görünce yaklaştı ve “Ne oldu?” diye sordu.
Bilge Baykuş Pofu endişeyle “Köprü yıkıldı, hayvanlar karşıya geçemiyor!” diye cevapladı.
Demirkol ne yapacağını düşündü. Balık tutamazdı, şarkı söyleyemezdi, maymunlar gibi çevik değildi ama kocaman ve güçlüydü. O anda aklına bir fikir geldi. İki büyük ağacı kaldırıp nehrin üzerine koydu. Ağaçlar bir köprü gibi oldu ve hayvanlar güvenle karşıya geçti.
Herkes sevinçle “Yaşasın Demirkol!” diye bağırdı.

Bilge Baykuş Pofu “İşte şimdi doğru hedefini buldun, Demirkol. Sen yardım eden bir devsin. Gücünle başkalarına destek olabilirsin!” dedi.
Demirkol gözleri parlayarak düşündü. Evet, gerçekten de bu iş ona göreydi! Büyük olmak sadece güçlü olmak değildi, doğru yerde doğru işi yapmaktı!
O günden sonra Demirkol ormanda her zaman yardıma koştu. Ağaç devrildiğinde kaldırdı, yolu kapanan nehirleri açtı, yuvası bozulan hayvanlara yeni yuvalar yaptı. O artık Yardımsever Dev olarak biliniyordu.
Ve masal burada bitti. Ama Demirkol’un yardımları hiç bitmedi… 🌳✨
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Uyku Masalları ve Uzun Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.