Bir zamanlar yemyeşil bir vadide, pırıl pırıl bir göl vardı. Bu gölde yaşayan hayvanlar arasında Minik adında tatlı bir ördek de bulunuyordu. Sarı tüyleri ve kocaman parlak gözleriyle herkesin sevdiği bir ördekti. Ama onu asıl sevdiren şey her zaman çok kibar olmasıydı.
Minik, gölün etrafında kimle karşılaşırsa karşılaşsın gülümseyerek selam verir ve “Lütfen” ya da “Teşekkür ederim” demeyi asla unutmazdı. Gölde herkes onu kibar davranışlarıyla tanır ve örnek alırdı. Ama bir gün gölde işler değişti.
Gizemli Gölde Gariplikler
Minik, bir sabah uyanıp göle gitmek istediğinde suyun üzerinde bir gariplik fark etti. Gölün suyu her zamankinden daha kararmış ve dalgalıydı. Balıklar korkuyla yüzeyden kaçıyor, kurbağalar ise endişeli bir şekilde zıplıyordu. Hatta gölün en bilge kaplumbağası Badi bile saklanmıştı. Minik, durumu anlamak için gölün kıyısında dolandı ve bağırdı:
“Merhaba arkadaşlar! Neler oluyor burada?”
Fakat kimse ona cevap vermedi. Minik nazik bir şekilde tekrar sordu:
“Lütfen, bir şey biliyorsanız bana anlatır mısınız? Yardımcı olmak istiyorum.”
O sırada yaşlı kurbağa Tombik başını sudan çıkardı ve fısıldayarak konuştu:
“Ah, Minik… Gölde bir lanet var gibi. Su perileri küsmüş, gölümüzün berraklığı kaybolmuş. Onları kızdıran bir şey oldu ama ne olduğunu bilmiyoruz.”
Su Perilerine Ulaşmak
Minik, su perilerinin nerede olduğunu öğrenmek için Tombik’e sordu. Tombik perilerin gölün en derin yerinde yaşadığını söyledi ama oraya ulaşmanın çok zor olduğunu ekledi.
“Perilere ancak çok cesur ve nazik biri ulaşabilir.” dedi Tombik. “Çünkü onlar kaba davranışlardan hoşlanmazlar.”
Minik kararlı bir şekilde:
“O zaman hemen yola çıkıyorum!” dedi ve gölün derinliklerine doğru yüzmeye başladı. Yolda kabarcıklar arasında sıkışmış bir küçük balık gördü. Balık çaresizce çırpınıyordu. Minik hemen yanına yüzdü ve nazikçe konuştu:
“Merhaba küçük arkadaş. Sana yardım etmemi ister misin?”
Balık, “Evet, lütfen!” dedi. Minik, kanadıyla kabarcığı dikkatlice itti ve balığı özgür bıraktı. Balık minnettar bir şekilde:
“Teşekkür ederim Minik! Eğer bir gün yardıma ihtiyacın olursa beni çağır.” dedi ve uzaklaştı.
Yoluna devam eden Minik bu kez gölün dibinde sıkışmış yosunlarla mücadele eden bir su yılanıyla karşılaştı. Minik, yılanın yanına giderek:
“Sana yardım edebilir miyim?” diye sordu. Su yılanı önce utandı ama sonra:
“Ah, evet, lütfen! Bu yosunlardan kurtulamıyorum,” dedi.
Minik, dikkatlice yosunları açtı ve yılanı kurtardı. Yılan “Ne kadar kibarsın Minik. Bunun karşılığını mutlaka ödeyeceğim.” diyerek teşekkür etti.
Su Perileriyle Karşılaşma
Minik sonunda gölün en derin noktasına ulaştı. Orada ışıltılı, mavimsi bir mağara vardı. Mağaranın girişinde pırıl pırıl ışık saçan üç su perisi bekliyordu. Ama yüzlerinde bir memnuniyetsizlik ifadesi vardı.
Minik selam vererek:
“Merhaba güzel su perileri. Gölümüzün neden karardığını öğrenmek istiyorum. Size yardımcı olabilecek bir şey var mı?” diye sordu.
Perilerden biri kaşlarını çatarak:
“Son zamanlarda gölde yaşayanlar bize hiç saygı göstermiyor.” dedi. “Bir teşekkür bile duymuyoruz. Bize kaba davranıldıkça gücümüz tükeniyor ve gölümüz kirleniyor.”
Minik hemen nazikçe:
“Bu duyduklarıma çok üzüldüm. Bunun için elimden geleni yapacağım. Lütfen bize bir şans daha verin!” dedi.
Periler, Minik’in samimi ve kibar tavrına hayran kaldı. En yaşlı peri:
“Senin gibi biri sayesinde göl tekrar ışıldayabilir. Ama herkese nazik olmanın önemini öğretmelisin,” dedi.
Minik, göle geri döndü ve tüm hayvanları topladı. Onlara su perilerinin kırgınlığını anlattı ve nazik olmanın ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Balıklar “Lütfen” demeye, kurbağalar “Teşekkür ederim” demeye başladı. Herkes birbirine daha özenle davranmaya söz verdi.
Kısa süre sonra göl yeniden eski berraklığına kavuştu. Su perileri mutlulukla dans ederken gölün hayvanları Minik’e teşekkür etti. Artık herkes nazik olmanın gücünü biliyordu. Ve Minik bu masalın kahramanı olarak gölün en sevilen ördeği olmaya devam etti.
Tavsiye: Masal izlemek için YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.