Bir varmış, bir yokmuş, yemyeşil dağların ve rengârenk çiçeklerin arasında güzel bir orman varmış. Bu ormanda, kovanlarında yaşayan birçok bal arısı bulunurmuş. İşte bu arılardan biri de küçük ama cesur bir arı olan Meli’ymiş.
Bebek Masalları
Bebek masalları oku
Minik kalplere hitap eden bebekler için masal kategorimiz, bebeklerin huzurla dinleyebileceği ve tatlı düşlere dalacağı masallarla dolu. Bu masallar bebeklerin ilgisini çekmek için özenle tasarlanmış sakin ve yumuşak anlatımlar içerir.
Bebek uyku masalları
Her biri özenle seçilmiş ve kısa tutulan bu uyku masalları bebekleri sakinleştirmek ve huzurlu bir şekilde uykuya geçmelerini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Anlatımlar bebeklerin zihinlerini yormadan onları güven dolu bir dünyada tatlı rüyalara taşıyacak şekilde tasarlanmıştır.
Bebek masalları dinle
Dinlemeye uygun şekilde hazırlanan bu masallar bebeklerin sesleri tanımalarına, ritimleri keşfetmelerine ve rahatlamalarına yardımcı olur. Tatlı ve yumuşak bir ses tonuyla anlatılan masallar bebeklerin uykuya geçişine destek olur.
Bir varmış, bir yokmuş. Uzaklarda, yemyeşil ağaçlarla kaplı bir ormanda pek çok sevimli hayvan yaşarmış. Bu ormanın içinde, en küçük ama en neşeli hayvanlardan biri olan tavşan Pofuduk varmış.
Bir zamanlar, sessiz ve huzurlu bir yerde, gökyüzünün en yükseklerinde bir Bulutlar Ülkesi varmış. Bu ülke, sadece uykusu gelen çocuklar ve hayvanlar için açılan sihirli bir diyarmış.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil ormanların arasında, Fındık isminde neşeli mi neşeli bir tavşan yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil bir köyde yaşayan Yumoş adında küçük bir koyun varmış.
Bir zamanlar yemyeşil ormanların arasında bir nehir varmış. Bu nehrin etrafında yaşayan hayvanlar her gün şırıl şırıl akan suyun sesini dinler, ormanın huzur dolu sessizliğinde oyunlar oynarlarmış.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, gökyüzünün en parlak ışığı olan Ay Dede, her gece gökyüzünde pırıl pırıl parlayan kocaman yuvarlak bir ışık saçar, dünya üzerinde yaşayan tüm canlıların uyumasına yardım edermiş.
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uçsuz bucaksız, derin mi derin bir okyanusta bir deniz kızı yaşarmış. Bu deniz kızının adı Nila’ymış.
Bir varmış, bir yokmuş, yemyeşil ormanların eteklerinde, herkesin çok sevdiği, pofuduk beyaz tüyleri ve kocaman yeşil gözleriyle tatlı mı tatlı bir kedi yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarların birinde minik bir kuş ailesi yaşıyormuş. Anne kuş, baba kuş ve henüz uçmayı bilmeyen küçük yavruları, Minik Kuş.
Bir zamanlar kocaman bir şehrin ortasında Elif isiminde hayalperest bir çocuk yaşarmış. Her gece gökyüzüne bakar ve bulutların üstünde bir ülkenin var olduğunu hayal edermiş.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak denizlerin derinliklerinde, masmavi suların altında, Deniz isminde, inci taneleri kadar güzel bir deniz kızı yaşarmış.
Ormanın derinliklerinde, her sabah gülümseyerek uyanan Balpeteği adında bir ayıcık yaşardı. Güneşin ilk ışıklarıyla birlikte gözlerini açar ve yüzünde kocaman bir gülümseme belirirdi.
Ormanın sakin ve huzurlu köşelerinden birinde, günlerini yavaşça ve dikkatlice geçiren bir kaplumbağa yaşardı. Adı Timi’ydi. Timi, doğası gereği her işini ağırdan alır, acele etmezdi.
Ormanın derinliklerinde, yeşilin her tonunun dans ettiği, kuşların neşeyle cıvıldadığı bir yer vardı. Burada sevimli ama bir o kadar da yaramaz bir tavşan yaşardı. Adı Mino’ydu.
Bir zamanlar yemyeşil ormanlarda, minik ama bir o kadar da şirin bir fil yaşardı. Bu filin adı Fifi’ydi. Fifi diğer filler gibi büyük değildi, tam tersine oldukça küçük ve sevimliydi.
Derin mavi okyanusun en güzel köşesinde, Mira adında minik bir deniz kızı yaşardı. Uzun dalgalı saçları, inci gibi parlayan gözleri ve narin kuyruğuyla denizlerin en tatlı sakinlerinden biriydi.
Bir zamanlar yemyeşil ormanların derinliklerinde, Mumu adında küçük ve sevimli bir ayıcık yaşardı ve bu ayıcığın Tavşancık isimli bir oyuncağı vardı.