Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde, kocaman ve yüksek bir ağaç varmış. Bu ağaç o kadar uzunmuş ki dalları gökyüzüne kadar uzanır, yaprakları ise rüzgarda dans eder gibi hışırdarmış. Herkes bu ağacı Yüksek Ağaç olarak tanırmış.
Yüksek Ağaç’ın kökleri de en az gövdesi kadar güçlüymüş. Derinlere inen kökleri, yer altındaki suyu ve besin maddelerini bulmak için çalışırmış. Bu kökler ona yaşam veren her şeyi sağlarmış. Ağaç bu yüzden diğer ağaçlardan daha uzun, daha sağlam ve daha sağlıklıymış.
Bir gün ormanın derinliklerinde bir grup hayvan Yüksek Ağaç’ın etrafında toplanmış. Tavşan, sincap, kuş ve tilki Yüksek Ağaç’ın altında toplanarak onun gölgesinde dinlenmeye karar vermişler. Tavşan, sevimli ve meraklı bir tavırla “Yüksek Ağaç, sen neden bu kadar büyüksün?” diye sormuş.
Yüksek Ağaç gür bir sesle yanıt vermiş: “Sevgili tavşan ben sadece büyümekle kalmadım, aynı zamanda köklerimle derinlere indim. Derin köklerim beni ayakta tutuyor ve rüzgâra karşı koruyor.”
Küçük sincap kafasını eğerek “Peki, derin kökler ne işe yarıyor?” diye sormuş. Yüksek Ağaç çok sevdiği küçük dostlarına gülümseyerek “Derin köklerim yeraltında gizli bir dünya keşfeder. Su ve besin bulur böylece büyümeme yardım eder. Aynı zamanda fırtınalarda devrilememi sağlar.” demiş.
O sırada kuşlardan biri “Ama senin büyüklüğün sadece köklerine bağlı değil ki! Dalların da var. Herkes senin yüksekliğine hayran kalıyor.” demiş. Yüksek Ağaç dallarını hafifçe sallayarak “Evet, doğru söylüyorsun. Ama unutma ki dallarımın büyüklüğü köklerimin gücüne bağlı. Eğer köklerim zayıf olsaydı ne dallarım bu kadar yüksek olurdu ne de yapraklarım bu kadar yeşil.”
O sırada ormanda rüzgâr hafifçe esmeye başladığında Yüksek Ağaç “Bakın, rüzgâr geliyor! Hadi gelin onunla dans edelim!” demiş. Tavşan, sincap ve kuş hemen ağaçla birlikte sallanmaya, tilki de ağacın etrafında dönmeye başlamış. Rüzgâr ağaçla oynarken yapraklar hışırdamış ve kuşlar şarkı söylemeye başlamış.
Tüm hayvanlar mutlu bir şekilde eğlenirken Yüksek Ağaç, “Unutmayın dostlarım, güçlü olmak sadece dış görünüşle ilgili değil. İçten gelen bir güç ayakta durmamızı sağlar!” demiş. Hayvanlar bu söze çok anlamlı bakmışlar. Tavşan, “Yani senin uzunluğun ve güzelliğin köklerinin derinliğinden geliyor, öyle mi?” diye sormuş.
Yüksek Ağaç, “Aynen öyle küçük dostum. Dışarıdan ne kadar güçlü görünsem de, köklerim derinlerde çalışıyor. Her zaman en derin köklere sahip olmaya çalışmalıyız. Bu, zorluklarla başa çıkmamıza yardımcı olur.” demiş.
O gün akşam olurken hayvanlar Yüksek Ağaç’ın gölgesinde oturmuş ve birlikte mutlu bir şekilde güneşin batışını izlemişler. Yüksek Ağaç dostlarına sevgi dolu bakarak “Unutmayın, ben burada sadece sizinle olmak için varım. Birbirimize destek olursak, daha güçlü olabiliriz,” demiş.
Ve işte o günden sonra ormanın tüm hayvanları birbirlerine daha çok yardım etmeye, destek olmaya ve dayanışma içinde yaşamaya karar vermişler.
Zamanla Yüksek Ağaç’ın çevresindeki dostluk daha da büyümüş. Herkes onun derin köklerinden öğrendiği dersleri unutmamış. Hayvanlar, kökleri derin olan bir ağacın altında büyümeyi, yaşamın zorluklarıyla başa çıkmayı ve birbirlerine her zaman destek olmayı öğrenmişler.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Eğitici Masallar sayfamızı inceleyebilirsiniz.