Bir zamanlar, derin ve mavi suların altında yaşayan küçük bir balık vardı. Bu balık diğer balıklardan çok farklıydı. Küçük bir balık olmasına rağmen her zaman gökyüzünü merak ederdi. Su yüzeyine çıkar, yukarı bakar ve uçsuz bucaksız gökyüzünün ne kadar güzel olduğunu hayal ederdi. Diğer balıklar onun bu hayallerine gülüp geçerdi. “Balıklar uçamaz!” derlerdi. Ama küçük balık, kalbinde bir gün uçabileceğine dair güçlü bir inanç taşırdı.
Bir gün denizin üstünde bir fırtına patlak verdi. Gökyüzü karardı, dalgalar büyüdü ve deniz korkunç bir hal aldı. Küçük balık bu kargaşadan kaçmak için güvenli bir yer ararken birdenbire parlak bir ışık gördü. Fırtınanın ardından ortaya çıkan rengârenk bir gökkuşağıydı bu. Küçük balık gökkuşağını görünce heyecanlandı ve içindeki o büyük hayal yeniden canlandı. “Belki de bu gökkuşağı beni gökyüzüne çıkarabilir!” diye düşündü.
Tüm cesaretini topladı ve gökkuşağının altına doğru yüzmeye başladı. Yaklaştıkça gökkuşağının renkleri daha da parlaklaştı ve bir anda suyun içinde parıltılar oluştu. Gökkuşağının altına geldiğinde mucizevi bir şey oldu! Küçük balık suyun içinden yükselmeye başladı. Kendisini bir anda gökyüzünde buldu! Artık bir balık olmaktan çıkmış ve gökyüzünde süzülen, renkli kanatları olan bir varlığa dönüşmüştü.
Küçük balık gökyüzünde süzülmenin tadını çıkarırken aşağıda onu izleyen diğer deniz hayvanları hayret içinde kalmıştı. “Bu nasıl olabilir?” diye birbirlerine sordular. Küçük balık gökkuşağının tepesine kadar yükseldi ve oradan denizin enginliğine baktı. Her şey o kadar güzel ve huzurlu görünüyordu ki mutlu bir şekilde gökkuşağının üzerinde dans etmeye başladı.
Ancak küçük balığın gökyüzündeki sevinci uzun sürmedi. Gökkuşağının ışıkları yavaş yavaş sönmeye, renkler solmaya başladı. Küçük balık yeniden suya dönmek zorunda olduğunu fark etti. Ama bu sefer bir balık olarak değil gökyüzünün sırrını bilen biri olarak dönecekti. Yavaşça gökkuşağından aşağıya süzüldü ve tekrar suya daldı.
Denizin altına geri döndüğünde diğer balıklar ona yaklaşıp ne yaşadığını sordular. Küçük balık onların meraklı bakışları altında sessizce gülümsedi ve gökkuşağının ona neler öğrettiğini düşündü. Gökkuşağı ona hayallerine inanmanın ve cesur olmanın ne kadar önemli olduğunu göstermişti. Ama aynı zamanda ait olduğun yerin de değerini bilmen gerektiğini öğretmişti.
Küçük balık yaşadığı bu macerayı diğer balıklarla paylaştı ve onlara hayal etmenin sınırları zorlayabileceğini ama bazen en değerli şeylerin zaten sahip olduğun şeyler olduğunu anlattı. O günden sonra diğer balıklar da hayal kurmanın gücünü öğrendi ve küçük balık artık onların gözünde sadece küçük bir balık değil aynı zamanda büyük hayalleri olan bir kahramandı.
Ve kim bilir, belki de bir gün yine bir gökkuşağı çıktığında, küçük balık yeniden gökyüzüne çıkmayı denerdi. Ama bu sefer geri dönmenin ne kadar kıymetli olduğunu bilerek…
Bu masala benzer masal okumak için Hayvan Masalları ve Kısa Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.