Uçsuz bucaksız denizin ortasında yemyeşil palmiyelerle süslenmiş, altın sarısı kumsalları olan bir ada vardı. Bu adanın adı Uçan Balık Adası‘ydı. Adı neden böyleydi biliyor musunuz? Çünkü burada yaşayan balıklar öyle yükseğe sıçrardı ki neredeyse gökyüzünde uçtuklarını sanırdınız!
İşte bu adada bembeyaz tüyleri, kocaman kesesi ve neşeli kahkahasıyla ünlü bir pelikan yaşardı. Adı Pali‘ydi. Adadaki en hızlı balık avlayan pelikandı. En büyük özelliği sadece hızlı olması değil, aynı zamanda çok meraklı olmasıydı! Her şeyi öğrenmek, her yeri keşfetmek isterdi. Fakat Pali’nin küçük bir sorunu vardı: Karar vermekte çok zorlanırdı!
Örneğin, kahvaltıda “palamut mu yesem, sardalya mı?” diye düşünür, dakikalarca gökyüzüne bakıp karar veremezdi. Uçarken “doğuya mı gitsem, batıya mı?” diye sorar, ortada kalırdı. Arkadaşları ona her zaman “Biraz daha hızlı karar vermelisin yoksa hayatı kaçırırsın!” derdi. Ama o da hep “Doğru kararı vermek çok önemli!” diye cevap verirdi.
Bir gün Pali’nin başına öyle bir olay geldi ki doğru karar vermenin gerçekten ne kadar önemli olduğunu öğrendi.
Gizemli Işık ve Üç Yollu Mağara

Bir akşamüstü Pali kumsalda yürürken denizin ortasındaki büyük bir kara parçasında gelen garip bir ışık fark etti. Sanki denizin altından gökyüzüne doğru ışık huzmeleri yükseliyordu. “Bu da ne olabilir acaba?” diye mırıldandı. Ama tam karar veremedi: Gitmeli miydi, gitmemeli miydi?
Tam o sırada yanına Zıpır Kaplumbağa Tito geldi. Tito adanın en yaşlı kaplumbağasıydı ama ona “Zıpır” derlerdi çünkü yaşı ne olursa olsun enerjisi hiç bitmezdi!
– “Hey Pali, neden böyle düşünceli görünüyorsun?”
– “Şu ışıklara bak Tito! Gidip bakmalı mıyım, yoksa uzak mı durmalıyım?”
– “Merak iyidir ama dikkatli olmak gerek. Eğer gidersen çok heyecan verici bir şey keşfedebilirsin ama tehlikeli de olabilir!”
Pali bir süre düşündü ve sonra cesaretini toplayarak denize doğru uçtu. Işığın olduğu yere vardığında kaya parçasındaki büyük ve siyah bir mağarayı fark etti. Mağaranın girişinde üç farklı tünel vardı ve her tünelin üstünde farklı bir sembol parlıyordu.
Birinci tünelin üstünde altın bir balık, ikinci tünelin üstünde parlayan bir deniz yıldızı ve üçüncü tünelin üstünde ise mor bir deniz kabuğu işareti vardı.
Ama Pali hangi tünelden geçmesi gerektiğini bilmiyordu! Eğer yanlış bir tünele girerse belki kaybolacak, belki de büyük bir tehlikeyle karşılaşacaktı! Ne yapmalıydı? Altın balık mı, deniz yıldızı mı, mor deniz kabuğu mu?
Ada Hayvanlarının Tavsiyeleri

Pali hemen arkadaşlarına danışmaya karar verdi. Ada hayvanları farklı farklı fikirler verdi.
Papağan Pako “Altın balık tüneline gir! Altın her zaman iyidir, değil mi?” dedi. Bukalemun Mimi ise “Bence deniz yıldızı olan tünele git, çünkü yıldızlar yol göstericidir!” diye cevap verdi. Yengeç Kıskaç da “Mor deniz kabuğunu seç! Mor renk gizemi temsil eder!” diye kendi fikrini söyledi.
Pali’nin kafası daha da karıştı.“Hangisi doğru karar?” diye düşündü. Tam o sırada bilge denizanası Juma yanına geldi. Zuna adadaki en akıllı canlılardan biriydi.
– “Pali karar vermekte zorlanıyorsun çünkü başkalarının sözleriyle yönleniyorsun. Ama bazen iç sesini dinlemek gerekir.”
– “İç sesimi mi? Ama ben nasıl bilebilirim doğru yolu?”
– “Tünellerin üstündeki semboller bir anlam taşıyor olabilir. Onları dikkatlice incele.”
Pali tekrar sembollere baktı. Altın balık bolluk ve zenginlik anlamına geliyordu ama o bir hazine aramıyordu. Deniz yıldızı yol gösterici olabilirdi ancak belki de sadece ışıldıyordu. Mor deniz kabuğu ise ona tanıdık geliyordu…
Birden aklına çocukken duyduğu bir hikâye geldi: Mor deniz kabukları bilgelik ve doğruyu bulma yolunu gösterirdi!
“İşte bu!” dedi ve cesurca mor deniz kabuğu tüneline doğru uçtu!
Doğru Karar ve Büyük Keşif

Pali tünelin içinden süzülerek geçti. Başta karanlık ve ürkütücüydü ama sonra duvarlarda parlayan yosunlar belirdi. Sonunda devasa ve parıltılı bir su altı şehrine ulaştı!
Bu şehir Derin Mercan Krallığı‘ydı ve burada suyun altındaki en eski ve bilge canlılar yaşıyordu. Deniz Kaplumbağası Kral onu karşıladı.
– “Pali sen iç sesini dinleyerek doğru yolu buldun. Bu krallık sadece kalbi temiz olan ve kararlarını akıllıca verenlere açıktır.”
Pali çok mutlu oldu! Eğer yanlış bir tünel seçseydi belki de kaybolacak ya da tuzağa düşecekti. Düşünerek ve iç sesini dinleyerek doğru kararı vermişti!
Bölüm 5: Pali’nin Yeni Kararı

Pali adasına döndüğünde artık eskisi gibi kararsız değildi. Arkadaşlarına başından geçenleri anlatırken onlara öğrendiği en önemli dersi söyledi:
“Bazen karar vermek zor olabilir ama başkalarının sözlerine kapılmak yerine önce kendi iç sesimizi dinlemeliyiz!”
O günden sonra Pali daha dikkatli düşündü ama kararsız kalmadı. Ve böylece Uçan Balık Adası’ndaki kararsız pelikan Pali, bilge pelikan Pali’ye dönüştü.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları ve Eğitici Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.