Uzak diyarların en yüksek dağlarından birinde, sert rüzgârların estiği, bulutların zirveye dokunduğu bir yerde Şahmur adında bir şahin yaşardı. Güçlü kanatları, keskin gözleri ve parlak tüyleriyle gökyüzünün en güzel kuşlarından biriydi. Hızla uçup avını kolayca yakalayabilmesine rağmen işleri sürekli erteleyen, tembel ve vakit konusunda çok savruk bir kuştu.
Ne zaman bir iş yapması gerekse “Sonra yaparım!” derdi. Avlanması gerekse “Biraz daha oyalanayım.” diyerek bulutların arasında gezinirdi. Yuvasını tamir etmesi gerekse “Daha çok zamanım var.” diyerek gökyüzünde süzülmeyi tercih ederdi.
Diğer dağ hayvanları onun bu hâline alışmıştı ama herkes Şahmur’un bir gün büyük bir hata yapacağını düşünüyordu. Ve o gün çok yakındı…
Büyük Kış Yaklaşıyor

Bir gün Şahmur gökyüzünde süzülürken aşağıdan gelen bir ses duydu. Bu, yaşlı ve bilge bir keçi olan Akbeyaz‘ın sesiydi. Dağın en tecrübeli ve akıllı hayvanıydı. Yıllardır mevsimleri takip eder ve herkesi yaklaşan zorluklara karşı uyarırdı.
“Büyük kış yaklaşıyor! Büyük kış yaklaşıyor!” diye seslendi Akbeyaz.
Bu, sıradan bir kış değildi. Yıllardır görülmemiş sert bir kış olacaktı. Kar her yeri örtecek, yiyecek bulmak zorlaşacak ve hazırlıksız yakalanan hayvanlar büyük sıkıntı çekecekti.
Bütün dağ hayvanları hummalı bir şekilde hazırlıklara başladı. Tilkiler yiyecek depoladı, tavşanlar yuvalarını güçlendirdi, sincaplar cevizlerini biriktirdi. Ama Şahmur? O ne yaptı dersiniz? Hiçbir şey!
Akbeyaz yaklaşarak onu uyardı:
“Sen de hazırlık yapmalısın. Yiyecek bulmak zor olacak, yuvanı sağlamlaştırmalısın.” dedi.
Ama Şahmur gülerek “Merak etme Akbeyaz! Daha çok zamanım var. Önce biraz gökyüzünde keyif yapayım.” dedi.
Akbeyaz derin bir iç çekti ve başını salladı:
“Vakit kaybedenler zamanı gelince en çok üzülenler olur, evlat.” diye karşılık verdi. Ama Şahmur hiç oralı olmadı.
Son Günü Bekleyen Şahin

Günler geçti, hava soğumaya başladı. Kar taneleri havada dans ediyordu. Dağ hayvanları yuvalarına çekilmiş, saklandıkları yerlerde sıcak bir kış geçirmeye hazırlanıyordu. O sırada Şahmur nihayet harekete geçti. Ama büyük bir sorun vardı! Artık çok geçti!
Avlanmak için aşağı süzüldü ama bulabildiği tek şey kar ve buz oldu. Yuvasını tamir etmek istedi ama dallar çoktan buz tutmuştu. Başka hayvanlardan yardım istedi ama herkes ancak kendi ailesine yetecek kadar hazırlık yapabilmişti.
Ve işte o an Şahmur büyük bir hata yaptığını anladı. Zamanını boşa harcamıştı.
“Keşke işleri ertelemeseydim… Keşke Akbeyaz’ı dinleseydim!” diye düşündü.
Ama pişmanlık karın doyurmuyordu.
Bütün gece aç ve üşümüş bir hâlde yuvasına sığındı. Rüzgâr gittikçe sertleşti, kar her yeri örttü. Ve Şahmur bir daha asla zamanı boşa harcamaması gerektiğini o gece öğrendi.
Sihirli Küçük Zilin Hediyesi

Ertesi sabah umutsuzca yiyecek aramak için kanat çırptı. Uçarken bir kayanın üzerinde ışıl ışıl parlayan küçük bir zil gördü. Üzerinde altın harflerle şu sözler yazıyordu:
“Zamanı boşa harcayanlar bu zili çalsın. Fakat unutma! Bu yalnızca bir kere işe yarar.”
Şahmur umutla zili çaldı.
Tıngırrrrrr! Tıngırrrrrr!
Ve birden bire her şey tersine döndü! Kışın ilk gününe geri dönmüştü! Henüz hiçbir şey donmamış, hayvanlar hazırlıklarına yeni başlamıştı. Şahmur şaşkınlıkla gözlerini kırptı. Bu bir ikinci şanstı! Hatasını tekrar etmemey kararlıydı.
Önce yiyecek toplamaya başladı. Sonra yuvasını güçlendirdi ve soğuk rüzgârlardan korunaklı hâle getirdi. Daha sonra da asla tembellik yapmadı ve tüm işlerini zamanında bitirdi.
Ve nihayet kış gerçekten geldiğinde Şahmur sıcacık yuvasında, hazırladığı yiyecekleri keyifle yedi.
Baharın Gelişi

Bahar geldiğinde Şahmur artık eskisi gibi değildi. Hiçbir işini ertelemiyor, zamanı boşa harcamıyordu. Bir gün Akbeyaz ona gülümseyerek sordu:
“Söyle bakalım evlat, bu değişimi nasıl gerçekleştirdin?”
Şahmur hafifçe gülümsedi ama zilin hikâyesini anlatmadı. Çünkü o zil yalnızca bir kez işe yarıyordu.
Ancak artık zamanın kıymetini öğrenmişti. Ve bir daha asla “Sonra yaparım!” demedi.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Hayvan Masalları ve Uzun Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.