Bir zamanlar yemyeşil ormanların içinde, nehir kenarında mutlu mesut yaşayan bir su samuru vardı. Adı Susam idi. Susam, parlak mavi gözleri ve pırıl pırıl tüyleriyle tanınırdı. Günlerini nehrin serin sularında yüzerek ve balık avlayarak geçirirdi. Ancak bir gün Susam’ın nehir kenarındaki yuvası büyük bir fırtınada zarar gördü. Yuvasının üstünü örten dallar kırıldı ve evini su aldı. Susam’ın nehrin kıyısındaki güvenli yuvası artık yaşanmaz hale geldi.
Susam ne yapacağını bilemedi ve bu duruma çok üzüldü. Fakat güçlü ve kararlı bir karaktere sahip olduğu için hemen pes etmedi. Yeni bir ev bulmaya karar verdi. “Bu ormanda mutlaka bana uygun bir yer vardır.” diye düşündü. Ertesi sabah erkenden yola koyuldu ve nehrin kıyısında yeni bir ev aramaya başladı.
İlk durağı ormanın derinliklerindeki geniş bir mağaraydı. Mağaranın girişine geldiğinde, Susam büyük ve karanlık mağarayı görünce ürperdi. Ancak mağaranın içini görmek için cesurca içeri girdi. İçeride köşede sessizce oturan bir baykuşla karşılaştı. Baykuş yaşlı ve bilgeydi. “Hoş geldin, küçük su samuru,” dedi baykuş, “Bu mağara senin için fazla karanlık ve soğuk olabilir. Burada uzun süre yaşayamazsın.”
Susam, baykuşun sözlerini dinledi ve hak verdi. Baykuşun yanından ayrılırken, içinden “Mağara bana göre değil!” diye geçirdi ve aramaya devam etti.
Sonraki durağı nehrin diğer yakasındaki geniş bir sazlık alanıydı. Sazlıklar yüksek ve gürdü. Burada Susam’ın saklanabileceği birçok kuytu köşe vardı. “Burası belki yeni evim olabilir.” diye düşündü Susam. Ancak sazlıkların arasında gezinirken yere saplanmış birkaç ağaç dalı gördü. Dalların yanında ise bir kunduz ailesi yuvalarını inşa ediyordu.
Kunduzlardan biri Susam’ı fark etti ve kibarca, “Merhaba, küçük dostum. Bu alan bizim evimiz için uygun ama senin için biraz tehlikeli olabilir. Dallar çok keskin ve burada yuva inşa etmek zor olabilir!” dedi. Susam bu nazik kunduz ailesine teşekkür etti ve başka bir yer aramaya karar verdi.
Susam günlerce ormanda dolaştı, farklı yerler gördü, farklı hayvanlarla tanıştı ama hiçbir yer ona uygun değildi. Artık umutları tükenmek üzereydi. Tam pes etmeyi düşündüğü bir anda nehrin biraz daha yukarısında küçük, sevimli bir gölet fark etti. Göletin etrafı yeşilliklerle çevrili, suyu berrak ve sakindi. “Burası tam aradığım yer olabilir!” dedi kendi kendine.
Heyecanla göletin kıyısına yaklaştı ve hemen incelemeye başladı. Etrafı keşfederken bir köşede küçük bir tepecik dikkatini çekti. Tepeciğin üzeri yosunla kaplıydı ve yumuşacık görünüyordu. Üstelik göletin hemen yanındaydı, yani suya yakın olmanın rahatlığı da vardı. Susam oracıkta kararını verdi: yeni evi burası olacaktı!
Ancak tam yerleşmeye başlamışken tepeciğin altında bir hareketlenme oldu. Susam şaşkınlıkla geri çekildi. Birden tepeciğin altından bir baş belirdi! Bu baş, yaşlı bir su samuruna aitti. “Merhaba, genç dostum,” dedi yaşlı su samuru, “Bu tepecik benim yuvam. Ama istersen burada benimle yaşayabilirsin.”
Susam önce tereddüt etti. Yabancı birinin yanında yaşamak fikri onu korkuttu. Ancak yaşlı samur dost canlısıydı ve Susam’a nazikçe davrandı. Susam, teklifi kabul etti ve birlikte yaşamaya başladılar.
Birlikte vakit geçirdikçe yaşlı su samurunun yalnız ve mutsuz bir hayat sürdüğünü fark etti. Onunla sohbet ettikçe yaşlı samurun artık balık tutmakta zorlandığını, eskisi gibi enerjik olmadığını gördü. Susam yaşlı dostuna yardım etmeye başladı. Onun için balık avlıyor ve onunla birlikte göletin etrafında gezintiye çıkıyorlardı.
Günler geçtikçe Susam da yaşlı samurdan çok şey öğrendi. Onun bilgeliği, Susam’ın dünyaya bakışını değiştirdi. Yalnızca kendisi için bir ev ararken aslında bir dost kazanmış olduğunu fark etti. Gölet sadece bir yuva değil, aynı zamanda bir dostluk köprüsü olmuştu.
Ve işte Susam bu deneyimle öğrendi ki bazen aradığın şey aslında tam karşındadır ve onu görebilmek için yalnızca kalbini açman yeterlidir. Birlikte yaşadıkları bu gölet artık sadece bir ev değil, iki dostun hikayesinin başlangıcıydı.
Masal burada sona erdi ama Susam ve yaşlı su samurunun dostluğu uzun yıllar devam etti. Bu masal dostlukların beklenmedik anlarda ve yerlerde filizlenebileceğini gösterdi. Susam yuva ararken aslında kalbinin de yeni bir dostluk için açıldığını öğrenmişti.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Hayvan Masalları ve Kısa Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.