Bir varmış, bir yokmuş… Uzak mı uzak, derin mi derin, yemyeşil ağaçlarla kaplı bir ormanda Gece adında bir kurt yaşarmış. Adı gibi simsiyah, gözleri kömür gibi parlayan, hızlı mı hızlı ama oldukça aceleci ve sabırsız bir kurtmuş.
Ne yaparsa yapsın her şeyi bir an önce olsun bitsin istermiş. Yemeğini yerken bile acele eder, konuşurken kelimeleri yuvarlar, yürürken koşar, düşünmesi gereken bir durumda bile pat diye karar verirmiş. Onun bu sabırsız hali bazen başını derde sokar, bazen de dostlarını zor durumda bırakırmış.
Ormandaki diğer hayvanlar Gece’nin bu huyuna alışmış olsa da bazen ona şu nasihatı vermekten kendilerini alamazlarmış:
“Gece, biraz yavaşla! Her şeyin bir vakti var. Sabret, doğru olanı düşün.”
Ama Gece kulak asmaz, her zamanki gibi “Hızlı olan kazanır!” diyerek yoluna devam edermiş. Ta ki bir gün ormanda büyük bir maceraya atılana kadar…
Kaybolan Geyik

Bir gün ormanda büyük bir telaş yaşanmış. Çünkü Yaşlı ve bilge geyik Alkar kaybolmuş! Alkar ormanın en eski sakinlerinden biriymiş. Derin bilgeliğiyle herkese yol gösterir, yılların tecrübesiyle en zor sorunları bile çözermiş. Onun kaybolması ormandaki tüm hayvanları büyük bir endişeye sürüklemiş.
Tavşanlar kulaklarını dikip dinlemiş, baykuşlar gece boyunca gözlem yapmış, sincaplar en yüksek dallardan bakmış ama kimse Alkar’ı bulamamış.
Tam o sırada Gece öne çıkmış:
“Ben bulurum onu! Kimse benim kadar hızlı olamaz. Hemen yola çıkıyorum!” demiş ve daha kimse bir şey söylemeden ormanın derinliklerine doğru dört nala koşmaya başlamış. Ama nereye gittiğini bile bilmiyormuş!
Yolda Tilki Kızıl ona seslenmiş:
“Gece! Belki önce bir ipucu aramalıyız, hemen koşmak yerine düşünmeliyiz.”
Ama Gece oralı bile olmamış.
“Düşünmeye vakit yok! Hemen gitmeliyim!” diye karşılık vermiş.
Hızlıca koşarken ayakları bir çukura takılmış ve yuvarlanmış! Dikkatsizliği yüzünden kendini bir kirpi yuvasının içinde bulmuş. Kirpi Kıvırcık ona bakıp gülmüş ve “Bu acelecilik seni nereye getirdi bak! Biraz düşünerek hareket etseydin, belki bu çukura düşmezdin.” demiş.
Ama Gece hala ders almamış. Üstünü silkeleyip tekrar hızla yola koyulmuş.
Sihirli Göl

Ormanın ortasına geldiğinde önünde parlayan büyülü bir göl görmüş. Gölün suları gümüş gibi ışıldıyormuş ve suya her kim baksa kendi kaderine dair ipuçları görüyormuş.
Gölün kenarında ise yaşlı bir kurbağa oturuyormuş. Adı Yeşilgöz‘müş. O kadar yaşlıymış ki artık zar zor zıplıyabiliyormuş.. Gece hemen ona yaklaşmış:
“Hey Yeşilgöz, Alkar’ı arıyorum! Onu gördün mü?” diye sormuş.
Yeşilgöz yavaşça gözlerini açmış ve derin bir sesle konuşmuş:
“Sabırsız Kurt Gece… Doğru soruyu sormadan doğru cevabı bulamazsın. Önce düşün, sonra hareket et. Göl sana gerçeği gösterebilir ama onu aceleyle göremezsin.” diye cevap vermiş.
Gece, göle bakmış ama bir şey görememiş. Sabırsızca göle patisini vurmuş. O anda gölün yüzeyi dalgalanmış ve yanlış bir görüntü göstermiş. Görüntüde, Alkar’ın ormanın batı tarafındaki mağaraya gittiği gözüküyormuş. Gece hemen bu görüntüye inanmış ve hızla batıya doğru koşmuş.
Ama mağaraya vardığında Alkar orada değilmiş! Acele ettiği için gördüğü görüntüye inandığını farketmiş. Ve öfkeyle bağırmış:
“Bu nasıl olur? Göl bana yanlış gösterdi!”
Tam o sırada mağaranın derinliklerinden büyülü bir baykuş belirmiş. Tüyleri ay ışığı gibi parlayan bu baykuşun adı Ayazmış.
Ayaz sessizce Gece’ye bakıp şöyle demiş:
“Göl gerçeği gösterir ama görmek için beklemeyi bilmelisin. Sen acele ettin ve suyu dalgalandırdın. Dalgalar arasında gerçeği seçemedin.”
Gece o an hızlı olmanın her zaman en iyi çözüm olmadığını anlamış.
Doğru Yolu Bulmak

Gece hemen geri dönüp kurbağa Yeşilgöz’e gitmiş.
“Özür dilerim. Bu sefer sabırlı olacağım. Lütfen bana gerçeği görmek için ne yapmam gerektiğini söyle.” demiş.
Yeşilgöz gülümseyerek “Gözlerinle değil, sabrınla gör.” diye karşılık vermiş.
Gece derin bir nefes almış, gölün kenarına oturmuş ve hiçbir şey yapmadan beklemiş. Birkaç dakika sonra gölün yüzeyi sakinleşmiş ve gerçek görüntü belirivermiş. Alkar, ormanın doğu tarafındaki eski meşe ağacının altında uyuyormuş!
Bu kez düşünerek hareket eden Gece hemen oraya gitmiş ve Alkar’ı sağ salim bulmuş.
Sabır En Güçlü Silahmış

Gece sabırsız davrandığında yanlış yerlere yöneldiğini ama sabırla düşündüğünde gerçeği bulduğunu anlamış.
Ormana geri döndüğünde tüm hayvanlar onu alkışlamış ama o artık hızlı olduğu için değil, doğru hareket ettiği için mutluymuş.
Bilge geyik Alkar ona şöyle demiş:
“Sabır bazen en büyük güçtür. Acele eden, hata yapar. Sabırlı olan, doğru yolu bulur.“
O günden sonra ormanda bir daha kaybolan kimse olmamış. *Gök kubbenin altında bu eski masallar anlatılmaya devam ettikçe ormandaki dersler de unutulmamış…
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Eğitici Masallar ve Uzun Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.