Bir varmış, bir yokmuş. Uzaklarda, güneşin altın ışıklarıyla parladığı, rüzgârın yapraklarla şarkı söylediği bir orman varmış. Bu orman rengârenk çiçekler, dallarında cıvıldaşan kuşlar ve neşeyle zıplayan tavşanlarla doluymuş. Ormanda yaşayan canlılardan biri de minik ve cıvıl cıvıl bir kelebekmiş. Adı Pırpır olan bu kelebek henüz çok gençmiş ve uçmayı yeni öğreniyormuş.
Pırpır’ın minik kanatları, sabahları çiçekten çiçeğe zıplamaya, öğleden sonraları arkadaşlarıyla oyun oynamaya ancak yetiyormuş. Oysa onun hayalleri çok daha büyükmüş. Günün birinde diğer kelebeklerin en yükseğe uçtuğunu, en parlak çiçeklere konduğunu gördüğünde kendi kendine söz vermiş: “Ben de en yükseklere uçacağım! Ormanın en güzel kelebeklerinden biri olacağım!”
Fakat bu hiç kolay bir iş değilmiş. Bu nedenle diğer kelebeklerin kanatlarının nasıl bu kadar güçlü olduğunu anlamaya çalışmış. Kendi kanatlarını çırpmış, zıplamış, hatta bütün gücüyle rüzgâra karşı uçmaya çalışmış ama kısa sürede yorulmuş ve yere konmak zorunda kalmış.
Bir gün Pırpır’ın üzgün bir şekilde kanatlarını sallayarak oturduğunu gören yaşlı bir uğur böceği ona yaklaşmış. Dodo adındaki bu bilge uğur böceği ormanın en yaşlı ve en güngörmüş sakinlerinden biriymiş.
“Merhaba küçük kelebek,” demiş Dodo, nazik bir gülümsemeyle. “Neden böyle üzgünsün?”
Pırpır iç çekmiş ve başını eğmiş:
“En yükseğe uçmak istiyorum ama kanatlarım çok çabuk yoruluyor. Diğer kelebekler gibi olmayı nasıl başaracağımı bilemiyorum.”
Dodo, sabırla dinledikten sonra cevap vermiş:
“Hayattaki büyük başarılar sabırla büyür. Sana bir sır vereyim. Ormanın derinliklerinde Sabır Çiçeği diye bir bitki var. Bu çiçek yalnızca sabırlı olanlara kendini gösterir ve onlara güç verir. Ama unutma çiçeğe ulaşmak için cesaret, sabır ve azim gerekir.”
Pırpır’ın gözleri parlamış:
“Sabır Çiçeği’ni bulursam istediğim gibi güçlü bir kelebek olabilir miyim?”
Dodo, gülümseyerek başını sallamış:
“Elbette. Ama bu yolculukta öğreneceğin en büyük şey, başarıya giden yolun sabırla dolu olduğudur.”
Yolculuk Başlıyor
Ertesi sabah Pırpır kanatlarını çırparak büyük bir heyecanla yola çıkmış. Ormanın derinlikleri ince dallar ve karmaşık sarmaşıklarla kaplıymış. Önce rahatça uçmuş ama ilerledikçe yol daha da zorlaşmış.
İlk gece sert bir yağmur yağmış. Pırpır’ın narin kanatları ıslanmış ve uçamaz hale gelmiş. Küçük bir yaprağın altına saklanarak sabahı beklemiş. Yağmur dinip güneş yeniden doğduğunda kanatlarını güneşe doğru açmış ve usulca kurumasını sağlamış. Bu sırada kendi kendine mırıldanmış:
“Sabırla beklemeliyim. Yağmurun geçmesini bekledim, şimdi yoluma devam edebilirim.”
Yol boyunca birçok hayvanla karşılaşmış. Bir karınca ailesi küçük kelebekle yolun bir kısmını paylaşmış. Karıncalar kendilerinden büyük taşları sırtlanmış, uzun bir kuyruğa dizilmiş, sabırla yuvalarına taşıyorlarmış. Pırpır hayretle onlara sormuş:
“Nasıl bu kadar küçük olduğunuz halde bu kadar ağır şeyleri taşıyabiliyorsunuz?”
Bir karınca gülümseyerek cevap vermiş:
“Her gün biraz daha çalışıyoruz. Her gün sabırla çabalıyoruz. Gücümüzü böyle kazanıyoruz.”
Pırpır, karıncaların çalışkanlığından ilham almış ve yoluna devam etmiş.
Örümcek ve Ağları
Pırpır sonra yanlışlıkla bir örümceğin ağına takılmış. Küçük kanatları kurtulmak için çırpınırken örümcek ona nazikçe yardım etmiş. Örümcek ağı onarırken Pırpır’a şöyle demiş:
“Benim ağlarım her rüzgârda parçalanır ama ben her seferinde yeniden örerim. Çünkü sabırla çalışmaya devam etmek hayatta en önemli şeydir.”
Bu sözler Pırpır’ın aklına kazınmış. Kendi kendine, “Yeniden denemekten vazgeçmemeliyim!” demiş ve yoluna daha kararlı bir şekilde devam etmiş.
Sabır Çiçeği’ne Kavuşmak
Günler haftaları kovalarken Pırpır’ın kanatları güçlenmiş, uçuşları daha dengeli hale gelmiş. Artık eskisi kadar çabuk yorulmuyormuş. Bir sabah ormanın en derin köşesine ulaştığında karşısında büyüleyici bir çiçek görmüş. Sabır Çiçeği etrafına altın ışıklar saçıyormuş ve sanki ona gülümsüyormuş.
Pırpır çiçeğe yaklaşıp usulca dokunduğunda, çiçek birden parlamış ve tatlı bir sesle konuşmuş:
“Hoş geldin, küçük kelebek. Bu zorlu yolculuğu sabırla tamamladın. Yol boyunca öğrendiklerinle büyüdün, güçlendin ve cesaret kazandın. Şimdi seninle ışığımı paylaşacağım. Bu ışık sana hayal ettiğin kadar yükseklerde uçma gücü verecek.”
Sabır Çiçeği’nin ışığı Pırpır’ın kanatlarını sarıp nazikçe kaybolmuş. Pırpır kendini hiç olmadığı kadar güçlü hissetmiş. Minik kanatlarını çırparak göğe doğru süzülmüş ve bir zamanlar hayalini kurduğu o yüksek yerlere uçmuş.
Sabırla Gelen Başarı
Pırpır artık en güzel çiçeklere konuyor ve en yüksek yerlere uçuyormuş. Ama başarıya yalnızca çiçeğin gücüyle değil, sabrıyla da ulaştığının farkındaymış. Herkes onun hikâyesini duymak için yanına geliyor, Pırpır da onlara her zaman şu öğüdü veriyormuş:
“Sabırla çalışan ve vazgeçmeyen herkes bir gün hayaline ulaşır.“
Ve masal burada bitmiş.
Gökten üç kelebek kanadı düşmüş; biri sabırla çalışanlara, biri cesurca hayal kuranlara, biri de vazgeçmeyenlere gitmiş.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için 5 Yaş Masalları ve 6 Yaş Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.