Peri Krallığı’nda Lila isminde herkesin sevdiği, küçük bir peri yaşardı. Nârin kanatları ve parlak mor saçlarıyla diğer perilerden biraz farklıydı. En çok dikkat çeken özelliği her zaman neşeli ve yardımsever olmasıydı. Ancak yine de bir sorunu olduğunu zannediyor ve sihirli güçlerinin diğer perilerinki kadar güçlü olmadığını düşünüyordu.
Bir gün Peri Kraliçesi Yıldız, sihirli âsâsının kaybolduğunu duyurdu. Bu âsâ, Peri Krallığı’nın en önemli sihirli eşyasıydı. Krallığın sihirli enerjisi âsâ olmazsa giderek azalacaktı. Bütün periler telaş içinde âsâyı aramaya başladı ama hiçbir iz bulunamadı.
Lila bu duruma çok üzüldü ve bir şeyler yapması gerektiğini hissetti. “Belki de bu, gücümü kanıtlamam için bir fırsat!” diye düşündü. Cesaretini toplayarak, Peri Kraliçesi’ne gidip âsâyı bulmak için yola çıkmak istediğini söyledi. Kraliçe Yıldız, Lila’nın bu cesur teklifine çok şaşırdı ama gözlerindeki kararlılığı gördü ve yola çıkmasına izin verdi.
Lila, ilk olarak Sihirli Orman’a gitmek için yola koyuldu. Ormanın derinliklerinde yaşayan Bilge Baykuş’a danışmak istiyordu. Baykuş, Lila’yı güler yüzle karşıladı ve ona, “Gerçek güç, kalpten gelir Lila. âsâyı bulmak için sihrinden ziyade cesaretine ihtiyacın olacak!” dedi.
Baykuşun sözleri Lila’yı düşündürdü. Ancak yine de âsâyı bulup bulamayacağından emin değildi. Yola devam ederken gökyüzünde kara bulutlar toplandı ve büyük bir fırtına başladı. Bu, sıradan bir fırtına değildi. Fırtına Ejderhası Grom, gökyüzünü kaplamış, öfkeyle dolanıyordu. Herkes Ejderha Grom’u, perilerin sihrini çalmaya çalışan tehlikeli bir yaratık olarak biliyordu.
Lila, Grom’la karşılaşmaktan korkuyor ama geri dönmek de istemiyordu. “Belki de bu, Baykuş’un bahsettiği cesareti gösterme anıdır!” diye düşündü. Kanatlarını açtı ve cesurca Grom’un karşısına çıktı. “Neden bu kadar öfkelisin, Grom?” diye sordu. Ejderha şaşkınlıkla durdu. Kimse ona böyle kibarca yaklaşmamıştı.
Aslında Grom perilerin sihrini çalmıyordu. Yıllardır dostsuz kaldığı için kendini çok yalnız hissediyor ve bu yüzden öfkesini gökyüzüne yansıtıyordu. Lila, Grom’un durumunu anlayınca ona dostluk teklif etti. “Benimle Peri Krallığı’na gel. Orada arkadaş edinebilir ve öfkeni dindirebilirsin!” dedi. Grom bu teklife çok şaşırdı ama Lila’nın samimiyetine inandığı için teklifi kabul etti.
İkisi birlikte Peri Krallığı’na dönerken, Grom’un kanatları arasında bir şey parlayıverdi. Bu, Kraliçe Yıldız’ın sihirli âsâsıydı! Grom âsâyı bulmuştu ama ne olduğunu bilmiyordu. Onun aslında Peri Krallığı’na ait olduğundan ve herkesin onu aradığından haberi yoktu. Lila, Grom’un içindeki iyiliği gördüğü için âsâyı geri almanın kolay olacağını düşündü.
Krallığa döndüklerinde, Peri Kraliçesi Yıldız, Lila’nın cesareti ve Grom’a gösterdiği dostluk sayesinde âsânın geri döndüğünü gördü. Lila’yı ve Grom’u ödüllendirdi ve Grom’u krallığın resmi koruyucusu ilan etti.
Bu maceradan sonra Lila artık sihirli güçlerinin zayıf olduğunu düşünmüyordu. Çünkü en büyük sihrin kalbindeki cesaret ve iyilik olduğunu anlamıştı.
Lila’nın hikayesi burada biterken gökten üç elma düştü; biri bu masalı yazanın, biri okuyanın, biri de tüm çocukların başına.
Tavsiye: Daha fazla masal izlemek için Masal Videoları sayfamıza göz atabilir veya YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.