Bir zamanlar yemyeşil ağaçların gökyüzüne uzandığı, kuş cıvıltılarının rüzgâra karıştığı büyüleyici bir ormanda Koki adında sevimli ve meraklı bir kokarca yaşardı. Bu orman öyle güzeldi ki yaprakların arasından süzülen güneş ışıkları bile dans eder gibi yeryüzüne iner, çiçekler her mevsim rengârenk açardı. İşte bu büyülü dünyada Koki’nin herkesi şaşırtacak bir macerası başlamak üzereydi…
Simsiyah, parlak kürkü ve sırtında bembeyaz bir çizgisi ile son derece sevimli bir kokarca olan Koki’nin en önemli özelliği hayalleri ve büyük hedefleri olmasıydı. En büyük hayali ormanın en hızlı ve en dikkatli koşucusu olmaktı! Ama herkes ona gülüyor ve onunla dalga geçiyordu.
“Kokarcalar koşucu olmaz Koki! Senin işin kötü kokular çıkarmak!” diye kıkırdıyordu sincap Silo.
“Tembel kokarca! Bak tilkiler nasıl hızlı, ceylanlar nasıl çevik! Senin ne işin olur koşmakla?” diye alay ediyordu karga Kora.
Ama Koki içinde bir ateş taşıyor ve bir şey istedi mi sonuna kadar onun peşinden gidiyordu.
Orman Yarışı

Bir gün büyük bir duyuru yapıldı. Büyülü Fısıltılar Ormanı’nda her yıl düzenlenen Orman Yarışı yaklaşıyordu. Kazanan, Ormanın Altın Yaprağı ödülünü alacak ve herkesin saygısını kazanacaktı.
Koki de bu yarışa katılmak istiyor ama herkes ona başarılı olamayacağını söylüyordu.
Başarılı olmak için çok çalışması gerektiğini bilen minik Koki’nin dikkati ne yazık ki çabucak dağılabiliyordu. Koşarken bir kelebeğin peşine takılıyor, bir yaprak sesiyle duraksıyor ve hemen oyun oynamaya başlıyordu. Bunu fark eden bilge kaplumbağa Tumba, Koki’yi yanına çağırdı.
“Başarı odaklanmaktan geçer Koki. Eğer gerçekten kazanmak istiyorsan dikkatin dağılmamalı.” dedi.
“Ama nasıl, Tumba? O kadar çok dikkat dağıtıcı şey var ki! Ağaçtaki kuşlar, rüzgârın sesi, yere düşen bir ceviz… Her şey ilgimi çekiyor!” diye yakındı Koki.
Tumba gülümsedi ve ona eski bir tilki tüyü verdi.
“Bu büyülü bir tüydür. Ne zaman dikkatin dağılırsa onu elinde sıkıca tut ve ona odaklan. Sana yardım edecek!” dedi.
Koki, Tumba’ya teşekkür etti ve antrenmanlarına başladı. Ama yarışa kadar daha pek çok macera yaşayacaktı.
Zıplayan Taşların Sınavı

Koki hızını artırmak için Şelale Yolu’ndaki kayalıklardan zıplamayı öğrenmeliydi. Ancak kayalar kaygan ve düzensizdi. Orada yaşayan kurbağa Poti ona yardım etti.
“Koşarken gözlerini hedefinden ayırmazsan ve kayalara doğru basarsan düşmezsin.” dedi.
Koki ne kadar denese de ilk başta hep düştü. Fakat her düştüğünde tekrar ayağa kalktı. Sonunda dikkatini sadece önündeki hedefe vermeyi öğrendi ve tüm taşların üzerinden düşmeden geçmeyi başardı.
Gürültücü Maymunlarla Mücadele

Bir sonraki gün Koki daha hızlı koşmak için ormanda alıştırmalar yaparken maymun kardeşler onun dikkatini dağıtmaya başladı. Aslında onunla oyun oynamak istiyorlardı.
“Koookiii! Bak burada harika bir meyve bulduk! Gel biraz ye!”
“Hadi yakalamaca oynayalım!”
“Koki bizi yakalayamaz!”
Ama Koki artık odaklanmayı öğrenmişti.
“Şimdi olmaz, yarış için hazırlanıyorum!” dedi ve yoluna devam etti.
Maymunlar şaşırdı! Çünkü Koki her zaman dikkatini dağıtan şeylere kapılırdı. Ama artık hedefine odaklanmayı başarmıştı.
Büyülü Gece

Yarıştan bir gece önce Koki heyecandan uyuyamıyordu. O sırada rüzgârda fısıltılar duydu. Büyülü Fısıltılar Ormanı ona sesleniyordu:
“Unutma Koki… Başarı, sabır ve odaklanmada saklıdır…”
Koki gözlerini kapattı, büyülü tilki tüyünü tuttu ve odaklanmaya çalıştı. Ve o gece ilk defa gerçekten kendine güvendiğini hissetti!
Büyük Yarış ve Zafer
Ertesi gün Büyük Orman Yarışı başladı! Yarışmacılar arasında çevik tilki Titi, hızlı tavşan Tobi, uzun bacaklı geyik Zümrüt ve cesur kokarca Koki vardı.
Başlangıçta Koki geride kaldı ama hemen büyülü tilki tüyünü sıktı ve dikkatinin dağılmasını engelledi. İkinci engelde sincapların attığı fındıklardan kaçması gerekiyordu. Fakat sadece önüne baktı ve hiçbirşeyin dikkatini dağıtmasına izin vermeyerek daha da hızlandı!
Son bölümde ise büyük bir sıçrama yaparak bitiş çizgisine ulaşmalıydı. Göldeki kayalıklarda öğrendiği gibi odaklandı, tüm gücüyle sıçradı… Ve… BİTİŞ ÇİZGİSİNİ GEÇTİ!
Herkes nefesini tuttu. Sonuç neydi?
“Kazanan… KOKİ!!!”
Orman alkışlarla inledi. Küçük kokarca başarmıştı! Bilge kaplumbağa Tumba gülümsedi.
“İşte bu! Gerçek başarı odaklanmakla gelir.” dedi.
O günden sonra artık kimse Koki’ye “başaramazsın” demedi. Çünkü artık herkes bir hedefe gerçekten odaklanıldığında her şeyin başarılabileceğini biliyordu.
Ve Koki artık sadece bir kokarca değil aynı zamanda Ormanın Altın Yapraklı Şampiyonu olmuştu.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları ve Uyku Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.