Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde yaşayan küçük bir peri kızı varmış. Bu peri kızının adı Işıl‘mış. Işıl, adını her yerini aydınlatan parlak, altın renkli kanatlarından alırmış. O, diğer peri arkadaşlarıyla birlikte ormanda yaşar, doğanın güzelliklerini korur ve ormanın dengesiyle ilgilenirmiş.
Işıl, sabahları ilk ışıkla uyanır, incecik sesli kuşlarla birlikte şarkılar söyler, çiçeklerin yapraklarına dokunarak onları dans ettirirmiş. Her sabah bir ritüel gibi, ormandaki bütün hayvanlarla ve bitkilerle selamlaşır, hepsinin iyi olup olmadığını kontrol edermiş.
Bir gün Işıl ve diğer periler ormanda büyük bir değişim fark etmişler. Ormanın en yaşlı ağacı Bilge Meşe yapraklarını dökmeye başlamış ve dalları solmuş. Bu, ormanın geleceği için iyi bir işaret değilmiş. Bilge Meşe ormanın en önemli ağacıymış ve onun sağlığı tüm ormanın ağaçlarının sağlığını etkilerdi.
Işıl hemen peri arkadaşlarıyla bir toplantı yapmış. Toplantıya doğanın her köşesinden gelen periler katılmış. Aralarında Çiçek Perisi, Rüzgar Perisi, Su Perisi ve Toprak Perisi de varmış. Her biri Bilge Meşe’nin neden hasta olabileceğini anlamaya çalışıyormuş.
Toplantının ortasında, küçük ve akıllı bir peri olan Mavi, bir öneride bulunmuş: “Bilge Meşe’nin köklerine yakından bakmalıyız. Belki de toprakta bir sorun vardır.”
Işıl ve arkadaşları hemen Bilge Meşe’nin köklerine doğru yol almışlar. Kökler arasında dolaşırken, Işıl toprakta garip bir madde fark etmiş. Bu madde, ormanda doğal olarak bulunmayan bir şeymiş. Işıl, hemen bu durumu diğer perilerle paylaşmış. Mavi, toprağı incelemek için özel büyülü bir iksir hazırlamış ve maddeyi incelemiş. İnceleme sonucunda, bu maddenin insanların getirdiği ve ormana zarar veren bir kimyasal olduğunu anlamışlar.
Periler, durumu hemen çözmek için plan yapmışlar. İlk olarak, ormanın her köşesindeki hayvanlara ve bitkilere bilgi verip dikkatli olmalarını sağlamışlar. Daha sonra, Su Perisi’nin yardımıyla ormanın içinden geçen nehri temizlemişler. Bu nehir, Bilge Meşe’nin köklerine kadar ulaşır ve ona hayat verirmiş.
Ancak sorun sadece nehirle sınırlı değilmiş. Toprak Perisi, toprağın derinliklerine kadar inip kimyasalın izlerini temizlemek için bir büyü yapmış. Bu büyü, tüm toprağı yeniden canlandırmış ve Bilge Meşe’nin köklerine hayat vermiş.
Işıl ve diğer periler, günlerce çalışarak ormanın her köşesini temizlemişler. Bu süreçte, hayvanlar da perilere yardım etmiş. Tavşanlar, sincaplar, kuşlar ve kelebekler, hepsi birlikte çalışarak ormanı eski sağlığına kavuşturmuşlar.
Sonunda Bilge Meşe tekrar yeşermeye başlamış, yaprakları eski parlaklığına kavuşmuş ve dalları yeniden güçlü olmuş. Işıl ve diğer periler, başarılı bir şekilde ormanın dengesini yeniden sağlamış olmanın mutluluğunu yaşamışlar.
Bu olay, ormanda yaşayan herkese önemli bir ders vermiş. Doğanın dengesini korumanın ne kadar önemli olduğunu ve küçük bir zararın bile büyük sonuçlara yol açabileceğini anlamışlar. Işıl ve arkadaşları, her zaman doğayı korumak için ellerinden geleni yapacaklarına söz vermişler.
Ve ormanda, perilerin neşesiyle dolu günler yeniden başlamış. Orman, her zamankinden daha güzel ve huzurlu bir yer olmuş. Her sabah, Işıl ve arkadaşları şarkılar söyleyip çiçeklerle dans ederken, ormanın derinliklerinden yankılanan mutluluk sesleri, her canlıya umut ve sevinç getirmiş.
Gökten üç elma düşmüş: Biri bu masalı anlatanın, biri dinleyenin, biri de doğayı koruyanların başına. Ve peri kızı Işıl, her zaman parlayan kanatlarıyla ormanda ışık saçmaya devam etmiş.
Bu masal, doğanın dengesini korumanın ne kadar önemli olduğunu ve hepimizin doğaya saygı göstermesi gerektiğini anlatıyor. Doğayı korumak için hep birlikte çalışmalıyız, çünkü doğa hepimizin evidir.
Masal Tavsiyesi: Daha fazla masal izlemek için Masal Videoları sayfamıza göz atabilir veya YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.