Masal Oku
Bir zamanlar, yemyeşil ormanların ortasında, rengârenk çiçeklerle dolu bir vadi varmış. Bu vadide küçük ve çok meraklı bir kelebek yaşarmış. Adı Minik‘miş. Minik, adından da anlaşılacağı gibi diğer kelebeklere göre biraz daha küçükmüş ama onun kocaman bir kalbi ve bitmek bilmeyen bir merakı varmış. Göz alıcı kanatlarıyla vadide uçar, her çiçeği koklar ve her yaprağı incelermiş.
Minik’in en yakın arkadaşı, bilge ve yaşlı bir kelebek olan Lila‘ymış. Lila, vadinin en yaşlı kelebeğiymiş ve vadideki her köşeyi bilir, her canlıyı tanırmış. Lila, Minik’in merakını ve heyecanını gördükçe gülümser ona hep şunları söylermiş: “Merak iyidir Minik, ama her şeyi de merak etmemek lazım. Bazen bilmemek daha iyidir.”
Bir gün Minik vadinin dışındaki ormanı keşfetmek için yola çıkmış. Lila ona uyarıda bulunmuş: “Minik, vadimizin dışındaki orman çok büyük ve tehlikeli olabilir. Dikkatli olmalısın.” Ancak Minik’in içindeki merak, Lila’nın uyarılarını dinlememesine sebep olmuş. “Benim kanatlarım var, hızlı uçarım. Bir şey olursa hemen dönerim,” demiş kendi kendine.
Ormanın derinliklerine doğru uçarak gitmiş. Yolda karşısına neşeli bir çekirge olan Çiçi çıkmış. Çiçi sazını çalarak zıplıyor ve şarkılar söylüyormuş. “Nereye böyle küçük kelebek?” diye sormuş Çiçi. Minik, “Ormanı keşfetmeye gidiyorum. Sen de gelmek ister misin?” demiş. Ama Çiçi gülümseyerek, “Hayır, ben şarkı söylemeyi tercih ederim. Ama sana iyi yolculuklar!” demiş ve şarkılarına devam etmiş.
Minik yoluna devam ederken tatlı bir kuş olan Maviş ile karşılaşmış. Maviş dalların arasında neşeyle uçuşuyormuş. “Merhaba Maviş! Ben ormanı keşfetmeye gidiyorum. Sen de gelmek ister misin?” diye sormuş Minik. Maviş, “Orman büyük ve bazen ürkütücü olabilir. Ben burada mutluyum ama sana iyi keşifler!” demiş ve uçuşuna devam etmiş.
Minik artık ormanın derinliklerine ulaşmış. Etrafına bakarken, gölgelerin içinde büyük ve yaşlı bir kaplumbağa olan Toprak‘ı görmüş. Toprak yavaşça yürüyormuş ve Minik’e dönerek, “Merhaba küçük kelebek, burası senin için biraz tehlikeli olabilir,” demiş. Minik ise cesurca, “Ben sadece etrafa bakmak istiyorum, tehlikeli bir şey yapmam,” demiş.
Ancak ormanın daha derinlerine gittiğinde Minik bir anda kendini büyük bir örümcek ağına yapışmış bulmuş. Kanatlarını ne kadar çırparsa çırpsın ağdan kurtulamamış. Korku içinde etrafına bakmış ama ne Çiçi ne Maviş ne de Toprak oradaymış. Tam o anda yaşlı ve bilge kelebek Lila vadiden uzaklaşan Minik’in peşinden gelmiş. “Minik, sana dikkatli olmanı söylemiştim,” diyerek kanatlarını çırpmış ve örümcek ağını dikkatlice keserek Minik’i kurtarmış.
Minik, Lila’ya sarılmış ve “Özür dilerim Lila, seni dinlemeliydim,” demiş. Lila gülümseyerek, “Önemli değil Minik, hepimiz hata yapabiliriz. Ama unutma, bazen bilmemek daha iyidir. Çünkü her şey herkes için güvenli değildir,” demiş.
Minik, vadisine geri dönerken artık sadece merakıyla değil, aynı zamanda öğrendikleriyle de doluymuş. Vadideki arkadaşlarıyla yeniden bir araya geldiğinde başından geçenleri anlatmış ve herkes ondan bir şeyler öğrenmiş.
Ve Minik artık vadinin en bilge ve dikkatli kelebeklerinden biri olmuş. Hem merakını korumuş hem de Lila’dan öğrendiği dersleri unutmamış.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Uyku Masalları ve Kısa Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.