Bir varmış, bir yokmuş… Masmavi bir gölün kıyısında yaşayan cesur ve yardımsever bir ördek varmış. Bu ördeğin adı Dodo’ymuş. Parlak sarı tüyleri ve neşeli bakışlarıyla göldeki herkesin sevgilisiymiş.
Masallar
Bir varmış, bir yokmuş, yemyeşil ağaçların göğe uzandığı, kuşların cıvıldaşarak uçtuğu, nehirlerin şırıl şırıl aktığı bir orman varmış. Bu ormanın en sevimli sakinlerinden biri de küçük bir sincapmış. Adı **Mini**’ymiş.
Bir varmış, bir yokmuş, uzak diyarlarda, koca ormanların hakimi olan güçlü ve cesur bir aslan yaşarmış. Ormanın en güçlü hayvanı olduğu için herkes ona saygı duyar ve onun yolundan çekilirmiş.
Yemyeşil bir ormanın ortasında, kocaman bir gölün kenarında yaşayan Kıvrık adında tatlı mı tatlı bir kaz varmış. Kıvrık ince uzun boynu ve kocaman beyaz kanatlarıyla herkesin sevdiği neşeli ve meraklı bir kazmış.
Bir zamanlar uzak diyarların birinde rüzgarın şarkı söyleyerek estiği, kuşların dans ettiği ve bulutların yumuşacık pamuk tarlaları gibi gökyüzünü süslediği büyülü bir yer vardı. Bu diyarın sakinlerinden en ünlüsü ise hiç kuşkusuz Kaptan Pofuduk idi.
Bir zamanlar yemyeşil vadilerin uzandığı ormanların derinlerinde büyük bir çiftlikte yaşayan Doru adında bir at varmış. Doru güçlü bacakları, parlak kahverengi kürkü ve upuzun yelesiyle çiftlikteki en hızlı atmış.
Bir varmış, bir yokmuş… Uzaklardaki yemyeşil ormanların arasında, kocaman bambu ağaçlarının gölgesinde yaşayan tatlı bir panda varmış. Bu pandanın adı Pomi’ymiş.
Bu masal zorbalığın sadece başkalarına zarar vermediğini aynı zamanda zorba olan kişilerin de yalnız ve mutsuz hissetmelerine neden olduğunu anlatıyor. Aynı zamanda cesaretin, sabrın ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu öğretiyor.
Bu masal, hırslı olmanın insanı yalnızlaştırdığını ve tehlikelere attığını ancak paylaşmanın, yardımlaşmanın ve birlikte eğlenmenin ise hayattaki en değerli şeylerden birisi olduğunu anlatıyor.
Bu masal çocuklara hayvanlara duyulan sevginin ne kadar önemli olduğunu ve onların da insanlar gibi sevgiye ve şefkate ihtiyaç duyduğunu anlatıyor.
Bir varmış, bir yokmuş, yemyeşil ormanın derinliklerinde, minik bir yuvasında yaşayan Cesur adında bir fare varmış. Cesur adından da anlaşılacağı gibi oldukça cesur ve meraklıymış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde büyülü bir orman bulunuyormuş. Ormanın içinde Fısıldayan Ağaç isminde, diğer tüm ağaçlardan daha büyük, daha yaşlı ve daha görkemli bir ağaç dururmuş.
Bir varmış, bir yokmuş, yemyeşil dağların ve rengârenk çiçeklerin arasında güzel bir orman varmış. Bu ormanda, kovanlarında yaşayan birçok bal arısı bulunurmuş. İşte bu arılardan biri de küçük ama cesur bir arı olan Meli’ymiş.
Bir varmış, bir yokmuş. Ormanın derinliklerinde, Tobi isminde, küçük, sevimli bir tavşan yaşarmış. Çok neşeli ve oyun oynamayı seven bir tavşanmış ama çalışmayı hiç sevmiyormuş!
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, gökyüzünde bulutların üstünde yaşayan küçük bir peri varmış. Bu perinin adı Şirin’miş.
Bir varmış, bir yokmuş. Uzaklarda, yemyeşil ağaçlarla kaplı bir ormanda pek çok sevimli hayvan yaşarmış. Bu ormanın içinde, en küçük ama en neşeli hayvanlardan biri olan tavşan Pofuduk varmış.
Bir zamanlar uçsuz bucaksız ormanların derinliklerinde, diğer hayvanlar arasında cesareti ve gücüyle tanınanan, Rüzgar isminde cesur ve güçlü bir aslan yaşarmış.
Bir zamanlar yemyeşil ormanların derinliklerindeki bir göl kenarında Tıstıs isimli bir kaz ve Gakgak isimli bir karga yaşarmış. Bu ikisi arasındaki dostluk o kadar kuvvetliymiş ki her zaman beraber vakit geçirirlermiş.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, yemyeşil ağaçların arasında huzurla yaşayan, Cesur adında minik bir kaplumbağa varmış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda yemyeşil tepelerin arasında küçük bir köy varmış. Bu köyde Mehmet isminde, tüm köylülerin sevgisini kazanmış, çalışkan mı çalışkan bir çocuk yaşarmış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, sonsuz yeşilliklerle kaplı, gökkuşağının her rengini içinde barındıran bir orman varmış.
Bir zamanlar, sessiz ve huzurlu bir yerde, gökyüzünün en yükseklerinde bir Bulutlar Ülkesi varmış. Bu ülke, sadece uykusu gelen çocuklar ve hayvanlar için açılan sihirli bir diyarmış.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, bulutların üstünde, gökkuşağının başladığı, güneşin doğduğu bir diyar varmış. Bu diyarın adı Parıltı Ormanı’ymış.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, geniş ve gür ormanların derinliklerinde, neşeyle ağaçlara tıklayan, Tıkır adında bir ağaçkakan yaşarmış.