Bir zamanlar yeşil ve geniş yapraklarla kaplı bir gölün kenarındaki sevimli bir köyde yaşayan bir kurbağa vardı. Bu küçük kurbağanın adı Kibo‘ydu. Kibo diğer kurbağalar gibi sıçramayı, yüzmeyi ve yaprakların üzerinde zıplamayı çok severdi. Ancak ne zaman bir şey söylemek istese içinden geçenleri anlatmakta zorlanırdı. Utangaçlığı ve kendini ifade etmekten çekinmesi onu hep geri tutardı.
Kibo’nun en iyi arkadaşı, cesur ve neşeli bir kuş olan Zipo‘ydu. Zipo her zaman parlak fikirleri ve cesur sözleriyle dikkat çekerdi. Her sabah Kibo’nun evine uğrar ve gökyüzünde süzülürken şarkılar söylerdi. “Sabah, sabah! Merhaba Kibo! Güneş çıktı, neşemize neşe kat!” derdi Zipo. Kibo ise gülümser ama çoğu zaman karşılık veremezdi.
Bir gün gölde büyük bir yarış düzenleneceğini duydular. Bu yarışta göldeki kurbağalar, kuşlar, kaplumbağalar ve daha birçok hayvan yeteneklerini sergileyeceklerdi. Herkes bu yarışı dört gözle bekliyordu. Yarışmanın sonunda kazanan gölün en parlak yıldızı ilan edilecek ve herkes ona hayran kalacaktı. Zipo heyecanla Kibo’ya döndü, “Bu yarışta biz de yer almalıyız! Senin sıçrama yeteneğin harika! Birlikte katılıp kazanalım!” dedi.
Kibo sıçramada gerçekten iyiydi ama yarışta başarılı olmak için sadece hızlı zıplamak yetmiyordu. Yarışın bir kısmında herkesin yeteneğini anlatması gerekiyordu. İşte tam da bu yüzden Kibo’nun içine bir korku düştü. “Ya kendimi ifade edemezsem? Ya ne söyleyeceğimi bilemezsem?” diye düşündü.
O gece Kibo uyuyamamıştı. Aklında hep yarış ve kendini nasıl anlatacağı düşüncesi vardı. Sabaha karşı gölün kenarında dolaşırken yaşlı bir kaplumbağa olan Toti ile karşılaştı. Toti çok bilgiliydi ve herkes ona danışırdı. Kibo içini dökmek isteyip istemediğini düşünürken Toti ona bakarak “Sana yardım edebilirim, Kibo. Kendini ifade etmek zor olabilir ama içinde söylemek istediğin şeyler varsa bu seni hafifletir.” dedi.
Kibo biraz utangaç bir şekilde “Ama Toti, bazen ne söyleyeceğimi bile bilmiyorum!” dedi.
Toti gülümsedi. “Aslında sen ne söylemek istediğini biliyorsun. Sadece kendine güvenmen gerekiyor. Kendimizi ifade etmek demek kim olduğumuzu göstermek demektir. Herkesin anlatacak bir hikayesi vardır. Senin de hikayen çok özel.” dedi.
Toti sihirli bir yaprak uzatarak Kibo’ya verdi. “Bu yaprak sesini bulmana yardımcı olacak. Ama unutma, yaprak sadece seni yönlendirebilir. Asıl güç senin içinde.”
Ertesi sabah yarış başladı. Hayvanlar sırayla yeteneklerini sergiliyorlardı. Kibo’nun sırası geldiğinde kalbi hızla çarpmaya başladı. İçinden geçen kelimeler bir türlü diline gelmiyordu. Ama sonra Toti’nin verdiği sihirli yaprağa dokundu. Bir anda içini bir sıcaklık kapladı ve derin bir nefes aldı.
“Merhaba, benim adım Kibo.” dedi biraz titrek bir sesle. “Ben sıçramayı çok severim. Ama sadece sıçramak yetmez, bazen hissettiklerimizi anlatmak da çok önemlidir. Zaman zaman kendimi ifade etmekte zorlanıyorum ama bu yarışta kendime güvenmeyi öğreniyorum.”
Kibo’nun sözleri herkesin dikkatini çekmişti. Küçük kurbağa korkularını aşarak içindekileri paylaşmıştı. Gölün tüm hayvanları onu dinliyordu. Kibo’nun sesi giderek daha da güçlenmişti.
Yarışın sonunda herkes Kibo’nun gösterdiği cesareti ve sıçrama yeteneğini takdir etti. Zipo heyecanla yanına geldi, “Kibo! Harika bir iş çıkardın! Kendini ifade ettin ve kazandın!” dedi.
Kibo gülümsedi. Aslında kazandığı şey sadece yarış değildi. Kendini ifade edebilmenin, içindeki duyguları anlatmanın ne kadar önemli olduğunu öğrenmişti. O günden sonra Kibo sadece zıplamakla değil, düşüncelerini ve duygularını paylaşmakla da mutlu oldu.
Ve işte böylece küçük kurbağa Kibo hem gölün en cesur kurbağası olarak ün kazandı hem de herkesin kalbinde yer etti.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için 5 Yaş Masalları ve 6 Yaş Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.