Bir zamanlar kutuplardaki bembeyaz buzullarla kaplı diyarlarda küçük bir penguen yaşardı. Adı Piko‘ydu. Arkadaşlarından farklı bir penguendi. Çok meraklı, çok sevimli ve bir o kadar da hayalperestti. En büyük hayali ise bir gün gökyüzünde süzülmekti. “Bir gün uçabileceğim!” derdi kendi kendine, kanatlarını çırpıp dururken.
Ancak köydeki diğer penguenler ona hep gülerdi. “Penguenler uçamaz, Piko! Kanatlarımız uçmak için değil ki!” derlerdi. Ama Piko içindeki kıvılcımı söndürmez ve hep daha fazlasını hayal ederdi.
Bir sabah erkenden gökyüzüne baktığında dev bir kuş gördü. Bu kuş kanatlarını açarak zarif bir şekilde rüzgarın üzerinde süzülüyordu. Piko’nun gözleri parladı. “İşte olmak istediğim yer orası! Uçmak nasıl bir şey acaba?” diye düşünürken dev kuş yanına indi.
“Merhaba küçük penguen” dedi kuş. “Neden bu kadar dalgınsın?”
Piko heyecanla cevap verdi: “Bir gün uçmayı hayal ediyorum ama herkes bunun imkansız olduğunu söylüyor.”
Dev kuş gülümseyerek “Bir hayalin varsa ona ışık tutan şey kendine inanmandır!” dedi. “Sana yardımcı olabilirim. Belki uçmak için bambaşka bir yol bulabiliriz!”
Dev kuş, Piko’yu uzun bir yolculuğa çağırdı. Piko hemen kabul etti. Beraber buzul vadilerden geçtiler, karların altında saklı cevherleri keşfettiler. Derken büyük bir buz mağarasına vardılar. Mağarada parlak pullarıyla ışıldayan mavi bir balık yaşıyordu. Balık, Piko’ya merakla baktı.
“Merhaba! Buraya nereden geldiniz?” diye sordu balık.
Piko çekingen bir sesle “Ben uçmayı hayal ediyorum!” dedi. “Ama henüz nasıl yapacağımı bilmiyorum.”
Balık sevimli bir gülücükle “Benim de bir zamanlar korkularım vardı.” dedi. “Karanlık sularda yüzmekten korkardım. Ama kendime inanıp yüzmeye devam ettim. Şimdi en karanlık sularda bile dans edebiliyorum.”
Bu sözler Piko’yu düşünmeye itti. “Korkularımı aşarsam hayalime bir adım daha yaklaşır mıyım acaba?” diye düşündü.
Ertesi gün Piko ve dev kuş yolculuklarına devam ettiler. Bu sefer kıvrılıp duran bir buz tepesine vardılar. Orada şakacı bir fok balığı ile karşılaştılar. Fok balığı şen bir kahkaha attı ve şöyle dedi: “Buraya neden geldin küçük dostum?”
Piko gururla cevap verdi: “Kendime inanmayı öğreniyorum.”
Fok balığı gülümseyerek “Harika bir şey bu!” dedi. “Eğer inanırsan rüzgar bile seninle dans eder.”
Sonunda dev kuş, Piko’yu bir yamaca getirdi. “Buradan aşağı kayarak rüzgarın gücünü hissedebilirsin.” dedi. Piko önce korktu ama derin bir nefes alarak kaymaya başladı. Rüzgar yanaklarını okşarken bir an için kendini uçuyormuş gibi hissetti.
“İşte bu!” diye bağırdı Piko. “Uçmuyorum ama rüzgarla dans ediyorum!”
O günden sonra Piko köydeki diğer penguenlere de hayallerinin peşinden gitmeyi ve kendilerine inanmayı öğretti. Artık kutupların bembeyaz diyarlarında herkes Piko’nun hikayesini anlatarak hayallerine ulaşmak için çalışıyordu.
Sevgili çocuklar siz de hayallerinizin peşinden koşmak için kendinize inanmayı ve çok çalışmayı unutmayın. Bir gün siz de hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için 4 Yaş Masalları ve 5 Yaş Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.