Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarında birinde uçsuz bucaksız bir çöl varmış. Güneş gökyüzünde ateş gibi parlıyor, kumlar gündüz sıcaktan kavruluyor, gece ise buz gibi soğuyormuş. Kimi zaman rüzgâr kumları dans ettirerek minik fırtınalar oluşturuyormuş. Bu çölde yaşayan sayısız hayvan arasında en dikkat çekeni Duman adındaki genç bir deveymiş.
Uzun bacakları, kocaman hörgücü ve yumuşacık kahverengi tüyleriyle çok güzel bir deveymiş. Gelin görün ki Duman kendini hiç özel hissetmiyormuş! “Ben sıradan bir deveyim.” diye düşünüyor ve “Tek yaptığım yürümek, yürümek ve yürümek… Ne hızlı koşabilirim, ne yükseklere zıplayabilirim, ne de bir tilki kadar kurnazım.” diyormuş kendi kendine.
Bu düşüncelerle içi sıkılan Duman bir gün kendini bulmak için çölün derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkmaya karar vermiş.
Altın Akreple Karşılaşma

Yola çıkan Duman az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş… Bir süre sonra altın sarısı renginde bir akreple karşılaşmış. Akrep kuyruğunu havaya kaldırmış ve hışırdayan sesiyle konuşmuş: “Sen de kimsin uzun bacaklı gezgin?”
Duman çekingen bir sesle cevap vermiş: “Ben Duman. Kendimi bulmak için yola çıktım.”
Akrep kahkaha atmış: “Sen bir devesin! Çölde yürümekten başka ne işe yararsın ki?”
Bu sözler Duman’ı çok üzmüş ama bir şey demeden yoluna devam etmiş. İçinde bir sıkıntı büyümeye başlamış. “Gerçekten de… Ne işe yararım ki?” diye kara kara düşünmüş.
Gizemli Kırık Ayna

Yoluna devam ederken eski bir hurma ağacının altında uyuklayan yaşlı bir kum kurduna rastlamış. Kurdun gözleri bilgelikle parlıyormuş.
Duman usulca sormuş: “Bilge Kum Kurdu, kendimi nasıl bulabilirim?”
Kurt gözlerini açıp derin bir sesle konuşmuş: “Çölün en derin yerlerinde gizli bir ayna var. O aynaya bakan gerçek değerini görür. Ama onu bulmak için önce kendine inanmalısın.”
Duman’ın gözleri parlamış ve “Aynayı bulmalıyım!” diye bağırmış.
Fırtına ve Kertenkele

Duman heyecanla tekrar yola koyulmuş ama tam o sırada büyük bir kum fırtınası kopmuş! Rüzgâr uğuldayarak esmiş, kumlar havada dans etmiş. Duman gözlerini zor açıyormuş. İlerlemekte zorlanırken küçük bir kertenkelenin kumların arasında sıkışıp kaldığını farketmiş.
Kertenkele “Yardım et!” diye bağırmış.
Duman hemen harekete geçmiş! Güçlü bacaklarıyla rüzgâra karşı koymuş, hörgücü ile kertenkeleyi kumlardan korumuş ve sonra onu sırtına alarak fırtınada tek başına kalmasına izin vermemiş.
Fırtına dindiğinde kertenkele minnetle bakmış. “Sen harika bir devesin Duman! Uzun bacakların ve güçlü vücudun olmasaydı beni kurtaramazdın!”
Duman bir an duraksamış ve “Demek ki bir işe yarıyorum!” diye düşünmüş.
Kırık Aynadaki Sır
Duman yoluna devam etmiş ve sonunda Bilge Kum Kurdu’nun bahsettiği aynayı bulmuş. Ama ayna kırıkmış! Yine de aynaya bakmaya karar vermiş. Parçalanmış camların arasında kendini görmüş ama kendini hep farklı şekillerde görüyormuş!
Bir parçada kahraman olmuş, fırtınada kertenkeleyi kurtarırken…
Bir parçada güçlü olmuş, kumlarda yürümeye devam ederken…
Bir parçada sabırlı olmuş, yolculuğa cesaretle devam ederken…
Ve işte o anda kendi değerinin başkalarının gözlerinde değil yaptığı şeylerde saklı olduğunu anlamış. Derin bir nefes almış, kalbi hafiflemiş. Artık kendini sıradan hissetmiyormuş. Çünkü güçlü, dayanıklı ve de cesurmuş!
Değişen Duman

Kendi gücünü ve önemini bilerek çöle geri dönen Duman artık farklı bir deve olmuş. Yol boyunca karşılaştığı hayvanlar ona saygıyla bakmış.
Bilge Kum Kurdu gülümsemiş: “Gördün mü Duman? Kendi değerini bulmak bir aynaya bakmaktan çok daha fazlasıdır. Sen zaten özelsin sadece farkına varman gerekiyordu.”
Ve o günden sonra Duman bir daha asla kendini önemsiz hissetmemiş. Çöl yolculuklarında cesurca yürümüş, yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmiş ve her zaman değerli olduğunu hatırlamış. Ve böylece çölün en bilge devesi olmuş!
Gökten üç hurma düşmüş: biri Duman için, biri kendini arayanlar için, biri de bu masalı dinleyenler için!
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları ve Uyku Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.