Bir zamanlar yemyeşil ormanların derinliklerindeki bir göl kenarında Tıstıs isimli bir kaz ve Gakgak isimli bir karga yaşarmış. Bu iki arkadaş birbirinden çok farklıymış ama aralarındaki dostluk o kadar kuvvetliymiş ki her zaman beraber vakit geçirir ormanın etrafında birlikte dolaşır, oyunlar oynarlarmış.
Bir gün Tıstıs ve Gakgak göl kenarında oturup gökyüzüne bakarken hafif bir rüzgar esmeye başlamış. Rüzgarın nazikçe ağaç dallarını salladığı bu güzel günde Gakgak birden ayağa fırlamış.
“Hey Tıstıs, neden bir uçurtma yapmıyoruz?” diye heyecanla sormuş. “Rüzgar tam uçurtma uçurmalık!”
Kaz başını kaldırıp Gakgak’a bakmış, düşünceli bir şekilde kanatlarını çırpmış ve gülümsemiş. “Fena fikir değil Gakgak, ama acaba hangimizin uçurtması daha yükseğe çıkar?” demiş biraz da meydan okurcasına.
Gakgak hemen gözlerini kısarak cevap vermiş: “Elbette benim uçurtmam daha yükseğe çıkacak! Ben uçma konusunda ustayım, uçurtmayı da en iyi ben yaparım!”
Tıstıs kanatlarını açarak gülmüş ve “Göreceğiz Gakgak, göreceğiz… Haydi bakalım, başlasın yarış!” demiş.
İkisi de heyecanla uçurtmalarını yapmak için kolları sıvamışlar. Gakgak uçurtmasının hafif ve hızlı olmasını istediği için ince dallardan ve renkli kağıtlardan yapmış. Kuyruğunu da parlak tüylerle süslemiş ki rüzgarda dans etsin. Uçurtmasının her ayrıntısını özenle düşünerek rüzgarı rahatça delip geçebilsin diye keskin bir burun yapmış.
Tıstıs ise daha farklı bir yol izlemeye karar vermiş. Uçurtması biraz daha büyükmüş ama sağlam ve dayanıklı olsun diye güçlü kamışlardan yapmış. Kanatlarını geniş geniş açmış ve uçurtmasına büyük, beyaz bir kanat eklemiş. “Rüzgarı en iyi ben hissederim, uçurtmam tıpkı benim gibi süzülecek gökyüzünde.” diye mırıldanmış kendi kendine.
Bir süre sonra ikisi de uçurtmalarını bitirmişler. Göl kenarında geniş bir çayırın ortasında buluşmuşlar. Uçurtmalarını ellerine alıp hazır pozisyona geçmişler. Gökyüzünde hafif bir rüzgar esiyormuş; uçurtmaların uçması için mükemmel bir günmüş!
“Hazır mısın, Tıstıs?” diye sormuş Gakgak, kanatlarını heyecanla çırparak.
“Hazırım Gakgak!” demiş Tıstıs, sabırsızca bekleyerek. “Haydi, başlasın!”
İkisi de aynı anda uçurtmalarını gökyüzüne bırakmışlar. Gakgak’ın uçurtması bir ok gibi havalanmış, hafifliği sayesinde hemen hız kazanmış ve gökyüzünde dönmeye başlamış. Gakgak keyifle gülümsemiş. “Bak, gördün mü? Uçurtmam rüzgarla dans ediyor!”
Ama Tıstıs’ın uçurtması da yavaşça yükselmeye başlamış. Büyük ve güçlü kanatları rüzgarı mükemmel bir şekilde yakalıyor, süzülerek yukarı çıkıyormuş. Tıstıs da gülümsemiş, “Sadece sabırlı ol Gakgak, bakalım kim daha yükseğe çıkacak!”
Uçurtmalar gökyüzünde yükseldikçe Gakgak’ın uçurtması hızla dönmeye başlamış, ancak çok hafif olduğu için rüzgarın kontrolüne kapılmış ve birden sağa sola savrulmuş. Gakgak şaşırmış. “Ah, neler oluyor?” diye bağırmış.
Tıstıs ise sakince ipini tutuyormuş. Uçurtması rüzgarın gücünü hissediyor, ama güçlü kanatları sayesinde sabit bir şekilde yükselmeye devam ediyormuş. Yavaş ama emin adımlarla gökyüzünde daha da yukarı çıkmış.
Bir süre sonra Gakgak’ın uçurtması tamamen kontrolünü kaybetmiş ve yere doğru düşmeye başlamış. Gakgak üzgün bir şekilde uçurtmasının peşinden koşmuş. Tıstıs ise sabırla uçurtmasını gökyüzünde gezdirmeye devam etmiş, uçurtması en tepeye ulaşmış ve adeta gökyüzüyle bir olmuş.
Karga uçurtmasını alıp geri dönmüş ve Tıstıs’ın uçurtmasının gökyüzünde nasıl süzüldüğünü izlerken iç çekmiş. “Galiba sen kazandın, Tıstıs!” demiş üzgün bir sesle.
Tıstıs gülümseyerek Gakgak’a yaklaşmış, kanadını dostça omzuna koymuş. “Üzülme Gakgak, uçurtma yapmak da uçurmak da sabır ister. Senin uçurtman çok güzel ama biraz daha dayanıklı olsaydı belki de yarış farklı olurdu.” demiş.
Gakgak başını sallamış, “Haklısın Tıstıs, sanırım ben fazla aceleci davrandım. Sabırlı olmak gerekiyormuş.”
O günden sonra Tıstıs ve Gakgak uçurtmalarını birlikte yapıp uçurmaya başlamışlar. Tıstıs, Gakgak’a sabırlı olmayı öğretmiş, Gakgak ise Tıstıs’a hız ve çevikliği. İkisi de birbirlerinden çok şey öğrenmiş ve dostlukları daha da güçlenmiş.
Ve böylece Tıstıs ve Gakgak’ın uçurtma yarışı bir dersle sona ermiş: Sabır ve kararlılık her zaman aceleciliğin önüne geçer ve en önemlisi dostluk her şeyden daha değerlidir.
Gökyüzü her zaman onlara aitmiş ve rüzgar esmeye devam ettikçe Tıstıs ve Gakgak’ın uçurtmaları da gökyüzünde süzülüp durmuş.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Eğitici Masallar ve Hayvan Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.