Bir zamanlar yemyeşil ağaçların göğe uzandığı, ırmakların berrakça aktığı, kuşların neşeyle şarkılar söylediği büyülü bir orman varmış. Bu ormanda herkesin sevdiği ama bir o kadar da ilginç bulduğu genç bir kaplan yaşarmış. Adı Büyük Pençe‘ymiş. Ama ona neden bu isim verildiğini kimse tam olarak bilmiyormuş. Çünkü Büyük Pençe sandıkları gibi güçlü ve korkutucu değilmiş. Aksine çok sakar ve biraz da aceleciymiş. Ne zaman bir şeyi başarmaya çalışsa mutlaka bir hata yaparmış!
En büyük hayali ormanın en güçlü, en hızlı ve en cesur kaplanı olmakmış. Küçüklüğünden beri ormandaki diğer hayvanlar gibi yetenekli olmak istiyor ama ne zaman bir şey denese hep başarısız oluyormuş.
Ormanın Şaşkın Kaplanı

Büyük Pençe her sabah dev gövdeli çınar ağacının altındaki göle gelip kendine bakarmış. Göldeki yansımasında cesur bir kaplan gibi durmaya çalışır ama sonra kuyruğuna basıp pat diye yere düşermiş!
O gün yine yere düştüğünde “Of! Yine mi?” diye homurdanmış.
Ormandaki diğer hayvanlar onun bu hallerine çok gülermiş. Özellikle Serçe Pırpır, Koyun Pamuk, Keçi Mızmız ve Kurbağa Hoppa ona çok takılırmış.
Serçe Pırpır, “Büyük Pençe, sen kesinlikle en sakar kaplansın!” diyerek gülermiş. Koyun Pamuk ise “Daha dün ağaca tırmanırken düştün!” diye dalga gerçermiş.
“Koşarken hep çamura saplanıyorsun!” diye alay eden Keçi Mızmız ve “Ama olsun, en azından hep deniyorsun! Hahaha!” diye gülen Kurbağa Hoppa da ona sık sık takılırmış.
Büyük Pençe üzülse de hiçbir zaman pes etmezmiş. Çünkü başarılı olmayı gerçekten çok istiyormuş!
İlk Deneme: Hızlı Koşmak

Bir gün Büyük Pençe ormanın en hızlısı olmak için çalışmaya karar vermiş. Ceylan Şimşek gibi koşabilmek istiyormuş.
“Kendi yolumu çizeceğim! Hızlı olacağım! Koşacağım!” diyerek nefesini toplamış ve “Üç… İki… Bir!” dedikten sonra patileriyle yeri kazıyıp hızla fırlamış! Ama çaaat! diye bir ses duyulmuş!
Tam çok hızlı koşmaya başladığında ayağı bir ağaç köküne takılmış ve yuvarlana yuvarlana yerdeki bir çukurun içine düşmüş! Ceylan Şimşek gülerek yanına gelmiş:
“Hızlı olmak istiyorsan önce dikkatli olmalısın Büyük Pençe. Yoksa sadece yere düşersin!” demiş.
Büyük Pençe başını sallamış ve sadece hızlı olmanın yetmediğini aynı zamanda dikkatli de olmak gerektiğini anlamış.
İkinci Deneme: Ağaca Tırmanmak

Büyük Pençe bir sonraki gün ormanın en yükseğine tırmanan hayvanı olmaya karar vermiş. “Sincap Minik gibi yükseğe tırmanacağım!” demiş.
Bu kez ormandaki en yüksek ağacı seçmiş ve tırmanmaya başlamış. Pençelerini sağlamca batırmış ama bir anda ayağı kaymış ve pat diye sırtüstü yere düşmüş!
Ağaçtan aşağı bakarken Sincap Minik gülerek şöyle demiş:
“Büyük Pençe tırmanırken sabırlı olmalısın! Acele edersen düşersin.”
Büyük Pençe homurdanmış ama içinden “Sabırlı olmalıyım!” diye düşünmüş.
Üçüncü Deneme: En İyi Avcı

Büyük Pençe daha sonra en iyi avcı olmak istemiş. “Baykuş Bilge’nin bana öğrettiği gibi sessizce ilerleyip bir kelebeği yakalayacağım!” demiş. Yavaşça çimenlerin arasında yürümüş, gözlerini kocaman açmış ve hemen kelebeğe doğru atılmış.
Ama kelebek uçmuş gitmiş ve Büyük Pençe de çamur bataklığına balıklama dalmış!
Kurbağa Hoppa kahkahayı basmış ve “Büyük Pençe çok dikkat çekiyorsun! Avcı olmak için daha sessiz olmalısın.” demiş.
Büyük Pençe sinirlenmiş ama sessiz ve dikkatli olmak gerektiğini anlamış.
Sihirli Pati ve Büyük Keşif

Büyük Pençe başarısızlıkları yüzünden çok üzgünmüş. “Ben neden hiçbir şeyi başaramıyorum?” diye düşünürken birden çimenlerin arasında parlak bir şeyin ışıldadığını fark etmiş! Bir adım atmış ve sihirli bir pati izi görmüş.
“Bu da ne?” diye merakla yaklaşmış. Pati izinin üzerine patisini koyduğunda altın bir ışık yayılmış ve hafif bir ses duymuş:
“Gerçek güç sabırla ve hatalarla öğrenilir…”
Büyük Pençe o anda her şeyi anlamış! Başarısızlıkların aslına onu güçlendirdiğini ve her düştüğünde yeniden ayağa kalkarak aslında bir şeyler öğrendiğini farketmiş.
Hemen tekrar ayağa kalkmış, hızla koşmuş, dikkatlice tırmanmış ve en sonunda kelebeğe ulaşmayı başarmış!
Bütün hayvanlar “Başardın Büyük Pençe!” diye onu alkışlamış.
Bu olaydan sonra artık ormanın en güçlü, en hızlı ve en cesur kaplanı olmuş. Ormandaki diğer hayvanlara bir şeyleri başarmak için sabretmek gerektiğini ve hata yapsalar bile yeniden denemeleri gerektiğini öğretmiş.
Hayvanlar da artık onu Büyük Pençe yerine Sihirli Pati diye çağırmaya başlamışlar.
Ve masal burada bitmiş.
Gökten üç elma düşmüş: Biri hatalarından öğrenenlere, biri sabredenlere, biri de masalı dinleyen minik kalplere! 🍎🍏🍎
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Eğitici Masallar ve Hayvan Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.