Bir varmış, bir yokmuş… Masmavi bir gölün kıyısında yaşayan cesur ve yardımsever bir ördek varmış. Bu ördeğin adı Dodo‘ymuş. Parlak sarı tüyleri ve neşeli bakışlarıyla göldeki herkesin sevgilisiymiş. Günlerini arkadaşlarıyla yüzerek, kanat çırparak ve neşe içinde geçirirmiş.
Bir gün gölde büyük bir yarış düzenleneceği duyulmuş. Sadece göldeki değil tüm çevredeki hayvanların katılabileceği bir yarışmış. Herkes çok heyecanlanmış, çünkü yarışın sonunda büyük bir ödül varmış: Altın Tüy Madalyası!
Yarış günü gelip çattığında Dodo çok heyecanlıymış. Diğer yarışmacılar da gölün etrafında toplanmış: sevimli sincap Sinsin, hızlı tavşan Fifi, çevik kurbağa Lopi ve daha niceleri. Yarış başlayınca herkes var gücüyle yüzmeye, sıçramaya, koşmaya başlamış. Dodo güçlü kanatları ve çevik ayaklarıyla suyun üstünde kayarcasına ilerliyormuş. Ödülü kazanmayı çok istiyormuş.
Ancak tam o sırada yarış yolunda bir ses duymuş: “İmdat! Yardım edin!” Bu ses minik bir balığa aitmiş. Balıkçık yanlışlıkla suyun dibine düşen bir yosuna takılıp kalmış ve çırpınıp duruyormuş.
Dodo yarışta önde olmasına rağmen tereddüt etmeden durmuş ve balığa yardım etmek için geri dönmüş. Yosunları nazikçe ayırarak balığın serbest kalmasını sağlamış. Balık, “Teşekkür ederim, Dodo! Beni kurtardın!” diyerek sevinçle suyun derinliklerine doğru yüzmüş. Dodo ise yeniden yarışa dönüp hızlıca yoluna devam etmiş.
Bir süre sonra tekrar öne geçmiş, ama yine bir ses duymuş: Bu kez ses bir sincaptan geliyormuş! Sinsin yarış sırasında ağacın dalına sıkışmış ve inmeye çalışırken ayağını incitmiş. Dodo hemen durup ona yardım etmiş, onu dalın üstünden dikkatlice indirip yarışa dönmesi için destek olmuş.
Yine yoluna devam eden Dodo başka bir arkadaşının daha yardıma ihtiyaç duyduğunu fark etmiş. Bu sefer yarış sırasında yorulan tavşan Fifi’ymiş. Fifi artık koşamıyor ve nefes nefese kalıyormuş. Dodo ona su ikram ederek dinlenmesine yardımcı olmuş sonra birlikte yürüyerek yarışa devam etmişler.
Dodo durup bir arkadaşına yardım ettiğinde aslında yarışı kazanma şansını biraz daha kaybettiğini biliyormuş. Ama kalbinde büyük bir mutluluk ve huzur varmış. “Önemli olan sadece kazanmak değil, birbirimize destek olmak.” diye düşünmüş.
Yarışın sonuna yaklaşan Dodo, bu sefer de yaralı bir kurbağa olan Lopi’yi görmüş. Lopi yarışı bitirecek gücü bulamıyormuş. Dodo hemen ona destek olmuş ve sırtında taşıyarak bitiş çizgisine kadar götürmüş.
Yarış bittiğinde Dodo bitiş çizgisinde sonuncu olmuş ama herkes ona alkış tutuyormuş. Yarışı yöneten bilge baykuş Usta Ulu yüksek bir ağacın dalından şöyle seslenmiş:
“Bugün burada kazanan sadece Altın Tüy Madalyası’nı alan değil! Asıl kazanan, dostlarına yardım eden, kalbinde sevgi ve iyilik taşıyan Dodo’dur. Hepimiz onun cesareti ve yardımseverliği sayesinde buradayız!”
Usta Ulu, Altın Tüy Madalyası’nı büyük bir törenle Dodo’nun boynuna takmış. Diğer hayvanlar da ona teşekkür etmek için sıraya geçmiş. Balık, sincap, tavşan, kurbağa ve daha niceleri ona sarılarak minnetle teşekkür etmişler.
Dodo o gün Altın Tüy Madalyası’nı kazandığı için çok mutlu olmuş ama daha da önemlisi yardımlaşmanın ne kadar güçlü bir şey olduğunu anlamış. Arkadaşlarına destek olmanın verdiği mutluluk, Altın Tüy Madalyası’ndan bile değerliymiş.
Ve böylece Dodo, göldeki en sevilen ördek olarak, dostlarına her zaman yardım eden, koca yürekli bir kahraman olarak yaşamış.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Eğitici Masallar ve Hayvan Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.