Bir varmış bir yokmuş… Yemyeşil bir ormanın ortasında, kocaman bir gölün kenarında yaşayan Kıvrık adında tatlı mı tatlı bir kaz varmış. Kıvrık ince uzun boynu ve kocaman beyaz kanatlarıyla herkesin sevdiği neşeli ve meraklı bir kazmış. Ama Kıvrık hep acele eder, işleri yarım bırakır ve sonuçta yapması gereken şeyleri hep unuturmuş.
Bir gün göl kenarında dolaşırken en yakın arkadaşı tavşan Tıkırtı ile karşılaşmış. Tıkırtı her zaman çalışkan, düzenli ve çok planlı bir tavşanmış. Günlerini önceden planlar ve ne yapacaksa sırayla yaparmış.
“Kıvrık,” demiş Tıkırtı, “bugün havuç bahçemi düzenlemem lazım. Bana yardım etmek ister misin?”
Kıvrık sevinçle kanatlarını çırpmış. “Tabii ki isterim! Hem havuçlar çok lezzetli olur!” diye bağırmış. Hemen Tıkırtı’nın peşinden koşmuş, ama daha bahçeye varmadan yolda bir kelebek görmüş.
“Bu kelebek ne kadar güzel!” diye bağırmış ve hemen kelebeğin peşine takılmış. Tıkırtı ona seslenmiş: “Kıvrık yardıma gelmeyecek misin? Bahçeye gitmemiz gerekiyordu!”
Ama Kıvrık kelebeğin peşinden koşarken bunu çoktan unutmuş. Kelebek bir çiçeğe konmuş, sonra başka bir çiçeğe ve derken Kıvrık ormanın derinliklerinde kendini kaybetmiş.
Akşamüstü göle döndüğünde Tıkırtı onu karşılamış. Bahçesini çoktan düzenlemiş, havuçları sıraya dizmiş, hatta toprağı bile havalandırmış.
“Kıvrık,” demiş Tıkırtı, “seninle çalışmayı çok isterdim ama sen başka şeylerle ilgilenip işimizi yarım bıraktın. Planlı olsaydın ve ne yapacağını önceden düşünseydin hem bahçeyi düzenleyebilirdik hem de kelebeği izleyebilirdin.”
Kıvrık’ın kafası karışmış. “Nasıl yani? Hem çalışmak hem eğlenmek mümkün mü?”
Tıkırtı gülümsemiş. “Tabii ki mümkün! Eğer işlerini sırayla yapar ve her şeyi planlarsan hem çalışabilir hem de eğlenebilirsin.”
Ertesi gün Kıvrık bu öğüdü aklında tutarak güne başlamış. İlk iş olarak göldeki evini temizlemeye karar vermiş. Ama bu sefer bir fark varmış: İşlerini sırasıyla yapacakmış. “Önce evi temizlerim, sonra oyun oynarım.” demiş kendi kendine.
Evini temizlemeye başlamış. Bir yandan yerleri süpürmüş bir yandan da eşyalarını düzenlemiş. Tam işini bitirmek üzereyken gölün üstünde uçan bir balıkçıl kuşu görmüş. “Ne güzel uçuyor, keşke ben de uçsam!” demiş ama hemen durup düşünmüş: “Hayır, önce işimi bitirmeliyim, sonra uçabilirim.”
Sonunda evini tertemiz yapmış, her şeyi yerine koymuş ve işini bitirmiş. O an içini büyük bir mutluluk kaplamış. Çünkü hem işini yapmış hem de çok daha fazla zamanı kalmış! Koşarak Tıkırtı’ya gitmiş ve heyecanla anlatmış: “Tıkırtı, bugün işimi bitirdim ve sonra rahatça oyun oynadım! Planlı çalışmak gerçekten çok güzelmiş!”
Tıkırtı sevinçle Kıvrık’ı kutlamış. “İşte bu, Kıvrık! Planlı olunca her şey daha kolay ve eğlenceli olur. Artık sen de her şeyin tadını çıkarabilirsin.”
O günden sonra Kıvrık her sabah uyanınca ne yapacağını önceden planlamış. İlk önce işlerini yapmış, sonra da kalan zamanda özgürce eğlenmiş. Hem göl kenarındaki evini tertemiz tutmuş hem de ormanda arkadaşlarıyla oynayarak güzel vakit geçirmiş.
Günler geçtikçe Kıvrık’ın düzenli ve planlı olması sayesinde tüm kaz arkadaşları da ondan öğrenmeye başlamış. Artık herkes önce işini yapmaya sonra da gönüllerince oyun oynamaya başlamış.
Gökten üç elma düşmüş: Biri Kıvrık’a, biri Tıkırtı’ya, biri de planlı çalışan tüm çocuklara!
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için 4 Yaş Masalları, 5 Yaş Masalları ve Eğitici Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.