Bir varmış, bir yokmuş… Yeşil, geniş çayırlarda mutlu bir şekilde yaşayan bir tavuk varmış. Bu tavuğun adı Lili‘ymiş. Her zaman etrafındaki şeyleri farklı gözlerle görür, herkesin sıradan bulduğu olaylarda yeni fikirler keşfetmeyi çok severmiş.
Bir gün çiftliğin arkasındaki küçük koruya doğru yürümeye karar vermiş. Orada her zaman uçsuz bucaksız gibi görünen bir ağaç varmış. Bu ağacın dalları göğe doğru uzanır, yaprakları her mevsim yeşil kalırmış. Çiftlikteki diğer tavuklar bu ağaca Fikir Ağacı dermiş, çünkü herkes onun özel olduğunu düşünürmüş.
Lili de bu ağacın sihirli olduğuna inanıyormuş. “Belki de bu ağaç bana yeni şeyler düşündürebilir!” diye düşünmüş.
Ağacın yanına geldiğinde gölgede parlayan bir şey fark etmiş. Küçük, parıltılı bir tohummuş bu! Lili şaşkınlıkla tohuma bakmış sonra kendi kendine gülümsemiş. “Belki bu tohum benim için yeni fikirler doğurur!” demiş.
Tohumu gagasıyla dikkatlice yerden alıp çiftlikteki yuvasına götürmüş. Gece olup da diğer tavuklar uyumaya başladığında küçük tohumuna bakmış ve ona fısıldayarak “Sevgili tohum, seninle harika fikirler üretmek istiyorum.” demiş.
Ertesi sabah uyandığında tohumun yerinde minik bir filiz olduğunu görmüş. Gözlerine inanamamış! Filiz her geçen gün büyümüş, büyümüş, sonunda yeni bir Fikir Ağacı haline gelmiş. Bu ağaçtaki çiçekler etrafa mis gibi bir koku yayıyormuş ve Lili’nin içini neşeyle dolduruyormuş. Ama en ilginç olanı ağacın etrafında dönen renkli ışıklar varmış ve her ışık farklı bir düşünceyi temsil ediyormuş!
Bir gün Lili ağaca bakarken çiftlikteki diğer tavukların başı derde girmiş. Tavuklar kümesin etrafındaki büyük bir çitin diğer tarafına geçmek istiyorlarmış çünkü orada bol bol yem ve böcek varmış. Ama çit o kadar yüksekmiş ki hiçbiri üzerinden atlayamıyormuş.
Lili hemen ağacın yanında gördüğü renkli bir ışığa dokunmuş. Bu ışık aklına parlak bir fikir getirmiş. “Çitlerin üzerinden atlamak yerine, neden altından geçmeyi denemiyoruz?” diye sormuş arkadaşlarına.
Diğer tavuklar önce şaşırmış ama sonra hepsi toprakta küçük bir tünel kazmaya başlamış. Birlikte çalışarak çitin altından geçebilecekleri kadar büyük bir delik açmayı başarmışlar ve sonunda yem dolu geniş çayırlara ulaşmışlar! Tüm tavuklar Lili’ye teşekkür etmiş ve “Sen gerçekten çok zeki bir tavuksun!” demişler.
Lili her yeni gün Fikir Ağacı’na gidip yeni bir ışığa dokunarak ilginç fikirler bulmaya devam etmiş. Bir gün rüzgârın sesini daha iyi duyabilmek için büyük yaprakları bir araya getirerek bir rüzgar dinleme aleti yapmış. Bir başka gün güneş ışığını en iyi şekilde toplayabilecekleri bir alan bulmuş ve orada yuvalar yapmalarını önermiş. Bu sayede tavuklar her sabah sıcak yuvalarından mutlu bir şekilde kalkabiliyorlarmış.
Günler geçtikçe çiftlikteki diğer hayvanlar da Lili’nin yanına gelip ona sorular sormaya başlamış. “Sevgili Lili bu kadar yaratıcı düşünceleri nasıl buluyorsun?” demişler. Lili gülümsemiş ve “Fikir Ağacı sayesinde!” demiş ama aslında en büyük gücün kendi hayal gücünde saklı olduğunu biliyormuş.
Bir gün Fikir Ağacı’nın yanına oturmuş ve kendi kendine şöyle düşünmüş: “Aslında bu ağacı sihirli yapan benim düşünme şeklim. Herkesin göremediği şeyleri görmek, her şeyin içinde yeni bir fikir bulabilmek benim elimde. Eğer yaratıcı düşünürsek çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yok!”
O günden sonra Lili her sabah Fikir Ağacı’nı ziyaret etmeyi bir gelenek haline getirmiş. Ama artık ağaca dokunmadan önce derin bir nefes alıp gözlerini kapatır ve içindeki hayal gücüne bakarmış. Çünkü biliyormuş ki gerçek fikir ağacı her zaman onun kalbindeymiş.
Ve gökyüzünde parlayan yıldızlar altında, Fikir Ağacı’nın altında hayallere dalan Lili hep şu cümleyle günü bitirirmiş: “Hayal edebilmek her şeyi mümkün kılar.”
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için 7 Yaş Masalları ve Uyku Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.