Geçmiş zamanların birinde, uzak diyarların yemyeşil ormanlarında, berrak bir gölün kıyısında yaşayan bir Yeşil Başlı Yaban Ördeği vardı. Başı tıpkı değerli bir taş olan zümrüt gibi parlak yeşil olduğu için ona Zümrüt ismini vermişlerdi. Neşeli, cesur ve yardımsever bir ördekti. Uçarken gökyüzünde çizgiler çizer, suya dalarken adeta bir ok gibi hızla süzülürdü. En büyük keyfi göldeki dostlarıyla oynamak ve ormanın derinliklerini keşfetmekti.
Ormanda herkes onu tanır ve severdi. Minik sincap Fındık, yaşlı bilge kaplumbağa Karamuk, şen şakrak tavşan Zıpzıp ve daha niceleri onun en yakın arkadaşlarıydı. Ama Zümrüt’ün en büyük hayali tüm hayvanların mutlu ve güvende olduğu bir orman görmekti. Çünkü dostlarının başı derde girdiğinde onlara yardım etmeyi her şeyden çok severdi.

Bir gün göl kıyısında su içerken yaşlı bilge kaplumbağa Karamuk‘un telaşla yanına geldiğini gördü.
“Zümrüt! Büyük bir felaket kapımızda!” dedi kaplumbağa endişeyle.
“Ne oldu Karamuk?” diye sordu Zümrüt.
“Ormanın içindeki büyük göknar ağacının kökleri kuruyor! Eğer o ağaç kurursa, etrafındaki küçük ağaçlar da büyüyemez ve ormanımız susuz kalır. Ama daha kötüsü, o ağacın içinde yaşayan Sihirli Baykuş ortadan kayboldu!”
Bu haber Zümrüt’ü çok üzdü. Sihirli Baykuş ormandaki tüm hayvanlara bilgelik öğreten ve ihtiyaç duyduklarında onlara yol gösteren bir varlıktı. Eğer o yok olursa ormanın düzeni bozulabilirdi!
Böylece Zümrüt ve dostları Sihirli Baykuş’u bulup büyük göknar ağacını kurtarmak için bir maceraya atılmaya karar verdiler.
Sisli Ormanın Sırrı

Zümrüt ve dostları büyük göknar ağacına doğru yola çıktılar. Ormanın içlerine girdikçe hava daha karanlık ve daha sisli olmaya başladı. Ağaçların dalları birbirine dolanmıştı ve rüzgâr uğultuyla esiyordu.
Tam o sırada önlerine gizemli bir tilki çıktı. Tüyleri ateş gibi kızıl, gözleri zeka doluydu. Adı Alev‘di ve ormandaki birçok sırrı biliyordu.
“Büyük göknar ağacına gitmek mi istiyorsunuz?” diye sordu kurnazca.
“Evet, onu kurtarmamız gerek! Sihirli Baykuş da kayıp!” dedi Zümrüt heyecanla.
Tilki gülümsedi. “Öyleyse dikkatli olun. Sisli Orman herkesi içine alır ama çıkmak çok zordur. Sadece sihirli bir tüy sizi yönlendirebilir.” dedi.
Zümrüt merakla sordu: “Bu sihirli tüy nerede?”
Tilki başını salladı. “Onu bulmak için Gökyüzü Kayası’na gitmelisiniz. Orada yaşayan Kartal Kanat Hanım bu tüye sahip olan tek hayvandır.” diye cevap verdi. Böylece ekip Gökyüzü Kayası’na doğru yola koyuldu.
Gökyüzü Kayası ve Sihirli Tüy

Uzun bir yolculuğun ardından tüm ekip Gökyüzü Kayası’na ulaştı. Burası ormanın en yüksek noktasındaydı. Kayaların zirvesinde Kartal Kanat Hanım oturuyordu.
“Kimler buraya tırmanmaya cesaret etti?” diye güçlü bir sesle sordu Kanat Hanım.
Zümrüt cesurca öne çıktı: “Büyük göknar ağacını kurtarmak için Sihirli Tüy’e ihtiyacımız var. Bize yardım eder misiniz?”
Kartal gözlerini kıstı. “Sihirli Tüy sadece cesur ve iyi kalpli olana verilir. Ama önce dostluğun gerçek değerini anlaman gerek.”
Tam o anda güçlü bir rüzgâr esti ve tavşan Zıpzıp uçurumun kenarından aşağı yuvarlanmay başladı! Zümrüt tereddüt etmeden havalandı ve arkadaşını yakaladı. Son anda Zıpzıp’ı kurtarıp güvenli bir yere indirdi.
Kartal Kanat Hanım bu olayı görünce başını salladı. “Gerçek dostluk korkusuzca yardım etmektir. İşte bu yüzden Sihirli Tüy senin olmalı.”
Böylece Zümrüt altın renginde parlayan Sihirli Tüy’ü aldı ve ekibiyle birlikte büyük göknar ağacına doğru yola çıktı.
Büyük Göknar Ağacının Uyanışı

Göknar ağacına vardıklarında ağacın dalları solmuş, kökleri çatlamış haldeydi. Baykuş hâlâ ortada yoktu! Zümrüt, aldığı Sihirli Tüy‘ü gökyüzüne kaldırdı ve dileğini fısıldadı: “Ey ormanın ruhları, bu ağacı yeniden hayata döndürmek için yardım edin!”
O anda tüy ışıl ışıl parladı ve gökyüzünden ince bir yağmur inmeye başladı. Büyük Göknar Ağacı yavaşça uyanıyor, kökleri yeniden canlanıyordu! Ve yine tam o anda dalların arasından Sihirli Baykuş çıktı!
“Ah, beni kurtardığınız için teşekkür ederim! Ağaç kuruduğunda sihirli enerjim tükenmişti. Ama senin dostların için gösterdiğin cesaret ve sadakat sayesinde tekrar güçlendim.” dedi Baykuş.
Ormanın Kurtuluşu

Büyük Göknar Ağacı tekrar canlandıktan sonra tüm orman neşeyle doldu. Sihirli Baykuş tekrar gökyüzüne süzülerek bilgeliğini hayvanlarla paylaşmaya devam etti. Zümrüt ve dostları ise büyük bir zafer kazandı. Ama en önemlisi dostluğun ve birbirine destek olmanın ne kadar değerli olduğunu anladılar.
O günden sonra ormanda ne zaman bir hayvan zor durumda kalsa herkes birbirine yardım etmeye koştu. Çünkü artık gerçek dostluğun zor zamanlarda yan yana durabilmek olduğunu biliyorlardı.
Gökten üç elma düştü: Biri Zümrüt’e, biri dostlarına, biri de bu masalı okuyup paylaşanlara! 🍏🍎🍏
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları sayfamızı inceleyebilirsiniz. Ayrıca sesli ve animasyonlu masal izlemek istiyorsanız YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.