Bir zamanlar masmavi bir gölün kıyısında küçük bir köy vardı. Bu köyde sevimli ve bir o kadar da yaramaz bir kedi yaşardı. Bu kedinin adı Pamuk‘tu. Pamuk, bembeyaz tüyleri ve parıl parıl parlayan yeşil gözleriyle herkesin ilgisini çekerdi. Ancak ne kadar tatlı görünse de yaramazlıklarıyla köydeki herkesin başını döndürürdü.
Pamuk’un en büyük zevki gölün kenarındaki ağaçlara tırmanmak ve dalların arasından gölde yüzen balıkları izlemekti. Özellikle bir balık vardı ki Pamuk onunla özel bir bağ kurmuştu. Bu balık diğer balıklardan çok farklıydı ve altın rengi pullarıyla gölün içinde parlıyordu. Köydeki herkes bu balığa “Altın Balık” diye sesleniyordu.
Pamuk her gün göl kenarına gelir, Altın Balık’ı izler ve onunla oynamak isterdi. Ancak Altın Balık, Pamuk’un yaramazlığını bildiği için hep ondan uzak durur, suyun derinliklerine doğru süzülürdü. Bir gün Pamuk yine ağacın tepesinden gölü izlerken aklında bir plan belirdi. “Bu sefer Altın Balık’ı yakalayacağım ve onunla oyun oynayacağım.” diye düşündü. Ama oyun planı aslında Altın Balık’ı yakalamayı içeriyordu.
Dikkatlice ağaçtan indi ve gölün kenarına sessizce sokuldu. Altın Balık güneş ışınlarının altında mutlu bir şekilde yüzüyordu. Tam o sırada Pamuk bir hamle yaparak pençesini suya daldırdı. Ancak Altın Balık, Pamuk’un niyetini sezmişti ve hızla suyun derinliklerine doğru kaçtı. Pamuk başarısız olmanın hayal kırıklığıyla patilerini yalayarak gölün kenarına oturdu.
O an gölün üzerinde hafif bir esinti esti ve suyun yüzeyinde Altın Balık yeniden belirdi. Pamuk’a doğru yaklaştı ve konuşmaya başladı: “Pamuk, neden beni yakalamaya çalışıyorsun? Ben senin dostunum, seninle oynamak istiyorum ama bu şekilde değil.”
Pamuk şaşkınlıkla Altın Balık’a baktı. “Seninle oyun oynamak istiyorum ama seni yakalayamadığım için üzülüyorum.” dedi.
Altın Balık gülümseyerek cevap verdi: “Gerçek dostluk birbirini zorlamadan, karşılıklı saygıyla olur. Eğer gerçekten benimle oynamak istiyorsan bana zarar vermeden de bunu yapabilirsin. Sabırlı ol ve beni anla, o zaman birlikte çok güzel vakit geçirebiliriz.”
Pamuk, Altın Balık’ın sözlerinden çok etkilendi. Onun haklı olduğunu anladı. O günden sonra, Pamuk her gün göl kenarına geldi ama artık Altın Balık’ı yakalamaya çalışmadı. Onunla sohbet etti, sudan çıkan küçük dalgaları izledi ve güneşin batışını birlikte seyrettiler. Pamuk sabırlı olmanın ve dostlarına saygı göstermenin ne kadar önemli olduğunu öğrenmişti.
Ve böylece Pamuk ve Altın Balık gölün kenarında mutlu ve huzurlu bir dostluk kurarak her günün tadını çıkardılar. Pamuk artık dostlarına sevgi ve saygı gösteriyor ve eskisi gibi yaramazlık yapmıyordu.
Masal burada biter ancak dostluk sonsuza dek sürer.
Tavsiye: Bu masala benzeyen daha fazla masal okumak için Uyku Masalları ve Hayvan Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz. Eğer en güzel masalları sesli ve animasyonlu olarak izlemek istiyorsanız YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.