Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlardaki yemyeşil ormanlarından birinde, gökyüzünün pırıltısından doğmuş küçük bir yağmur perisi yaşarmış. Adı Damlaymış. Su gibi berrak ve masmavi gözleri, yağmur damlaları gibi parlayan saçları varmış. Ne zaman kahkahalarla gülse gökyüzünden minik minik yağmur damlaları düşermiş. Ne zaman üzülse gri bulutlar toplanırmış.
Damla’nın görevi çok ama çok önemliymiş: Ormanı zamanında sulamak! Eğer yağmurlar zamanında yağmazsa ağaçlar susuz kalır, çiçekler solar, hayvanlar zor durumda kalırmış. Ama Damla çok yaramazmış! En sevdiği şey bulutların üzerinde kaymak, gökyüzünde rüzgârla dans etmek ve su damlalarıyla oyunlar oynamakmış.
Bir gün büyük bir hata yapmış! 💦
Bulutlarla Oynamanın Sonu
O gün Damla büyük, pamuk gibi bir bulutun üstüne oturmuş ve bulutları şekilden şekle sokuyormuş. Bir ara kendini o kadar oyuna kaptırmış ki yağmur yağdırmayı unutuvermiş! Günler geçmiş ama ormanın üstüne tek damla su düşmemiş.
Koca meşe ağacı kuru dallarını sallamış:
“Hoo-hoo! Damla! Nerede kaldı yağmur?” demiş
Tilki çatlamış toprağa patisiyle vurmuş:
“Damla! Çayır çimen susuz kaldı! Ne yapıyorsun?”
Tavşanlar susuzluktan cılız düşen çiçeklerin etrafında sıçrayarak bağırmışlar:
“Damla! Eğer yağmur yağmazsa çiçekler solacak!”
Ama Damla oyuna o kadar dalmış ki hiçbirini duymamış. Ta ki…
Susuz Ormanın Çığlığı

Bir sabah Damla uyanıp ormanın üzerine baktığında gözlerine inanamamış! Ağaçlar eğilmiş, yapraklar sararmış, çiçekler solmuş ve başlarını eğmiş, hayvanlar susuzluktan yorgun ve halsiz düşmüş, dereler kurumaya yüz tutmuş…
Damla bir an için ne yapacağını saşırmış! Kalbi pır pır atıyormuş çünkü kendi hatasının farkına varmış.
“Hemen yağmur yağdırmalıyım!” demiş panikle. Ama bir sorun varmış: Yağmur damlaları bulutların içinde sıkışıp kalmış! Çünkü bulutlar uzun zamandır hareket etmiyormuş.
“Oyuna dalıp zamanında yağmur yağdırmadım… Ormana zarar verdim!” diye içini çekmiş Damla. Ama üzülmenin bir yararı olmadığı için hemen bir şey yapması gerektiğini anlamış.
Rüzgârın Sınavı
Tam o sırada güçlü bir rüzgâr uğuldayarak yanına gelmiş. Bu rüzgar sadece ormanda büyük hatalar yapıldığında ortaya çıkarmış.
“Damla,” demiş rüzgâr, “Sen bu ormanın yağmur perisisin ama görevini unuttun. Şimdi hatanı düzeltmek için büyük bir sınavdan geçmelisin!”
“Ne sınavı?” diye sormuş Damla endişeyle.
“Bütün bulutları bir araya getirmeli, sihirli yağmur dansını yapmalı ve doğru sözleri söylemelisin!”
Ama bu zor bir işmiş! Çünkü sihirli yağmur dansını en son büyük büyük büyükannesi yapmış!
Damla’nın Büyük Mücadelesi

Damla hemen harekete geçmiş. Önce gökyüzüne yükselmiş ve bulutları toplamaya başlamış. Ama bulutlar inatçıymış çünkü uzun zamandır hareket etmedikleri için yerlerinden kıpırdamıyorlarmış! Bunun üzerine hayvanlardan yardım istemiş.
Baykuş kanatlarını çırpmış ve havayı karıştırmış. Tilki kuyruğunu sallayarak rüzgârı yönlendirmiş. Tavşanlar sıçrayarak bulutlara su damlacıkları fırlatmış. Ve sonunda bulutlar bir araya toplanmış.
Şimdi sırada sihirli dans varmış. Damla gözlerini kapatmış ve bir sağa, bir sola süzülerek dönmeye başlamış.
Yağmur, yağmur, ormana dön,
Damlaların toprakla bütünleşsin!
Can suyu olsun, nehirler taşsın,
Doğa tekrar yeşersin!
Bir anda gökyüzü kararmış, rüzgâr esmeye başlamış, bulutlar gürleyerek ilk yağmur damlalarını bırakmış: “Şıp… Şıp… Şıp…”
Önce küçük damlalar düşmüş. Sonra hızlanmış, hızlanmış ve şarıl şarıl yağmur başlamış! Orman nefes almış. Ağaçlar suyu içmiş, çiçekler açmış, hayvanlar sevinçle dans etmiş. Damla gözlerini açmış ve yüzüne düşen damlalarla gülümsemiş.
“Başardım! Ama bir daha asla görevimi unutmayacağım!” demiş.
Dersini Alan Peri

O günden sonra Damla asla ama asla yağmur yağdırmayı unutmamış. Orman için çalışırken yine oyunlar oynuyormuş ama önce görevini yapıyormuş!
Gökten üç yamur damlası düşmüş. Biri bu masalı okuyanlara, biri bu masalı dinleyenlere, biri de görevlerini zamanında yapan akıllı çocuklara…
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları ve Uyku Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.