Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, yeşilliklerle dolu bir ormanda yaşayan küçük ve akıllı bir tilki varmış. Bu tilkinin adı Tiki‘ymiş. Tiki ormandaki diğer hayvanlarla iyi geçinmeye çalışan, yardımsever ve neşeli bir tilkiymiş. Her sabah erkenden uyanır, ormanın derinliklerinde arkadaşlarıyla oyunlar oynar, şarkılar söyler ve güzel zaman geçirirmiş. Ama ne yazık ki bu huzurlu ormanın bir sorunu varmış: Zorba Kurtlar!
Bu kurtlar ormanın en büyük ve en güçlü hayvanlarıymış. Güçlerini iyilik için kullanmak yerine diğer hayvanları korkutmak, onlara kötü şakalar yapmak ve zorbalık etmek için kullanırlarmış. En çok da küçük hayvanları hedef alırlarmış çünkü onların kendilerini savunamayacağını düşünürlermiş.
Bir gün Tiki ormanın açık alanında arkadaşlarıyla ip atlama oynarken Zorba Kurtlar oraya gelmiş. Kurtların başı olan Kuru sert bir sesle bağırarak “Bu ip bizim! Siz oynayamazsınız!” demiş.
Tiki ve arkadaşları şaşkınlıkla bakarken Kuru ve arkadaşları ipe el koymuş. Tiki’nin dostlarından Tavşan Mimi korkmuş, sincap Fındık ağlamaklı olmuş. Ama Tiki arkadaşlarını cesaretlendirmek için sakin kalmaya çalışmış.
“Kurtlar, neden böyle yapıyorsunuz?” diye sormuş Tiki. “Biz hep beraber oynayabiliriz. İp hepimizin, sırayla oynayabiliriz.”
Ama Kuru, Tiki’ye alaycı bir bakış atmış. “Sen küçük bir tilkisin, ne anlarsın? Bu ormanda güçlü olan biziz. Ne istersek yaparız!” demiş ve arkadaşlarıyla birlikte kahkahalar atmış.
Tiki kalbinin derinliklerinde bu sözlerin ona zarar verdiğini hissetmiş. Ama kendisi zarar görmekten daha çok arkadaşlarının nasıl korktuğunu ve üzüldüğünü görünce daha da üzülmüş. O gece eve döndüğünde bir plan yapmış. Zorbalığa karşı bir şeyler yapmalıymış, ama zorba kurtlarla kavga ederek değil. Onlara zorbalığın ne kadar yanlış olduğunu ve herkese zarar verdiğini anlatmanın bir yolunu bulmalıymış.
Ertesi sabah ormanın bilge kaplumbağası olan Dudu‘ya gitmiş. Dudu uzun ömrü boyunca pek çok şey öğrenen sabırlı ve anlayışlı bir kaplumbağaymış. Ona olan biteni anlatmış ve ne yapması gerektiğini sormuş.
Dudu derin bir nefes alarak “Zorbalık edenlerin içlerinde bir korku vardır, Tiki. Genellikle zorba olanlar başkalarını korkutarak güçlü görünmek isterler. Ama bu onları sadece daha yalnız ve mutsuz yapar. Senin yapman gereken sabırlı ve cesur olmaktır. Zorbalığa karşı durmalı ama kavga etmemelisin. Arkadaşlarına destek ol ve birlikte çözüm arayın.” demiş.
Tiki, Dudu’nun sözlerini düşündükçe içi umutla dolmuş. Ertesi gün ormandaki tüm hayvanları büyük bir toplantıya çağırmış. Herkes endişeyle toplanmış çünkü Zorba Kurtların ne yapacağından korkuyorlarmış. Ama Tiki’nin akıllı bir planı varmış.
“Arkadaşlar,” demiş Tiki, “Zorba Kurtlar bizi korkutuyor olabilir. Ama birlikte olursak onların zorbalığına karşı durabiliriz. Tek başımıza zayıf olabiliriz ama birlikte güçlü oluruz. Onlara karşı çıkmak için kavga etmemiz gerekmiyor. Sadece neyin doğru olduğunu göstermeliyiz.”
Toplantıda herkes birbirine bakmış. Korksalar da Tiki’nin sözleri içlerine biraz cesaret vermiş. Ertesi gün, Tiki ve arkadaşları ormanda yeniden ip atlamaya karar vermişler. Kurtlar yine gelmiş ve ipe el koymak istemiş. Ama bu sefer farklı bir şey olmuş. Tiki ve arkadaşları geri çekilmemişler.
Kuru sinirlenerek, “Neden hala buradasınız? Bu ip bizim!” demiş.
Tiki sakince cevap vermiş, “Bu ip hepimizin. Biz hep birlikte oynamak istiyoruz. Eğer siz de bizimle oynarsanız ipi bölüşebiliriz. Ama zorbalık ederseniz birlikte size karşı duracağız. Çünkü biz biriz ve birbirimize destek oluyoruz.”
Bu sözler kurtları şaşırtmış. Kuru bu kadar cesur ve kararlı bir yanıt beklemiyormuş. Diğer hayvanların birbirine ne kadar bağlı olduğunu görünce zorbalık yapmanın işe yaramayacağını anlamış. O an ilk kez içinde bir huzursuzluk hissetmiş. Çünkü her zaman zorbalık ederek güçlü olduğunu sanmış ama şimdi fark etmiş ki asıl güç arkadaşlıkta ve dayanışmadaymış.
O günden sonra Zorba Kurtlar yavaş yavaş değişmeye başlamış. Kuru, Tiki’den özür dilemiş ve zorbalık yapmayı bırakmış. Zorba Kurtlar artık ormandaki diğer hayvanlarla oynamaya başlamış ve zamanla zorbalığın kimseye bir fayda getirmediğini anlamışlar.
Tiki’nin sabrı ve cesareti sayesinde orman artık daha huzurlu ve mutlu bir yer olmuş. Herkes birbirine saygı göstermeyi, birlikte oynarken daha çok eğlenmeyi öğrenmiş.
Ve ormandaki tüm hayvanlar dostluk ve dayanışmanın gücünü hiç unutmamışlar.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları ve Uyku Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.