Menüyü Kapat
  • Anasayfa
  • Tüm Masallar
  • En Çok Okunan Masallar
  • Uzun Masallar
  • Uyku Masalları
  • Masal İzle
  • Masal Dinle
  • Çocuk Masalları
  • Bebek Masalları
  • Klasik Masallar
  • Eğitici Masallar
  • Prenses Masalları
  • Peri Masalları
  • Hayvan Masalları
  • Kısa Masallar
  • Çok Uzun Masallar
  • Yaşa Göre Masallar
    • 2 Yaş Masalları
    • 3 Yaş Masalları
    • 4 Yaş Masalları
    • 5 Yaş Masalları
    • 6 Yaş Masalları
    • 7 Yaş Masalları
Youtube tiktok X (Twitter)
Youtube tiktok X (Twitter)
Nurtaç Abla MasallarıNurtaç Abla Masalları
  • Masal İzle
  • Masal Dinle
  • Uyku Masalları
  • Uzun Masallar
  • Tüm Masallar
Nurtaç Abla MasallarıNurtaç Abla Masalları
Anasayfa » Hayvan Masalları » Tilki Kızılkuyruk ve İsimsiz Kaplumbağa Masalı

Tilki Kızılkuyruk ve İsimsiz Kaplumbağa Masalı

Çocuklara başkalarını olduğu gibi kabul etmek hakkında bilgi vermek için onlara Tilki Kızılkuyruk ve İsimsiz Kaplumbağa masalını okuyabilirsiniz.
Nurtaç AblaNurtaç Abla7 Mayıs 2025 7 Dakika
Twitter Facebook WhatsApp Telgraf
Masal Oku - Tilki Kızılkuyruk ve İsimsiz Kaplumbağa
Masal Oku - Tilki Kızılkuyruk ve İsimsiz Kaplumbağa

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yedi dağın ardında, yedi derenin kıyısında yemyeşil bir orman varmış. Bu ormanda kuşlar ötüşür, dereler şırıldar, rüzgâr yapraklara ninniler fısıldarmış. Ve orada tüyleri alev kırmızısı, kuyruğu kadife gibi yumuşacık bir tilki yaşarmış. Adı Tilki Kızılkuyruk imiş.

Yalnızca akıllı ve çevik değil aynı zamanda çok ama çok meraklıymış. Yeni yerler keşfetmeyi, diğer hayvanlarla konuşmayı, onların alışkanlıklarını anlamayı çok severmiş. Ormanın dört bir yanına gider, her köşeyi karış karış tanırmış. Ne zaman bir hayvan “Bu tarafa gitme!” dese, Kızılkuyruk tam da oraya gitmek istermiş.

Ama onun en çok ilgisini çeken şey ise diğerlerinden “farklı” olanlarmış.

Sessiz Göl Kıyısındaki Sır

Sessiz Göl Kıyısındaki Sır
Sessiz Göl Kıyısındaki Sır

Bir gün sabahın erken saatlerinde, güneş yaprakların arasından parıldarken Kızılkuyruk, ormanın daha önce hiç gitmediği kuzey yamacına gitmiş. Bu taraf diğer yerlere göre daha serin ve daha sessizmiş. Ağaçların gövdeleri yosunlarla kaplıymış ve dalların arasındaki örümcek ağları inci gibi çiy taneleriyle parlıyormuş. Rüzgârın uğultusu bile burada fısıltı gibiymiş.

Merakla çevresini inceleyerek yürümüş. Derin bir çalılığın arasından geçince karşısına küçük, durgun bir göl çıkmış. Gölün suyu o kadar berrakmış ki gökyüzüyle su birbirine karışıyor gibi görünüyormuş. Çevresi taşlarla çevrili ve her taşın üstü de yeşil kadifemsi yosunlarla kaplıymış. Sessizlik öyle yoğunmuş ki suyun üzerine düşen bir yaprağın sesi bile yankı yapıyormuş.

Bu sessizliğin ortasındaki bir taşın üstünde oturan bir kaplumbağa görmüş Kızılkuyruk. Kaplumbağa başını kabuğundan çıkarmış ama gözlerini kapamış, hiç kıpırdamadan göle bakıyormuş.

— “Selam!” demiş Kızılkuyruk, kuyruğunu hafifçe sallayarak. “Ben Kızılkuyruk. Sen kimsin?”

Kaplumbağa cevap vermemiş. Başını çevirmemiş bile. Sadece sanki rüzgârın uğultusunu dinliyormuş gibi sabit kalmış.

Kızılkuyruk birkaç adım daha yaklaşmış, bu kez biraz daha neşeli bir sesle sormuş:

— “Duymadın mı beni? Adın ne?”

Kaplumbağa sadece gözlerini açmış, Kızılkuyruk’a kısa bir bakış atmış ama yine sessiz kalmış. Ne bir kelime çıkmış ağzından ne de bir tepki vermiş!

Kızılkuyruk şaşırmış ama kızmamış.

— “Olsun! Belki sabahları konuşmayı sevmiyorsundur. Ben de bazen sabahları sessiz kalmak isterim. Belki de bu göl senin düşünme yerindir.” demiş.

Kısa bir süre kaplumbağayla birlikte oturmuş. Rüzgârın yapraklarla oynayışını izlemiş, bir su samurunun uzaktan atlayışını fark etmiş ama kaplumbağa yerinden hiç kıpırdamamış.

— “Peki,” demiş Kızılkuyruk ayağa kalkarken, “Ben şimdi gidiyorum ama yarın yine gelirim. Belki o zaman biraz sohbet ederiz.”

Ve usulca dönüp ormanın içlerine doğru yürümüş. Ama göl kıyısındaki o sessiz kaplumbağa, Kızılkuyruk’un aklında bir soru gibi asılı kalmış!

Konuşmayan Komşu

Konuşmayan Komşu
Konuşmayan Komşu

Kızılkuyruk ertesi sabah ilk ışıklarla birlikte yine göl kenarına gitmiş. Tilkiler pek sabahçı hayvanlar olmasa da bu kaplumbağada bir sır olduğunu hissetmiş ve içi içine sığmaz olmuş. Göl kıyısına vardığında kaplumbağa yine aynı taşın üzerinde hareketsiz oturuyormuş. Aynı duruş, aynı ifade, aynı sessizlik…

— “Günaydın!” demiş Kızılkuyruk, neşeli bir sesle. “Bugün de susmaya mı karar verdin?”

Kaplumbağa yine bir şey söylememiş ama gözlerini hafifçe açıp kapatmış. Kızılkuyruk bu hareketi bir selam gibi kabul etmiş. Hemen onun yanındaki daha küçük bir taşa zıplamış ve kuyruğunu önüne kıvırıp oturmuş.

— “Bilirsin,” demiş düşünceli bir sesle, “Bir keresinde bir kirpiyle arkadaş olmaya çalışmıştım ama dikenleri vardı. Yaklaşmak zordu. Sonra bir baykuşla dost olmak istemiştim lakin o da yalnızca geceleri uyanıktı…”

Kızılkuyruk konuşmuş da konuşmuş. Ormanın haberlerinden, göletteki kurbağaların yarışmalarından, meşe palamudu toplarken yaşadığı komik bir kazadan bile bahsetmiş. Ama kaplumbağa sadece onu dinlemiş. Arada bir başını hafifçe yana eğmiş ya da gözlerini kırpmış fakat bir tek kelime etmemiş.

O gün göl kıyısında uzun saatler geçmiş. Sessizlik bazen garip bir huzur gibi çevrelerini sarmış. Kızılkuyruk ilk kez biriyle hiçbir şey konuşmadan da bir bağ kurulabileceğini fark etmiş.

— “Biliyor musun,” demiş sonunda, “sen konuşmuyor olabilirsin ama galiba içinden geçenleri yine de hissedebiliyorum. Belki de bazı dostluklar kelimeler olmadan da kurulabiliyormuş.”

Kaplumbağa yine sessiz kalmış fakat bu kez küçük bir gülümseme belirivermiş dudaklarının kenarında. Belki de bu, Kızılkuyruk’un şimdiye kadar duyduğu en gürültülü sessizlikmiş!

Adı Olmayan Hayvan

Adı Olmayan Hayvan
Adı Olmayan Hayvan

Kızılkuyruk her gün göl kenarında kaplumbağayla oturur olmuş. Onun sessizliğine alışmış hatta o sessizlikte gizli bir sıcaklık bulmaya başlamış. Yine de içinde bir merak hep kıpır kıpırmış: Bu kaplumbağanın bir adı neymiş?

Bir sabah yanına getirdiği küçük bir yaban mersini sepetini kaplumbağanın önüne koymuş.

— “Bak, bu senin.” demiş. “Ama karşılığında bana küçük bir şey söylemeni istiyorum. Adın ne?”

Kaplumbağa gözlerini açıp yavaşça Kızılkuyruk’a bakmış, sonra gökyüzüne, sonra tekrar göle dönmüş. Ama yine konuşmamış!

Kızılkuyruk önce biraz üzülmüş ama daha sonra kafasını yana eğip düşünmüş.

— “Belki… belki de adın yoktur,” demiş alçak bir sesle. “Yani belki de sana hiç kimse bir ad vermemiştir!” demiş.

Ancak tam bu sırada kafasında bir şimşek çakmış!

— “Bunu hiç düşündün mü?” diye devam etmiş. “Adın olmayabilir ama bu seni daha az değerli yapmaz. Ama ister istemez merak ediyorum işte.”

Kızılkuyruk hemen ormanın diğer köşelerine gidip orman hayvanlarına sormuş. Baykuş Puhu‘ya, Tavşan Tarçın‘a ve hatta tıslayarak konuşan yaşlı bir yılan olan Tıslak‘a bile danışmış. Hepsi de kaplumbağayı tanıyor ama hiçbirisi adını bilmiyormuş.

“Biz ona hep sessiz kaplumbağa deriz.” demiş Baykuş Puhu. “Yıllardır bu ormanda yaşar ama bir kere bile konuştuğunu duyan olmamıştır.”

Kızılkuyruk ormandan dönerken kalbi biraz burkulmuş. “Nasıl olur da bir hayvanın adı olmaz?” diye düşünmüş. Ama sonra aklına farklı düşünce gelmiş: Belki birinin adı yoksa onu tanımlayan şey kelimeler değil kalbinden gelen davranışlarmış.

Ve böylece ertesi gün kaplumbağanın karşısına oturmuş ve gülümsemiş:

— “Adın yoksa da sorun değil. Çünkü bence seni tanımak, ismini bilmekten daha kıymetli.” demiş.

Kaplumbağa ilk kez o gün gözleriyle minik bir parıltı yaymış. Belki de bu, onun teşekkür etme biçimiymiş!

Kalbin Duyduğu İsim

Masal Oku - Tilki Kızılkuyruk ve İsimsiz Kaplumbağa
Masal Oku – Tilki Kızılkuyruk ve İsimsiz Kaplumbağa

Günler birbirini kovalamış ve göl kıyısında sessiz geçen sohbetler bir dostluğa dönüşmüş. Kızılkuyruk artık her sabah kaplumbağanın yanına uğramadan güne başlamaz olmuş. Kaplumbağa hâlâ konuşmuyor lakin gözleriyle, duruşuyla, hatta bazen sadece sessizliğiyle bile cevaplar veriyormuş.

Bir sabah göl kıyısındaki rüzgar daha serin, suyun sesi daha derin gelmiş. Kızılkuyruk göle bakarken yüreğinde bir isim belirivermiş. O an bazı isimlerin dışarıdan verilemeyeceğini, aksine içten doğacağını anlamış!

— “Ben sana Sessiz Kalp demek istiyorum. Çünkü senin sessizliğin bile kalpten geliyor. Konuşmasan da anlaşılıyor; bakışlarından, duruşundan, yanında hissettirdiğin huzurdan… Ben seni olduğun gibi seviyorum. Konuşmamanı, sessizliğini, bu gölde oturmanı, güneşi izlemeni… Belki de adın hiç önemli değil. Çünkü senin kalbini tanıdım.” demiş fısıltılı bir sesle.

Kaplumbağa gözlerini yavaşça Kızılkuyruk’a çevirmiş, bir anlığına gülümser gibi yapmış. Kıpırdamayan dudaklarında sanki bir “Teşekkür ederim” saklanıyormuş. O an Kızılkuyruk’un yüreği hafifleyivermiş ve doğru bir şey yaptığını anlamış.

— “Seninle konuşmadan dost olmak başta zordu. Ama sonra fark ettim ki herkesin kendini ifade etme şekli aynı olmak zorunda değil. Sen konuşmuyorsun belki ama dinlemeyi, anlamayı, sevmeyi en güzel haliyle yapıyorsun.” demiş neşeli bir sesle.

Kaplumbağa başını hafifçe eğmiş ve ilk defa Kızılkuyruk’un omzuna usulca yaslanmış. O anda kelimelere ihtiyaç kalmamış. Çünkü dostluk bazen sadece birlikte susabilmekmiş.

Masalın Sonu

Masal Oku - Tilki Kızılkuyruk ve İsimsiz Kaplumbağa
Masal Oku – Tilki Kızılkuyruk ve İsimsiz Kaplumbağa

Zaman geçmiş, mevsimler değişmiş ama Kızılkuyruk ile kaplumbağa her sabah aynı göl kenarında buluşmaya devam etmiş. Orman hayvanları bu ikilinin dostluğunu çok sevmiş. Artık Kızılkuyruk ormanda herkesin sevdiği ve saygı duyduğu bir tilki haline gelmiş. Kaplumbağanın adı da bir şekilde ormanın her köşesine yayılmış: Sessiz Kalp.

Bir gün ormanın en yüksek ağacının gölgesinde, Kızılkuyruk ve Sessiz Kalp otururken, orman hayvanları onlara doğru gelmiş. Hepsi gülümsüyor, birbirlerine selam veriyormuş. Tavşan Tarçın, Baykuş Puhu, Yılan Tıslak ve diğer hayvanlar bu dostluğun ne kadar değerli olduğunu anlamışlar.

Ve o günden sonra ormanda bir daha hiç kimse, bir başkasını yalnızca farklı olduğu için dışlamamış. Aksine herkes birbirini olduğu gibi kabul etmeye başlamış.


Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları ve Uzun Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.

Kaplumbağa Masalları Tilki Masalları
Paylaş Twitter Facebook WhatsApp Telgraf
Nurtaç Abla

    Nurtaç Abla, çocukların masal dünyasında büyülü yolculuklara çıkmalarını sağlayan, sıcacık kalbiyle hikayeler anlatan bir masal perisi! Küçük yaşlardan itibaren masallara olan tutkusu hiç bitmedi, şimdi ise bu tutkuyu binlerce çocuğun kalbine taşıyor. Eğlence ve neşe dolu masallarıyla, miniklerin en sevdiği arkadaşlarından biri!

    İlgili Gönderiler

    Uyku Masalları

    Deniz Kızı Yosun Masalı

    8 Mayıs 2025
    Devamını Oku
    Çocuk Masalları

    Mucit Hindi Kabarık Masalı

    6 Mayıs 2025
    Devamını Oku
    Uzun Masallar

    Deve Kuşu Uzunboyun Masalı

    5 Mayıs 2025
    Devamını Oku
    Yorum Ekle

    Yorumlar kapalı.

    Masal Türleri
    • Masal İzle
    • Masal Dinle
    • Çocuk Masalları
    • Bebek Masalları
    • Klasik Masallar
    • Eğitici Masallar
    • Uyku Masalları
    • Prenses Masalları
    • Peri Masalları
    • Hayvan Masalları
    • Kısa Masallar
    • Uzun Masallar
    • Çok Uzun Masallar
    • 2 Yaş Masalları
    • 3 Yaş Masalları
    • 4 Yaş Masalları
    • 5 Yaş Masalları
    • 6 Yaş Masalları
    • 7 Yaş Masalları
    • En Çok Okunan Masallar
    Bizi Takip Edin
    • YouTube
    • TikTok
    • Twitter
    Etiketler
    Arı Masalları (5) Aslan Masalları (6) At Masalları (5) Ayı Masalları (10) Ağaç Masalları (5) Balık Masalları (11) Ceylan Masalları (4) Deniz Kızı Masalları (6) Deniz Masalları (22) Fare Masalları (8) Fil Masalları (7) Grimm Masalları (11) Gökkuşağı Masalları (2) Kaplumbağa Masalları (10) Karga Masalları (6) Kaz Masalları (3) Kedi Masalları (8) Kelebek Masalları (8) Kirpi Masalları (6) Kurbağa Masalları (6) Kurt Masalları (4) Kuş Masalları (63) Köpek Masalları (6) Orman Masalları (57) Panda Masalları (3) Tavşan Masalları (17) Tilki Masalları (8) Çiçek Masalları (5)
    Youtube X (Twitter) tiktok
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Gizlilik Politikası
    • Çerez Politikası
    • KVKK Metni
    © 2025 Nurtaç Abla Masalları - Tüm hakları saklıdır. İçeriklerin izinsiz kopyalanması yasaktır.

    Yukarıyı yazın ve aramak için Enter tuşlarına basın. İptal etmek için Esc tuşlarına basın.