Bir zamanlar yemyeşil bir ormanın kenarında küçük bir salyangoz ailesi yaşardı. Bu ailenin en küçük üyesi olan Sasa gerçekten çok küçük bir salyangozdu. Diğer salyangozlara göre daha yavaş hareket eder ve daha ürkek davranırdı. Ancak Sasa’nın içinde hiç kimsenin fark edemediği büyük bir cesaret saklıydı.
Her sabah Sasa’nın ailesi ormanın diğer tarafındaki geniş çayırlara gidip leziz otlarla karnını doyururdu. Ancak Sasa uzun yolları aşamayacağını düşündüğünden genelde evde kalırdı. Bir gün babası Sasa’ya dönüp şöyle dedi:
“Sasa her zaman büyük işler başarmak için büyük adımlar atmamız gerekmez. Küçük adımlarla da hedefine ulaşabilirsin. Önemli olan vazgeçmemek.”
Bu sözler Sasa’nın aklına kazındı. Ama yine de o uzun çayıra gitmek onun için imkansız gibi görünüyordu. Derken bir sabah güneş yeni doğmuşken Sasa bir karar verdi.
“Bugün kendimi deneyeceğim!” diye düşündü. “Belki yavaşım ama babam haklı. Küçük adımlarla başlayabilirim.”
Karıncanın Köprüsü
Sasa çayıra ulaşmak için yolculuğuna başladığında ilk olarak bir dereyle karşılaştı. Derenin kenarında küçük bir karınca sürüsü vardı. Karıncalar bir yaprak parçasını köprü gibi kullanarak karşıya geçiyorlardı.
Sasa bir süre onları izledi ve lider karıncaya seslendi:
“Merhaba! Ben Sasa. Bu dereyi geçmek istiyorum ama çok korkuyorum. Bana yardım eder misiniz?”
Karınca lideri gülümseyerek cevap verdi:
“Tabii ki yardım ederiz. Biz karıncalar birlikte çalışarak büyük işler başarırız. Gel bizimle geç.”
Karıncaların iş birliği sayesinde derenin üzerinden güvenle geçti. Sasa bu sayede küçük bir ders öğrenmişti: Bazen başkalarının yardımını kabul etmek kendi küçük adımlarını daha güçlü kılar.
Karga ile Sohbet
Yoluna devam eden Sasa büyük bir ağacın altında bir karga ile karşılaştı. Karga parlayan taşları toplayıp yuvasına götürüyordu. Kargaya sordu:
“Neden bu taşları topluyorsun?”
Karga gülümseyerek “Bu taşlar benim yuvamı güzelleştiriyor. Ama hepsini bir anda taşımıyorum. Her gün bir iki tane getiririm ve böylece yuvam tamamlanır.” dedi.
Sasa hayranlıkla kargayı izledi ve düşündü:
“Küçük adımlar büyük sonuçlar getirir. Karga bunu biliyor belki ben de öğrenebilirim.”
Üçüncü Durak: Çiçeğin Gölgeliği
Sasa,öğle sıcağında yorulup bir çiçeğin gölgesinde dinlenmeye karar verdi. Çiçek parlak kırmızı yapraklarıyla çok güzel bir görünüme sahipti. Hayranlıkla baktı ve sordu:
“Bu kadar güzel olmayı nasıl başarıyorsun?”
Çiçek yavaşça yapraklarını sallayarak cevap verdi:
“Güneş ışığını bir damla suyla buluştururum ve her gün yavaş yavaş büyürüm. Hiç acele etmem ama hep ilerlerim.”
Sasa çiçekten bir başka ders daha aldı: Sabır ve azim, güzellik ve başarıyı getirir.
Çayıra Varış ve Büyük Keşif
Gün batımına doğru Sasa nihayet çayıra ulaştı. Çayır hayal ettiğinden de büyüktü ve her yerde rengârenk çiçekler vardı. Ailesini bulduğunda mutluluktan parlayan antenleriyle şöyle dedi:
“Baba haklıymışsın! Küçük adımlarla da büyük işler başardım. Hem de yeni arkadaşlar edindim.”
Babası gülümseyerek cevap verdi:
“Sasa önemli olan ne kadar hızlı olduğun değil ne kadar kararlı olduğundur. Unutma, büyük işler küçük adımlarla başlar.”
O günden sonra Sasa korkularını bir kenara bıraktı ve her yeni güne bir fırsat olarak baktı. Artık yavaşlığı değil azmiyle tanınan bir salyangoza dönüşmüştü.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Hayvan Masalları ve Uzun Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.