Masal Dinle
Aşağıdaki bölümden masalı dinleyebilirsiniz.
Masal Oku
Bir zamanlar masmavi gökyüzünün altında, yemyeşil ağaçların gölgesinde parıldayan bir göl varmış. Bu göl köyün en sakin ve en güzel yeri olarak bilinir, adına da Rüya Gölü denirmiş. Köylüler bu gölün sıradan bir göl olmadığını, ona bakan herkesin en derin hayallerine yolculuk yapabildiğini söylerlermiş. Ancak bu gölün büyüsünü yalnızca cesur ve kalbi temiz olanlar keşfedebilirmiş.
Köyde doğayı çok seven minik bir çocuk varmış. Adı Ada‘ymış. Ada günlerini ormanda dolaşarak, çiçeklerle ve hayvanlarla vakit geçirerek geçirirmiş. Fakat her gece yatmadan önce hep aynı hayali kurarmış: Rüya Gölü’ne gidip orada bir maceraya atılmak. Ancak gölün büyüsünden biraz çekindiği için bir türlü cesaretini toplayıp gitmeyi başaramamış.
Bir gün Ada rüyasında Rüya Gölü’nü görmüş. Göl her zamankinden daha parlakmış ve suyun üzerinde altın renkli ışıklar dans ediyormuş. Ada gölün çağrısına karşı koyamayıp oraya gitmeye karar vermiş. Ertesi sabah uyandığında kalbinde büyük bir cesaret hissetmiş ve hemen göle doğru yola koyulmuş.
Gölün kıyısına vardığında suyun durgunluğunda kendi yansımasını görmüş. Yansıma ona göz kırpar gibi olmuş ve o anda gölden gelen yumuşak bir ses duymuş: “Ada, Rüya Gölü’nün büyüsünü keşfetmeye hazır mısın? Cesur ol ve suya adım at.”
Ada biraz tereddüt etse de cesaretini toplayarak suya adım atmış. Suya girer girmez kendini bir anda gölün ortasında bulmuş. Ancak bu sefer göl, bildiği sakin göl değilmiş. Etrafında rengarenk balıklar, uçuşan kelebekler ve parlayan denizanası gibi yaratıklar belirmiş. Ada hayranlıkla etrafını izlerken bir ses duymuş: “Hoş geldin, Ada! Rüya Gölü’nde seni harika bir macera bekliyor!”
Ada bu sesin nereden geldiğini anlamaya çalışırken birden suyun altından gelen bir akıntı onu aşağıya çekmeye başlamış. Korkudan ne yapacağını bilemeyen Ada gözlerini kapatmış. Ama gözlerini tekrar açtığında, kendini gölün altında gizemli bir ormanda bulmuş. Bu orman masmavi ışıklarla doluymuş ve her köşesinde farklı bir mucize saklıymış.
Ormanda yürürken devasa bir kaplumbağa ona doğru gelmiş. “Merhaba küçük yolcu,” demiş kaplumbağa, “Ben bu ormanın koruyucusuyum. Burada, cesaret ve dostlukla pek çok engeli aşman gerekecek. Ama korkma, çünkü burası hayallerinin gerçeğe dönüştüğü yer.”
Ada kaplumbağanın söylediklerinden biraz endişelense de ormanın içinde ilerlemeye devam etmiş. Yolda sihirli yaratıklarla tanışmış, onların yardımıyla çeşitli bulmacalar çözmüş ve büyülü ağaçların arasında saklanan hazineleri keşfetmiş. Her adımda cesareti biraz daha artmış ve gölün ona sunduğu maceradan keyif almaya başlamış.
Sonunda Ada, ormanın en derin kısmına gelmiş. Burada büyük ve parlayan bir ağaç varmış. Ağacın dalları arasında o güne kadar gördüğü en güzel turuncu çiçek açmış. Çiçeğin üzerine bir damla su düşmüş ve bir anda tüm orman aydınlanmış. Turuncu çiçek, Ada’ya doğru eğilip fısıldamış: “Ada, cesaretin ve kalbindeki iyilik sayesinde bu macerayı tamamladın. Şimdi gözlerini kapat ve dileğini dile.”
Ada gözlerini kapatmış ve en derin dileğini düşünmüş. Dileği bu rüya gibi dünyaya her zaman geri dönebilmekmiş. Çiçek onun dileğini kabul etmiş ve bir anda Ada kendini tekrar gölün kıyısında bulmuş. Ama bu sefer kalbinde büyük bir huzur ve mutluluk varmış. Artık Rüya Gölü’nün büyüsünü keşfetmiş ve her zaman geri dönebileceğini bilmenin güveniyle eve dönmüş.
O günden sonra Ada her gece Rüya Gölü’nü rüyasında ziyaret etmiş ve her seferinde farklı bir macera yaşamış. Çünkü artık biliyormuş ki gerçek cesaret kalpten gelir ve hayaller, onları gerçekten isteyenler için bir gün mutlaka gerçeğe dönüşür.
Tavsiye: Daha fazla masal dinlemek için Sesli Masal Dinle sayfamızı ya da masal izlemek için YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.