Günlerden bir gün küçük bir kasabada hava her zamanki gibi bulutsuz ve sakindi. Küçük Elif penceresinden dışarı bakarken bahçedeki kedisinin miskin miskin uyuduğunu gördü. Sabah erkenden uyanmış, büyükannesinin eski kitaplarını karıştırmış ve sonra kendini dışarıya atmıştı. Ama bugün diğer günlerden farklı bir şey vardı.
Kasabanın yaşlıları sabah saatlerinde garip bir şeyden bahsediyordu: “Bugün gökyüzü bir sürpriz yapacak!” demişlerdi. Elif ne demek istediklerini tam anlayamamıştı ama içindeki merak büyüyordu. Tam o sırada gökyüzü griye döndü. Sonra pembe oldu, sonra mor, ardından maviye döndü. Derken ilk damla düştü.
Ama bu sıradan bir yağmur damlası değildi! Renkli yağmur yağıyordu! Elif elini uzattı, avucunun içine düşen damlaya baktı. Damla içinde bir şey hareket ediyordu! Sanki küçük bir cam kürenin içindeymiş gibi damlanın içinde bir görüntü belirdi.
Bir çiftçi çocuğuna elma uzatıyordu. Bir sokak müzisyeni eski bir şarkıyı çalıyordu. Bir çocuk rüzgâra karşı uçurtma uçuruyordu.
Yağmurun içinde anılar vardı!
Renkli Yağmur Damlaların Sırrı

Elif şaşkınlıkla etrafına baktı. Yağmur her tarafa rengârenk damlalar bırakıyordu. İnsanlar sokaklara çıkmış, ellerini gökyüzüne uzatarak damlaları izliyordu. Hatta kimisi kahkahalar atıyor kimisi gözleri dolu dolu gülümsüyordu.
Büyükannesi de kapının önüne çıkmıştı. Elif ona koşarak sarıldı:
— “Büyükanne, bu nasıl bir yağmur?” diye sordu.
Büyükanne gülümsedi ve avucundaki mavi bir damlaya bakarak gözlerini uzaklara dikti.
— “Bu yağmur zamanın içinde kaybolmuş anıları geri getirir, Elif! Bizim unuttuğumuz şeyleri hatırlatır.” diye cevap verdi.
Elif büyülenmişti. Eğer bu doğruysa belki de bu yağmur sayesinde yıllardır kaybolmuş hikâyeleri keşfedebilirdi!
Kaybolan Bir Anı

Hemen sokağa fırladı. Her damlayı yakalamaya çalışıyordu. Bir damlanın içinde bir çocuk annesinin kucağında gülüyordu. Bir başka damlada eski bir fırıncı sıcak ekmekleri tezgâha diziyordu. Ama sonra tam önüne düşen altın sarısı bir damla dikkatini çekti.
Bu diğer damlalardan farklıydı. Daha parlaktı ve içinde sadece bulanık bir görüntü vardı. Elif dikkatle baktı ama hiçbir şey göremedi.
— “Büyükanne! Anılar net olmalı, değil mi? Bu damlanın içi neden bulanık?”
Büyükanne, Elif’in avucundaki damlaya baktı ve bir an gözleri büyüdü. Sonra hafifçe iç çekti.
— “Çünkü bu anı tamamlanmamış tatlım. Bir zamanlar birinin yaşadığı ama tamamlayamadığı bir anı…”
Elif şaşırdı. Bir anı nasıl tamamlanamazdı?
— “Peki… Onu tamamlayamazsak ne olur?”
Büyükanne hafifçe gülümsedi.
— “O anı zamanı gelene kadar yağmurlarla dolaşır. Ta ki bir gün biri onu tamamlayana kadar.”
Elif elindeki altın sarısı damlaya baktı. “Kimse tamamlanmamış bir anıyı hatırlamak istemez miydi?” diye düşündü
Anının Peşinde

Elinde damlayla kasabada dolaşmaya başladı. Bu anının sahibini bulmalıydı. Yaşlı çömlekçiye gitti, “Bu anıyı tanıyor musunuz?” diye sordu. Adam damlaya baktı ama başını iki yana salladı. Meyve satan teyzenin yanına koştu, o da bilmiyordu. Kasabanın en yaşlı kişisine, dedesi gibi sevdiği ihtiyar terziye gitti. Damlaya baktığında gözleri kocaman oldu.
— “Bu… Bu benim anım!” dedi yaşlı adam fısıltıyla.
Elif heyecanla sordu:
— “Ne anısı?”
Yaşlı adam damlayı avuçlarına aldı. Birkaç saniye içinde damlanın içindeki görüntü netleşmeye başladı. Elif gözlerini kıstı ve sonunda görüntüyü gördü:
Genç bir adam bir dükkânın önünde duruyordu. Elinde eski bir müzik kutusu vardı.
Terzi hafifçe gülümsedi.
— “Bu, gençliğimde almak istediğim bir müzik kutusunun anısı. O zamanlar hep bir müzik kutum olsun istemiştim ama bir türlü alamadım ve bu nedenle de bu anıyı hiç tamamlayamadım.”
Elif heyecanla atıldı:
— “Ama şimdi tamamlayabilirsiniz! Hadi, o müzik kutusunu bulalım!”
Tamamlanan Anı
Elif ve ihtiyar terzi kasabanın eski antikacısına gittiler. Yaşlı adam vitrinde gördüğü bir müzik kutusunu işaret etti. Tam da yıllar önce almak istediği gibi bir müzik kutusuydu.
Antikacı müzik kutusunu uzattığında terzinin gözleri doldu. Hafifçe kurdu ve kutu yavaşça çalmaya başladı. O anda elindeki altın sarısı damla havaya yükseldi, ışık saçtı ve sonra yok oldu.
Elif gözleri parıldayarak sordu:
— “Bu ne demek?”
Terzi gülümsedi.
— “Demek ki anı sonunda tamamlandı.”
Renkli Yağmurun Mucizesi
O günden sonra kasabanın halkı renkli yağmuru her gördüğünde anılarını keşfetmek için ellerini gökyüzüne uzattılar. Elif de her yağmurda sokaklara çıkıp yeni hikâyeler aramaya devam etti.
Ve kim bilir… Belki de bir gün bizim unuttuğumuz bir anı da yağmurla birlikte geri gelir.
SON. ✨🌧
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için 6 Yaş Masalları ve 7 Yaş Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.