Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yemyeşil ormanların hemen yanı başında rengârenk çiçeklerle dolu bir savan varmış. Bu güzel yerde, çizgileri diğer zebralardan biraz farklı olan küçük bir zebra yaşarmış. Adı Zeko‘ymuş. Zeko’nun çizgileri siyah-beyaz değil, rengârenkmiş! Mavi, yeşil, pembe ve sarı çizgileriyle ormanın en dikkat çekici zebrasıymış.
Zeko çok meraklı, cesur ve biraz da yaramaz bir zebraymış. Yeni yerler keşfetmeyi ve arkadaşlarıyla oyunlar oynamayı çok severmiş. Ama bazen oyun oynarken farkında olmadan çevresine zarar verebiliyormuş.
Bir gün savanın en yüksek tepesine tırmanıp etrafa bakmak istemiş. Koşmuş, zıplamış, eğlenmiş. Derken en yakın arkadaşı minik şempanze Çoko‘yu görmüş. Çoko ağacın dallarına asılmış şekilde duruyor ve kocaman bir muz sepeti taşıyormuş.
“Hey Çoko! Hadi yarış yapalım!” demiş Zeko.
Çoko “Ama Zeko, bu sepet çok ağır. Dikkatli olmam lazım.” demiş.
Ama Zeko çok ısrar etmiş ve yarışmaya başlamışlar. Ancak koşarken Zeko Çoko’nun sepetine çarpmış ve bütün muzlar yere saçılmış. Çoko bu duruma üzülmüş.
Zeko, “Ama ben sadece eğlenmek istemiştim!” demiş.
Çoko da “Biliyorum Zeko ama dikkat etmezsek başkalarına zarar verebiliriz!” diye karşılık vermiş.
Zeko da çok üzülmüş ve hemen Çoko’ya yardım etmiş. Muzları birlikte toplamışlar. Çoko, Zeko’ya teşekkür etmiş ama ona dikkatli olması gerektiğini tekrar hatırlatmış.
Zeko, Çoko’ya yardım ettikten sonra biraz düşünmüş. “Gerçekten de oyun oynarken başkalarını da düşünmeliyim!” demiş kendi kendine.
Ertesi gün ormanın derinliklerinde başka bir arkadaşına rastlamış. Bu, tembel kirpi Kiki‘ymiş. Dikenlerini parlatmakla meşgulmüş.
Zeko “Kiki! Hadi yuvarlanma yarışı yapalım!” demiş.
Kiki ise “Ama yuvarlanırsak dikenlerim kırılabilir Zeko!” diye uyarmış.
Zeko da “Ama çok eğlenceli olacak!” demiş ve yuvarlanmaya başlamış. Ancak bir anda hızını alamayıp Kiki’ye çarpmış ve Kiki’nin dikenlerinden bazıları kırılmış.
Zeko hemen durmuş ve çok üzülmüş. “Özür dilerim Kiki, seni üzmek istememiştim!” demiş.
Kiki de “Eğlenmek çok güzel ama başkalarını da düşünmeliyiz. Bazen oyunlar zarar verebilir!” demiş.
Zeko hem Çoko’ya hem de Kiki’ye istemeden zarar verdiğini fark etmiş. Artık oyun oynarken daha dikkatli olması gerektiğini anlamış.
Günler günleri kovalamış ve Zeko bir gün savanın kenarında Toti adında sevimli bir tavşan ile tanışmış. Toti çiçek toplamayı çok seviyormuş ve Zeko hemen ona da oyun oynamayı teklif etmiş.
“Toti, çiçeklerin arasında saklambaç oynayalım mı?” demiş Zeko.
Toti gülümsemiş ve “Ama çiçekler ezilebilir, Zeko. Dikkatli olmalıyız!” demiş.
Zeko bu sefer durup düşünmüş. “Tamam, o zaman çiçekleri ezmeyeceğimiz bir oyun oynayalım!” demiş ve beraber ip atlama oyunu oynamışlar ve çok eğlenmişler.
O gece Zeko yıldızlı gökyüzü altında uykuya dalarken “Eğlenmek çok güzel ama arkadaşlarımı üzmek hiç de güzel değil!” diye düşünmüş.
Ertesi gün arkadaşlarıyla oynarken daha da dikkatli olmuş. Hatta başka hayvanlara da dikkatli olmalarını söylemiş. Ve böylece herkes daha mutlu ve huzurlu bir hayat sürmeye başlamış.
Gökten üç elma düşmüş; biri Zeko’ya, biri onun tatlı arkadaşlarına, biri de bu eğitici masalı dinleyen güzel çocuklara!
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları ve Uzun Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.