Bir zamanlar buzlarla kaplı büyük bir adanın tam ortasındaki minicik bir köyde sevimli Peku isimli bir penguen yaşardı. Tüyleri bembeyaz, göbeği ise kar gibi pofuduk ve yumuşacıktı. Her sabah güneş doğarken denizin sesiyle uyanır, balıklar arasında yüzerek kahvaltısını yapar, ardından arkadaşlarıyla oyun oynamaya giderdi.
En sevdiği şey arkadaşlarıyla birlikte eğlenceli oyunlar oynamaktı. Ancak bazen arkadaşlarıyla anlaşmakta zorlanırdı. Çünkü köydeki herkes farklıydı. Kimisi çok hızlı koşar, kimisi uçmayı çok severdi, bazıları ise sadece buzda kaymayı tercih ederdi. Peku bazen bu farkları garip bulur ve anlamakta zorlanırdı. Çünkü her şeyin hep aynı olmasını isterdi. Ama bir gün her şey değişecekti.
Bölüm 1: Yeni Arkadaş
Bir sabah Peku alışık olduğu gibi göletin kenarına gittiğinde orada hiç görmediği bir yaratıkla karşılaştı. Bu, kocaman bir tavşandı! Peku şaşkın bir şekilde tavşana yaklaştı. Tavşanın bembeyaz tüyleri vardı ve Peku’nun tüylerinden biraz daha uzun, ama oldukça farklıydı. Tavşan, Peku’yu görünce gülümsedi:
“Merhaba, ben Tavi. Yeni geldim buraya. Adını duyduğumda seninle tanışmak çok istedim!”
Peku biraz endişeli bir şekilde cevap verdi:
“Merhaba ben de Peku. Ama sen bir tavşansın. Burada hiç tavşan görmemiştim. Nasıl kayıyorsun? Nasıl balık tutuyorsun?”
Tavi gülerek cevap verdi:
“Ben balık tutamam çünkü denizde yüzemem. Ama çok hızlı koşarım ve buradaki güzel çiçekleri toplayarak yapraklarla evimi süsleyebilirim.”
Peku, Tavi’nin sözlerini anlamakta zorlanmıştı. Bütün penguenler kayarak eğlenir ve balık tutardı ama Tavi niye böyle farklı bir şekilde vakit geçiriyordu?
Bölüm 2: Farklılıkların Gücü
Peku, Tavi ile biraz daha vakit geçirmeye başladı. Bir gün Tavi, Peku’ya daha hızlı koşmayı öğretmek istedi. Ama Peku kayarak daha hızlı gidebileceğini söyledi. O günden sonra Tavi ve Peku birlikte farklı şeyler denemeye başladılar. Peku, Tavi’ye kaymayı öğretirken Tavi de Peku’ya koşmayı öğretti.
Bir gün köyün en büyük festivali vardı. Herkes bir yarış yapacaktı. Yalnızca penguenler kayarak, tavşanlar koşarak yarışıyordu. Peku çok heyecanlıydı ama bir yandan da endişeliydi. Tavi ona gülümsedi:
“Peku unutma! Benim farklı olabilmem, senin farklı olabileceğin anlamına gelmiyor. Herkesin kendi yeteneği var. Hadi bugün eğlenelim!”
Festival günü geldiğinde Peku ve Tavi birbirlerine destek olarak yarışa katıldılar. Penguenler kayarken tavşanlar da koştular. Ancak en sonunda kaymak ve koşmak bir araya gelince bir mucize oldu! Her ikisi de zaman kaybetmeden birbirlerine yardımcı oldular. Koşan tavşanlar hızlıca kaymaya uygun yollar açtılar kaygan yerlerden penguenler daha kolay geçebilsin diye.
Yarış bitince herkes gülerek birbirlerine sarıldı. Kazanan yoktu çünkü hep birlikte eğlenmişlerdi. Peku çok mutlu oldu. O an fark etti ki hoşgörülü olmak farklılıkları kabul etmek demekti. Herkesin farklı yetenekleri vardı ve bu farklılıklar dünyayı daha güzel kılıyordu.
Bölüm 3: Hoşgörünün Gücü
Bir gün adada kötü bir fırtına çıktı. Rüzgar o kadar kuvvetliydi ki birçok ağaç devrildi, yuvalar yıkıldı ve köydeki hayvanlar evlerinden çıkamadılar. Peku, Tavi ve diğer arkadaşları birbirlerine yardımcı olmak için bir plan yapmaya karar verdiler.
Tavi koşarak gittiği her yerde yardıma ihtiyaç duyanlara hızla yardım etti. Peku ise kayarak karla kaplı yolları temizledi ve diğer hayvanların güvenli bir şekilde yürüyebileceği patikalar açtı. O an Peku farklı olmanın sadece iyi değil aynı zamanda çok güçlü bir şey olduğunu fark etti.
Fırtına sonunda dindiğinde köydeki herkes Peku ve Tavi’ye teşekkür etti. Onlar birlikte çalışarak her zorluğun üstesinden gelmeyi başarmışlardı. Peku, Tavi’ye bakarak şöyle dedi:
“Bugün senin gibi biriyle arkadaş olduğum için çok mutluyum. Farklılıklarımızla bir arada olabiliyorsak her şey daha güzel olur.”
Tavi de Peku’ya gülümsedi:
“Bunu seninle öğrendim Peku. Hoşgörü dünyayı daha parlak yapar.”
Zaman geçtikçe Peku ve Tavi’nin dostluğu köydeki diğer hayvanlara da yayıldı. Herkes birbirinin farklılıklarını daha iyi anlamaya başladı. O günden sonra her yıl bir Hoşgörü Festivali düzenlemeye karar verdiler. Bu festivalde herkes birbirinin yeteneklerini paylaştı ve birlikte eğlendiler. Penguenler kayarak eğlenirken, tavşanlar koşarak yarıştı, sincaplar ağaçlara tırmandı ve kuşlar gökyüzüne uçtu. Herkes farklıydı ama birlikte olmak çok güzeldi.
Peku artık eskisi gibi yalnızca penguenlerin yapabileceği şeyleri yapmak istemiyordu. Tavi ile birlikte öğrenmeye ve her gün yeni şeyler keşfetmeye devam etti. En önemlisi hoşgörünün ne kadar değerli olduğunu her gün hatırlayarak mutlu bir yaşam sürmeye başladı.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları ve Hayvan Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.