Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil bir ormanda cıvıl cıvıl kuşların yaşadığı huzurlu bir yuva varmış. Bu yuvada Minik adında bir kuş da yaşarmış. Minik, diğer kuşlardan biraz farklıymış çünkü kanadı sakatmış ve bu nedenle uçamazmış. En büyük hayali gökyüzüne süzülmek, bulutların arasında arkadaşlarıyla birlikte özgürce uçmakmış.
Minik kuş her sabah güneşin doğuşunu izlerken derin bir iç geçirirmiş. O an, yanına neşeli arkadaşları Cıvıldak, Pırpır ve Şenşakrak gelirmiş. Cıvıldak diğer kuşlar arasında en hızlı uçanmış. Pırpır dans etmeyi sever, rüzgarın ritmine göre kanatlarını çırparmış. Şenşakrak ise adeta güneşin bir parçasıymış ve her zaman güler yüzlü ve pozitifmiş.
Bir gün Minik, arkadaşlarına içini dökmüş: “Ah, keşke ben de sizin gibi uçabilsem. Gökyüzüne bakmak yerine orada süzüldüğümü hayal etmek zorunda kalmasam…” demiş, gözleri biraz hüzünle dolmuş. Arkadaşları Minik’e sıcacık bakmışlar ve Şenşakrak hemen atılmış: “Minik, biz seninle uçmanın bir yolunu buluruz! Hem arkadaşlar zor zamanlarda birbirine destek olur, değil mi?” demiş.
Pırpır da coşkuyla kanatlarını çırparak: “Elbette! Sen pes etme, biz hep yanındayız,” demiş.
Cıvıldak, arkadaşlarına bakıp akıllı gözlerini kısarak düşünmüş: “Uçmak cesaret ister, Minik. Senin kalbin cesaret dolu, biz de sana kanat olacağız!” demiş.
Ertesi gün, üç arkadaş toplanıp Minik’e uçmayı öğretmeye karar vermişler. İlk olarak, Minik’in kanatlarını güçlendirmek için onu hafif hafif zıplatmaya başlamışlar. Şenşakrak ve Pırpır, Minik’in yanında uçup ona cesaret verirken, Cıvıldak da yukarıdan gözetliyormuş. Minik, ilk başta biraz çekinmiş ama arkadaşlarının desteğini hissettikçe daha da cesaretlenmiş.
Birkaç denemenin ardından Minik’in kanatları biraz daha güçlenmiş. “Haydi Minik, bu sefer gerçekten başaracaksın!” diye bağırmış Pırpır. Şenşakrak gülümseyerek ona destek olmuş ve “Sen yaparsın, yeter ki inan!” demiş.
Minik kuş derin bir nefes almış ve kanatlarını biraz daha güçlü çırpmış. Yavaşça yerden yükseldiğini hissetmiş. Biraz şaşkın, biraz da heyecanlı bir şekilde gözlerini açmış. Gerçekten uçuyormuş! Arkadaşları da neşeyle etrafında dönerek ona eşlik etmişler. O an Minik’in kalbi sevinçle dolmuş, rüzgarı kanatlarının altında hissediyormuş.
Gün batarken, hepsi bir ağacın dalına konmuşlar. Minik kuş heyecanla konuşmuş: “Başardım! Hem de sizin sayenizde!”
Cıvıldak gülerek: “Biz sadece sana destek olduk, uçan sensin Minik!” demiş.
Pırpır ve Şenşakrak da başlarıyla onaylamışlar. Minik kuş, arkadaşlarına minnetle bakmış: “Gerçek dostluk zor zamanlarda yanımda olmanız demekmiş.” demiş. “Siz benim en iyi arkadaşlarımsınız.”
O günden sonra Minik, her sabah gökyüzüne arkadaşlarıyla birlikte uçar, ormanın üzerinde özgürce süzülürmüş. Uçmayı başarmak ona sadece kanat değil, gerçek dostluğun değerini de öğretmiş.
Göklerde mutlulukla süzülen kuşlar, sonsuza kadar dost kalmışlar ve gökyüzünde mutluluk dolu bir yaşam sürmüşler.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Kısa Masallar sayfamızı inceleyebilirsiniz. Masal izlemek için Masal Videoları sayfamıza göz atabilir veya YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.