Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçların göğe yükseldiği, çiçeklerin rengârenk açtığı ve kuşların cıvıldayarak şarkılar söylediği kocaman bir orman vardı. Bu ormanda her hayvan kendi işiyle meşguldü. Kimi yuvasını yapar, kimi yiyecek toplar, kimi de arkadaşlarıyla oyunlar oynardı.
İşte bu ormanın derinliklerinde kocaman gözlü, minicik bedebli, kurnaz mı kurnaz bir fare yaşardı. Adı Fındıktı. Tüyleri sütlü kahve rengindeydi. Kuyruğu ise incecik ve kıvrıktı. En çok sevdiği şey ormanda macera peşinde koşmaktı. Ama Fındık biraz da inatçı bir fareydi. Kendisinden büyük hayvanlara karşı hep üstün gelmeye çalışır, kimseyi dinlemeyi sevmezdi. Sık sık “Küçük olabilirim ama aklım herkesten büyük!” derdi.
Fındık’ın bu ukalalığı diğer hayvanları biraz kızdırıyordu. Özellikle Kaplumbağa Tonton, Tavşan Zıpır ve Baykuş Ovi, Fındık’ın saygısız tavırlarından pek hoşlanmazdı.
Dev Çınarın Sırrı
Bir gün Fındık ormanda dolaşırken devasa bir çınar ağacının altında yaşlı bir kaplumbağa olan Tonton’a rastladı. Tonton yosun kaplı kabuğuyla güneşin altında dinleniyordu.
“Ne yapıyorsun burada Tonton? Yine mi uyukluyorsun?” diye sordu Fındık alaycı bir sesle.
Tonton ağır ağır başını kaldırdı.
“Fındık, bu dev çınarın köklerinde eski bir efsane saklı. Ama bunu anlayacak kadar sabırlı ve saygılı biri olman gerek.”
Fındık kıkırdadı.
“Sabır mı? Saygı mı? Bunlar bana göre şeyler değil. Hadi ama, bana hemen anlat!”
Tonton gözlerini kapattı ve sessizce iç çekti.
“Her şey zamanında küçük dostum. Eğer beklemesini bilirsen ormanın sırları kendini gösterir.”
Ama Fındık beklemeye hiç niyetli değildi. Kendi başına çınarın köklerini araştırmaya karar verdi. Günlerce ağacın köklerini aradı ama hiçbir şey bulamadı!
Baykuş Ovi’nin Uyarısı
Günler günleri kovaladı ve bir gün ormanda garip sesler yankılanmaya başladı. Ağaçların arasında uçan bilge baykuş Ovi Fındık’a seslendi.
“Fındık! Ormanın derinliklerinde sihirli bir taş var. Ama ona yaklaşanlar dikkatli olmalı.”
Fındık gözlerini kocaman açarak “Ne olabilir ki? Ben küçük ama cesurum!” diyerek hemen maceraya atıldı. O sırada baykuş Ovi sessizce mırıldandı:
“Cesaret iyidir ama saygı olmadan cesaret başa bela olur.”
Fındık taşın bulunduğu eski mağarayı buldu. Mağaranın içinde parlak bir Işıltı Taşı vardı. Ama taşı almak için acele ettiğinde mağara sallandı ve çıkışı kapandı! Panikle bağırdı:
“Yardım edin! Burada kaldım!”
Tam o sırada tavşan Zıpır yetişti.
“Fındık! Sana yardım edeceğim ama önce söz ver, başkalarının sözlerine daha çok kulak vereceksin!”
Fındık utandı ama başını salladı.
“Söz veriyorum daha dikkatli olacağım.”
Zıpır ve diğer hayvanlar hep birlikte taşları çekerek Fındık’ı kurtardılar.
Ormanın Gizemli Misafiri
Fındık ve arkadaşları mağaradan çıktıklarında hava kararmıştı. Tam bu sırada ormanda tuhaf bir ışık belirdi. Ormanın derinliklerinden gelen bir ses yankılandı:
“Kim ormanın dengesini bozduysa karşılığını alacak!“
Bu ses ormanın koruyucusu Gizemli Ruh‘a aitti. Ormandaki huzurun bozulduğunu fark etmişti. Fındık korkudan titredi ama cesurca ortaya çıktı.
“İstemeden bir hata yaptım. Ama artık saygının ne kadar önemli olduğunu anladım.” dedi.
Gizemli Ruh, Fındık’a derin bir bakış attı.
“Gerçek pişmanlık, sözde değil davranışta gizlidir. Bunu kanıtla!” dedi.
Fındık ormandaki hayvanlardan özür diledi ve onlara yardım etmeye başladı. Yuvası zarar gören sincaplara yiyecek taşıdı, su bulamayan kaplumbağalara kaynak gösterdi ve herkese içtenlikle yardım etti.
Saygının Gücü
Günler geçtikçe Fındık’ın değişimi tüm ormanda konuşulmaya başlandı. Artık herkes ona güveniyor ve onu seviyordu. Fındık da artık büyük küçük demeden herkese saygı duyuyor, onların düşüncelerine önem veriyordu.
Bir gün kaplumbağa Tonton, Fındık’a yaklaştı ve gülümseyerek:
“Şimdi hazırsın küçük dostum. Dev çınarın altında saklı olan sırrı sana anlatabilirim.” dedi.
Fındık heyecanla kulak kesildi.
“Ormanın en derin köklerinde tüm canlıların kalbinin attığı bir yer var. Saygı ve sevgiyle beslenen bu yer ormanın kalbidir. Ve artık sen de bu kalbin bir parçasısın.”
O andan sonra Fındık ormanın en sevilen ve saygı duyulan minik kahramanlarından biri oldu. Artık sadece cesur değil aynı zamanda bilgili ve saygılıydı.
Ve orman bir kez daha huzurla doldu.
Gökten üç elma düştü:
Biri bu masalı okuyanlara,
Biri bu masalı dinleyenlere,
Biri de saygıyı kalbinde taşıyanlara…
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Hayvan Masalları ve Uyku Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.