Bir varmış, bir yokmuş… Uzak, çok uzak diyarlarda yemyeşil ağaçların göğe yükseldiği, kuş cıvıltılarının melodiler oluşturduğu büyüleyici bir ormanda mutlu bir ayı ailesi yaşarmış. Bu ailenin lideri olan Baba Ayı, iri cüssesine rağmen yumuşacık bir kalbe sahipmiş. Anne Ayı ise sevgi dolu ve bilge bir ayıymış ve aileyi bir arada tutan bağların en güçlü halkası oymuş. Onların bir de sevimli bir yavrusu varmış: Tüyşeker. Adını yumuşacık tüyleri ve şeker kadar tatlı kişiliğinden almış.
Tüyşeker çok meraklı bir yavruymuş. Ormanın her köşesini keşfetmek ister, her çiçeği koklar, her kuşu takip eder ve durmadan sorular sorarmış. Ama bazen bu merakı yüzünden başını derde sokar, anne ve babasının uyarılarını dikkate almazmış. “Ben büyüdüm artık!” diye düşünürmüş. Ama büyümenin sadece fiziksel değil aynı zamanda öğrenmek ve sorumluluk almak anlamına geldiğini henüz bilmiyormuş.
Güneşli Bir Sabah
Bir sabah güneş ormanı altın ışıklarıyla aydınlatırken Tüyşeker erkenden uyanmış. Ormanın derinliklerinden gelen kuşların cıvıltısı ve esen hafif rüzgâr ona bir macera çağrısı gibi gelmiş. İçinde büyük bir heyecanla yerinde duramaz olmuş. Kahvaltı için bal dolu bir kaseyi iştahla bitirirken bir yandan da dışarı çıkmanın hayalini kurmuş.
Baba Ayı, Tüyşeker’in heyecanını fark etmiş. “Bugün dışarı çıkıp oynamak ister misin, küçük ayım?” diye sormuş.
Tüyşeker, “Tabii ki isterim baba! Ama bugün tek başıma gitmek istiyorum.” demiş. Baba Ayı’nın kaşları çatılmış. “Evden çok uzaklaşma yavrum!” diye tembihlemiş. “Orman çok güzel görünebilir ama derinliklerinde yolunu kaybedebilirsin.”
Anne Ayı da konuşmaya katılmış: “Unutma, ailemiz hep birbirine destek olur. Birlikte olduğumuzda güçlüyüz. Sevgi bizi her zaman korur.”
Tüyşeker anne ve babasının söylediklerini dinler gibi yapmış ama içten içe “Ben zaten büyüdüm. Kendi maceramı kendim yaşayabilirim.” diye düşünmüş.
Ormanın Derinliklerine Doğru
Kahvaltıdan sonra ağaçların arasından seke seke uzaklaşmış. Ormanın her köşesi ona yeni bir dünya gibi geliyormuş. Kuşların şarkıları, sincapların ağaç dallarında oynaşmaları ve çiçeklerin rengârenk görüntüsü kalbini mutlulukla doldurmuş.
Ama bir süre sonra ormanın daha önce hiç gitmediği kadar derin bir yerine varmış. Karşısında kocaman bir mağara belirmiş. Mağaranın girişinden altın gibi parlayan bir ışık sızıyormuş. “Bu ne kadar da büyüleyici bir yer!” diye mırıldanmış.
İçeriye adım atmadan önce duraksamış. Anne ve babasının uyarıları aklına gelmiş. “Ormanın derinliklerinde tehlikeler olabilir!” demişti Baba Ayı. Ama Tüyşeker’in merakı korkusundan ağır basmış. “Bu kadar güzel bir yer tehlikeli olamaz!” diyerek mağaraya girmiş.
Mağaranın İçindeki Gizem
Mağaranın içi dışarıdan çok daha büyülüymüş. Tavandan sarkan kristaller gökkuşağı gibi parlıyor, duvarlardaki taşlar adeta yıldızlar gibi ışıldıyormuş. Tüyşeker bu güzellikler karşısında büyülenmiş. Her adımda daha da ileri gitmiş ama bir süre sonra ışıklar azalmaya başlamış. Mağara giderek karanlığa bürünmüş.
Bir noktada durup etrafına bakmış. Geldiği yolu hatırlayamıyormuş. Panikle “Anne? Baba?” diye seslenmiş. Ama yankılanan kendi sesi dışında hiçbir cevap alamamış. Kalbi hızla çarpmaya başlamış. İçini bir korku kaplamış. “Keşke ailemin sözünü dinleseydim!” diye düşünmüş.
Korku ve Umut
Karanlıkta yolunu bulmaya çalışırken gözyaşlarına hâkim olamamış. “Anneciğim, babacığım… Keşke şimdi yanımda olsaydınız.” diye fısıldamış. O an anne ve babasının sevgisinin ne kadar önemli olduğunu hissetmiş. Sevgi dolu kucaklarını ve güven veren seslerini özlemiş.
Tam o sırada mağaranın derinliklerinden bir ses duyulmuş. Tüyşeker’in kulakları dikilmiş. Ses ona doğru yaklaşıyormuş. Korkuyla titremiş. “Bu bir canavar olabilir mi?” diye düşünmüş. Ama yaklaşan uzun boylu koca pençeli bir ayıymış. Bu mağaranın bekçisi olan Yaşlı Ayı‘ymış.
Yaşlı Ayı’nın Bilgeliği
Yaşlı Ayı, Tüyşeker’i görünce gülümsemiş. “Ah, küçük ayıcık. Ne arıyorsun burada yalnız başına?” diye sormuş.
Tüyşeker hıçkırarak “Ailemin sözünü dinlemedim ve buraya geldim. Şimdi de yolumu kaybettim!” demiş.
Yaşlı Ayı sevgi dolu bir sesle “Aile sevgisi güçlüdür yavrum. Onlar seni asla yalnız bırakmaz. Sevgi seni karanlıktan aydınlığa çıkarır. Şimdi gözlerini kapat ve ailenin seni çağırdığını hayal et.” demiş.
Tüyşeker, Yaşlı Ayı’nın dediğini yapmış. Gözlerini kapatıp anne ve babasını düşünmüş. O an sanki onların sevgisi kalbini ısıtmış. Birden mağaranın girişinden Baba Ayı’nın güçlü sesi duyulmuş: “Tüyşeker! Neredesin?”
Aileyle Yeniden Buluşma
Baba Ayı ve Anne Ayı endişe içinde mağaraya doğru koşmuş. Tüyşeker sevinçle bağırmış: “Buradayım baba! Anne, beni buldunuz!” Ailesi onu sımsıkı kucaklamış. Baba Ayı “Sana ne demiştik evlat? Sevgiyle birbirimize tutunursak her şeyin üstesinden geliriz!” demiş.
Anne Ayı ise “Önemli olan hatalardan ders alabilmendir. Seni çok seviyoruz Tüyşeker.” diyerek onu öpmüş.
Tüyşeker o günden sonra ailesinin sevgisinin değerini ve onların öğütlerini dinlemenin önemini anlamış. Artık her macerasında ailesini yanında hissetmiş. Çünkü sevgi karanlık mağaraları bile aydınlatacak kadar güçlüymüş.
Ve Tüyşeker ailesiyle birlikte her gün yeni maceralara atılmış ama bir daha asla sevgiyi hafife almamış.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları ve Uyku Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.