Derin, masmavi okyanusun kalbinde, rengârenk mercanların arasına gizlenmiş bir yer vardı: Mercan Krallığı. Bu krallık denizin en güzel köşesiydi. Parlak mercanlar, dans eden deniz bitkileri ve çeşit çeşit deniz canlıları burada dostça yaşardı. Mercanların arasında parlayan küçük bir mağara vardı ki işte burada masalımızın kahramanı cesur denizatı Minik Miro yaşardı.
Minik Miro altın sarısı kuyruğu ve parlak mavi benekleriyle diğer denizatlarından farklıydı. Ama Miro’yu asıl özel yapan şey kocaman kalbiydi. Herkese yardım etmeyi severdi. Fakat bazen diğer deniz hayvanları onun yardımseverliğini anlamaz ve “Bu kadar yardım etmek zorunda değilsin!” derlerdi.
Miro ise gülümseyerek “Birlikte yaşadığımız bu güzel denizde herkes mutlu olmalı!” diye cevaplardı.
Kayıp İncinin Sırrı

Bir gün Mercan Krallığı’nda bir telaş başladı. Kraliçe Ahtapot Arya‘nın paha biçilemez incisi kaybolmuştu! Bu inci krallığın ışığını sağlayan büyülü bir taştı. İnci olmadan mercanlar solmaya, deniz kararmaya başlamıştı.
Kraliçe Arya, endişeyle haykırdı:
“İncim kayboldu! Onsuz krallığımız kararacak!”
Herkes korkuyla birbirine bakarken Minik Miro öne çıktı:
“Ben bulurum Kraliçem! Denizin her köşesini ararım!”
Böylece Miro minik yüzgeçlerini çırparak karanlık sulara doğru yol aldı.
Parlayan Taş ve Mavi Balon Balığı

İlk durağı parlak taşların diyarıydı. Burada mavi balon balığı Bubu yaşardı. Bubu şişkin gövdesi ve sevimli kocaman gözleriyle biraz sakar bir balıktı.
Miro nazikçe sordu:
“Sevgili Bubu, kraliçenin incisini gördün mü?”
Bubu endişeyle yuvarlandı:
“Ben… ben sadece parlayan bir taş gördüm ama onu saklayan biri vardı. Sanki yosun gibi kokuyordu!”
“Yosun gibi mi?” diye düşündü Miro. Hemen aklına denizin en gizemli canlısı geldi: Yosun Cadısı Morla!
Yosun Cadısı Morla ve Sihirli Kabuk

Miro yosunlarla kaplı karanlık mağaraya yaklaşırken su birden soğudu ve deniz yosunları kıpırdamaya başladı. Morla hırıltılı sesiyle konuştu:
“Kim gelmiş bakın hele! Minik bir denizatı mı? Ne işin var burada?”
Miro cesurca cevap verdi:
“Kraliçenin kayıp incisini arıyorum. Senin bildiğin bir şey var mı?”
Morla kahkaha attı:
“Belki bilirim, belki bilmem! Ama işine yarayacak sihirli bir kabuk verebilirim. Bu kabuk seni doğru yola götürür. Ama dikkat et, kabuk yalnızca yardım edenlerin elinde parlar!”
Miro sihirli kabuğu aldı ve kabuğun içinden yayılan ışığı takip etmeye başladı.
Yardıma Muhtaç Denizanası

Yolculuğu sırasında Miro bir kayalığa sıkışmış küçük bir denizanası gördü. İncecik kolları kayaların arasına dolanmıştı.
Denizanası cılız bir sesle inledi:
“Lütfen yardım et, buradan çıkamıyorum!”
Miro hiç düşünmeden sihirli kabuğunu parlattı ve kabuk büyülü bir ışık yayarak kayaları yerinden oynattı. Böylece denizanası özgür kaldı.
“Teşekkür ederim! Sana yardım edebilirim. Yosun Cadısı Morla’nın karanlık mağarasının ardında bir hazine mağarası var!” dedi
Hazine Mağarası ve Gerçek Hırsız

Miro denizanasının gösterdiği yoldan ilerledi ve sonunda yosunlarla kaplı eski bir mağaraya ulaştı. Burada açgözlü bir balık olan Golom saklanıyordu. Ve Golom’un hemen yanında bir inci parıldıyordu!
Golom sinirle tısladı:
“Bu inci benim! Kimseye vermem!”
Miro cesurca:
“Bu inci hepimizin! Krallık o olmadan kararıyor!”
Tam o sırada Miro’nun sihirli kabuğu parladı. O ışıkla Golom gözlerini kısmak zorunda kaldı ve inciyi bırakıp kaçtı.
Krallığın Işığı Geri Dönüyor

Miro inciyi Kraliçe Arya’ya götürdü. Kraliçe mutlulukla inciyi yerine koydu ve mercanlar tekrar ışıldamaya başladı.
Kraliçe Arya gülümseyerek dedi ki:
“Miro senin cesaretin ve yardımseverliğin sayesinde krallığımız kurtuldu!”
Miro utangaçça kuyruğunu kıvırdı:
“Birlikte yaşadığımız bu denizde herkesin mutlu olması önemli!”
O günden sonra Mercan Krallığı’nda herkes Miro’nun yardımseverliğini örnek aldı. Yardım etmek, krallığın en değerli geleneği oldu. Ve Miro da minik yüzgeçlerini çırparak yeni maceralara yelken açtı.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için 6 Yaş Masalları ve 7 Yaş Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.