Bir zamanlar sonsuz gibi görünen masmavi bir okyanusta, rengârenk mercanların arasında yaşayan Mercan adında küçük, ışıltılı bir balık varmış. Mercan’ın pulları o kadar güzelmiş ki güneş ışığı suyun altına sızıp onu aydınlattığında etrafındaki her şey gökkuşağı gibi parlıyormuş. Okyanustaki diğer balıklar Mercan’ı çok severmiş ama Mercan kendini her zaman yalnız hissedermiş. Çünkü hiçbir şeyi paylaşmayı sevmezmiş.
En kıymetli eşyası babasının ona verdiği bir inci kabuğuymuş. Bu kabuk bembeyaz ve yuvarlak bir inciyle birlikte pırıl pırıl parlıyormuş. Mercan bu kabuğu o kadar çok seviyormuş ki kimseye dokundurtmaz hatta arkadaşlarının görmesine bile izin vermezmiş. Kabuk Mercan’ın gizli bir köşede sakladığı en değerli hazinesiymiş.
Paylaşmayı Sevmeyen Mercan
Her gün Mercan inci kabuğuyla oynamak için gizli bir yere gider, saatlerce ona bakar ve hayaller kurarmış. “Bu kabuk yalnızca benim, kimseyle paylaşmak zorunda değilim.” dermiş kendi kendine. Oyun oynamak isteyen diğer balıklar yanına geldiğinde Mercan genelde onları reddedermiş. “Ben çok meşgulüm.” dermiş ya da “Bugün yalnız olmak istiyorum.” Ama asıl sebep inci kabuğunu kimseyle paylaşmak istememesiymiş.
Zamanla diğer balıklar Mercan’la daha az vakit geçirmeye başlamış. Onu hâlâ seviyorlarmış ama Mercan’ın onlara mesafeli davranışı yüzünden üzülüyorlarmış. Mercan ise yalnızlığının farkına varmadan inci kabuğuyla vakit geçirmeye devam etmiş.
Bir gün derin sularda yüzüp inci kabuğunu sevdiği bir koya götürmek için yola çıkmış. Ancak tam o sırada gökyüzü kararmış ve büyük bir fırtına başlamış. Dalgalar o kadar güçlüymüş ki Mercan elindeki inci kabuğunu sıkıca tutamadan kaybetmiş. Kabuk dalgaların arasında kaybolmuş ve gözden kaybolmuş.
Kayıp Kabuk
Mercan şaşkınlık ve korku içinde kabuğunu aramaya başlamış. Oraya buraya bakmış, yosunların altına saklanmış mı diye kontrol etmiş ama kabuk hiçbir yerde yokmuş. Gözleri dolmuş ve bir kayanın arkasına saklanarak ağlamaya başlamış.
Tam o sırada Mercan’ın yanına, turuncu-beyaz çizgili yüzgeçleriyle sevimli bir palyaço balığı olan Derya gelmiş. Neşeli ve yardımsever bir balıkmış.
“Merhaba Mercan neden burada saklanmış ağlıyorsun?” diye sormuş Derya.
Mercan gözyaşlarını silip hıçkırarak “En sevdiğim inci kabuğumu kaybettim! Onu bulamazsam ne yaparım bilmiyorum.” demiş.
Derya ona sevecen bir şekilde bakmış. “Üzülme, ben sana yardım ederim. Hatta arkadaşlarımı da çağırırım birlikte ararız.” demiş. Mercan önce şaşırmış. Başkalarının yardımını almak hiç aklına gelmemiş. Ama başka çaresi olmadığını düşündüğünden kabul etmiş.
Arkadaşlık ve Arama Macerası
Derya, Mercan’ı kendi arkadaşlarıyla tanıştırmış. Onlar da Mercan’ın hikâyesini duyunca ona yardım etmek istemiş. Arkadaşlar arasında minik ve hareketli bir denizatı olan Zıp Zıp, yaşlı ama bilgili bir kaplumbağa olan Tini, ve parlak yıldız şekilli bir deniz yıldızı olan Parıltı varmış.
“Hepimiz farklı yerlerde arama yapabiliriz.” demiş Zıp Zıp heyecanla. “Ben yosunların arasında kontrol ederim.”
“Ben de kayalıkların arkasına bakarım.” demiş Tini.
“Ben kumları kazıp ararım.” demiş Parıltı.
Hep birlikte çalışmaya başlamışlar. Deniz çayırlarının arasında, derin kayalıklarda, yosunların içinde kabuğu aramışlar. Ama saatler geçmesine rağmen hiçbir iz bulamamışlar. Mercan giderek daha fazla üzülmüş ve umudunu kaybetmeye başlamış.
“Belki de asla bulamayacağız!” demiş üzgün bir şekilde.
Derya ona yaklaşarak “Merak etme Mercan, bazen bir şeyleri kaybetmek başka şeyleri kazandırır.” demiş. “Şimdi hep birlikteyiz ve senin için uğraşıyoruz. Bu, kaybolan kabuğundan daha değerli değil mi sence?”
Paylaşmanın Güzelliğini Keşfetmek
Mercan, Derya’nın söylediklerini düşünmüş. İlk defa bir şeylerini paylaşmadığı için diğer balıklardan uzaklaştığını fark etmiş. Ona yardım eden arkadaşlarına bakmış ve bir şeyler yapması gerektiğini hissetmiş.
“Beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim,.” demiş Mercan utangaç bir şekilde. “Belki kabuğumu bulamayabiliriz ama sizin gibi arkadaşlar kazandım. Bu, her şeyden daha değerli.”
Mercan’ın bu sözleri tüm arkadaşlarını sevindirmiş. Mercan o günden sonra değişmeye karar vermiş. Zıp Zıp’ın bulduğu yosun halkalarıyla diğer balıklarla oyunlar oynamış, Parıltı’nın parlak deniz taşlarını herkesle paylaşmış, hatta bulduğu güzel deniz kabuklarını diğerlerine hediye etmiş.
Artık Mercan paylaşmanın sadece mutluluğu çoğaltmakla kalmadığını aynı zamanda kalbini de daha sıcak ve parlak yaptığını öğrenmiş. Diğer balıklarla birlikte zaman geçirdikçe Mercan’ın pulları her zamankinden daha fazla parlamaya başlamış. Çünkü artık sadece güzel bir balık değil aynı zamanda sevgi dolu bir dostmuş.
Ve Mercan bir daha asla yalnız kalmamış.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Uyku Masalları ve Uzun Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.
–