Masal Oku
Bir zamanlar yemyeşil ormanların derinliklerinde, küçük ve sevimli bir ayı yaşardı. Bu küçük ayıcığın adı Mumu‘ydu. Mumu belki de dünyadaki en tatlı, en sevimli ve en yumuşak ayıcıktı. Çok sevdiği ve hiç yanından ayırmadığı bir oyuncağı vardı. Bu oyuncak Mumu’nun büyükannesinden kalma, eski ama bir o kadar da değerli bir peluş tavşandı. Mumu, Tavşancık adını verdiği bu oyuncakla her gün oynar, uyurken ona sarılır, hatta bazen Tavşancıkla konuşurdu. Onun için Tavşancık sadece bir oyuncak değil aynı zamanda en yakın dostuydu.
Bir gün Mumu annesiyle birlikte ormanın yakınındaki büyük çayırlığa piknik yapmaya gitti. Çimenlerin üzerinde koşup oynarken Tavşancık da elindeydi. Tavşancıkla çimenlerin üzerinde yuvarlandı, çiçekler topladı ve bulutların şekillerini tahmin etti. Ancak gün sonunda piknik sepetini toplarken Mumu bir şey fark etti: Tavşancık yoktu! Kalbi küt küt atmaya başladı, gözleri doldu, nefesi hızlandı. “Tavşancık nereye gitmiş olabilir?” diye endişeyle düşündü.
Hemen çayırlığın her köşesini aramaya başladı. Çimenlerin arasına eğildi, çiçeklerin altına baktı, hatta piknik battaniyesinin altını bile kontrol etti ama Tavşancık’ı bulamadı. Mumu’nun içi kararmıştı çünkü en sevdiği oyuncağını kaybetmişti. Gözyaşları yanaklarından aşağı süzülürken annesi Mumu’yu teselli etmeye çalıştı. “Merak etme, Mumu,” dedi annesi yumuşak bir sesle, “Tavşancık’ı bulacağız. Belki biri onu bulmuş ve saklamıştır.”
Ertesi gün Mumu ormandaki tüm dostlarına Tavşancık’ı sormaya karar verdi. İlk durağı her zaman onunla oyunlar oynayan neşeli Kirpi oldu. Kirpi, küçük kulaklarını dikti ve düşünceli bir şekilde, “Hayır, Mumu, Tavşancık’ı görmedim. Ama üzülme, birlikte arayalım!” dedi. Mumu ve Kirpi ormanın her köşesini aradılar ama Tavşancık’tan herhangi bir iz bulamadılar.
Sonra Mumu ormanın bilge sakini Baykuş’a gitti. Baykuş her zaman her şeyi bilirdi, belki Tavşancık’ın nerede olduğunu da biliyordur diye düşündü. Baykuş Mumu’yu dinledikten sonra derin bir sesle, “Tavşancık’ı görmedim, ama belki yükseklerden bakarsam onu bulabilirim,” dedi. Kanatlarını çırparak yüksek ağaçlara çıktı, etrafı gözetledi ama yine de Tavşancık’ı göremedi.
Mumu’nun umudu yavaş yavaş tükeniyordu. Günler geçti ama Tavşancık hâlâ ortada yoktu. Artık geceleri Tavşancık olmadan uyumaya alışmaya başlamıştı ki bir gün Mumu’nun en yakın arkadaşlarından biri olan Küçük Sincap heyecanla yanına koştu. “Mumu, Mumu! Senin için bir şey buldum!” diye bağırdı. Sincap’ın küçük ellerinde Mumu’nun Tavşancık’ı vardı!
Mumu sevinçle Tavşancık’ı aldı ama bir gariplik vardı. Tavşancık’ın bir kulağı kopmuştu ve tüyleri kir içindeydi. Şaşkınlıkla, “Sincap, Tavşancık’a ne olmuş?” diye sordu. Sincap utangaç bir şekilde başını eğdi ve itiraf etti: “Aslında o gün piknikte, Tavşancık’ı ben almıştım. Onunla oynamak istemiştim, ama sonra kaybettim. Çok korktum ve sana söyleyemedim. Sonra günler boyunca onu arayıp durdum. En sonunda dün onu çalıların arasında buldum…”
Mumu bir an için ne diyeceğini bilemedi. Tavşancık’ı çok özlemişti ama Sincap’ın korkusu ve pişmanlığı da gözlerinden okunuyordu. Sonra yavaşça gülümsedi ve Sincap’a sarıldı. “Önemli değil, Sincap,” dedi. “Hatalar yapabiliriz ama önemli olan hatalarımızdan ders almak. Tavşancık’ı geri getirdiğin için teşekkür ederim.”
Bu olaydan sonra Mumu ve Sincap, Tavşancık’ı birlikte temizlediler ve Mumu Tavşancık’ı bir daha asla kaybetmemeye söz verdi. Sincap ise Mumu’ya her zaman dürüst olacağına dair söz verdi. O günden sonra ormandaki herkes Mumu’nun Tavşancık’ına karşı daha dikkatli oldu ve bu masal dostluğun, dürüstlüğün ve paylaşmanın değerini bir kez daha hatırlattı. Mumu ve Tavşancık ise ormandaki diğer dostlarıyla birlikte mutlu bir şekilde yaşamaya devam etti.
Bu masala benzer masal okumak için Bebek Masalları ve Hayvan Masallar sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.